Buna göre, hem diplomatik hem de askeri koldan sıcak takip başlatılacak.
BM’ye taşınacak Hürriyet'in haberine göre ilk etapta, radarda saldırıya uğradığı noktada Türk uçağının gerçekten Suriye mi yoksa Türk hava sahasında mı olduğunun netleşmesinin ardından Ankara çok konuşmayıp sessizce hareket edecek. Sert bir açıklama da taslak olarak hazır. Ama ilk olarak, konuyu hemen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne (P5) taşıyacak. Ayrıca, bire bir temaslarla da Suriye’nin uluslararası hukuku ve havacılık kurallarını nasıl ihlal ettiği anlatılacak. Suriye’nin açıklamaları izlenecek. Takvime dayalı bir izahat, tazminat ve özür talebi de eş zamanlı olarak gündeme gelecek.
Ulusal onur vurgusu Başbakan, Dışişleri Bakanının bugün ve yarın ABD başta bir dizi telefon görüşmesi planlandı. Ankara’da itinalı bir sağduyu izleniyor, askeri misilleme anlamında çılgın adımlar atılmayacak. Ancak, önümüzdeki dönemde bu kadar hassas bir olayda “ulusal onurun” incitilmemesi için gereken ne ise onun yapılacağı belirtiliyor.
RF-4E tipi iki kişilik keşif ve gözetleme uçağının düşürülmesine giden süreç ve sonrasında halen yanıt bekleyen soruların yanıtları ve kritik noktalar ise şöyle:
Kazaysa neden füze atıldı? -Toplantılarda oluşan ilk hava uçağın o anda Suriye değil uluslararası hava sahasında olduğu. Suriyelilerin dağıttığı haritada Türk uçağı, Suriye denizinden kara bölgesine giriyor çıkıyor. Bu hem yakıt, hem olayın oluşu açısından mümkün değil. Yine de Suriye hava sahası ihlali olsa da sonuç bu olmamalıydı. Ayrıca o resimde uçak, Suriyeden artık çıkarken görülüyor. Olay kaza ise uçağa bu füze hala niye atılıyor?
Yalnız, korkusuz, silahsız - Uçak iddia edilenin aksine kesinlikte tek, silahsız. Zaten keşif uçakları silah taşımaz ve 173 filonun sloganı da “yalnız korkusuz silahsız”dır. O gün belirtilen saatte teğmenin alçak irtifa eğitimi için yalnız kalktığı gibi sadece de alçaktan uçuş ve eğitim amaçlandı. Eğer gizli bir keşif görevi olsaydı her zaman olduğu gibi iki silahlı F-16 uçağı ona görevini güvenli yapsın diye eşlik ederdi. Zaten, saldırıya uğradığında da bu uçaklar hemen yukarıdan karşı müdahalede bulunurdu.
- Bu paralelde, Diyarbakır’daki pistin kapalı olması nedeni ile İncirlik ve Malatya’da bulunan 181. ve 182. F-16 Lantırn filolalarına olayın olmasının ardından ilk etapta düşürülmeye dair bir durum görülmediğinden de önceki gün boyunca alarm verilmedi.
-Halen Suriye’nin yaptığı, “İhlal etti, düşürdük” açıklaması haricinde elde net bir bilgi yok. Samandağ zirvesindeki bölgeyi gören İskenderun Radarı burada kilit önemde. Ancak ilk alınan bilgi, Türk uçağının, Suriye sahasını ihlal etmediği yönünde. Normalde, zaten bu radarlar savaş uçaklarını skoptan izleyip komşu sınıra 5 mil yaklaştığında hemen uyarıyor. O gün bu uyarı da yok zaten.
-Hava Kuvvetlerindeki bazı güvenilir kaynakların önceki gün ilk değerlendirmesinde pilotların sağ olabileceği, çünkü üzerlerindeki sinyallerin olabileceği belirtiliyordu. Ancak, bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Kaçırılma ihtimali de zayıf. Pilotların akibeti de bundan sonraki adımlar için belirleyici olacak.
-Bir ilginç noktada uçakla irtibat kesildiği anlaşıldığından itibaren ilk değerlendirme, uçağın deniz üzerinde arızaya girdiği ve denize vurduğu yönündeydi. Düşürülme bilgisi akşam Ankara’dan yapılınca bazı filolalar dahil birçok birim olayın düşme olmadığı bilgisine sahip olabildi.
-Suriye uluslararası havacılık kurallarına göre, eğer Türk uçağı ihlalde bulunsa bilgi öncelikle telsizle sonra da savaş uçaklarıyla önleme yoluyla uyarmak zorundaydı. Bunu da tüm dünyada olduğu gibi VHF 243 ve UHF 121.5 telsiz kanalından ‘Unknown aircraft you are flying over Syrian territory-Bilinmiyen uçak şu an Suriye hava sahası üzerinde uçuyorsun’ diye yapacaktı. Bu uyarı bölgedeki tüm radar merkezleri ve uçaklardan ortak frekanstan da duyulurdu. Bu yapılsaydı, Türkiye tarafı da duyardı. Bu uyarıya dair bir kayıt görülmüyor. Ayrıca, bu da yetmezse Suriye uçaklarını gönderebilir ve uçağımızı sahası dışına çıkarabilirdi. İlk açıklamada bir kilometre içeri girdi demişlerdi.
-Uçağın hızını alamayıp içeri girmesi de, iki saniyede bir kilometre giden bir uçağın teknolojik önleme donanımı düşünüldüğünde mümkün olmaz. Bir de Suriye’nin Türk uçağı olduğunu sonradan anladığı açıklaması da dost düşman tanıma sistemi ile hangi uçağın kime ait olduğunu anlatan radarlar nedeni ile samimi değil.
Bir iddia da Suriye’nin deniz üzerindeki bir gemisinden ateş edebileceği.
Suriye, uçağımıza uçaksavar ile ateş edemez. Çünkü maksimum menzili 1.5 mil olan bu silah yetersiz kalır. Peki, SA-6 tipi ya da benzeri Rus yapımı füze attıysa? Bu mümkün. Ama yine de uçakta pilotu kendisine füze kilitlendiğine yönelik uyaran bir sistem neden harekete geçmedi? Bu nedenle Rusya'nın da vurmuş olma ihtimali sıfır.