Türkiye'de "kriz ısırırken" politikacıların yeni bir IMF anlaşması gereği konusunda tartıştıklarına dikkat çekildi. Financial Times gazetesi, "Küresel krizin Türkiye'deki olumsuz etkilerinin kanıtları artarken ülkenin yine Uluslararası Para Fonu'na başvurması gerekip gerekmediği konusunda siyasi bir kavga patlak verdi" diye yazdı.
Gazete, "Siyasiler, durumun ciddiyetini kabul etmeye isteksiz ve 2009 yılı için yüzde 4 büyüme hedefini koruyor. Bu oran, bağımsız tahminlerden çok daha yüksektir ve bütçe planlarının dayandığı varsayımları gölgeliyor" yorumunu da yaptı.
Ekonomi gazetesi Financial Times, Türkiye'de yeni bir IMF anlaşmasına ilişkin tartışmaları Delphine Strauss imzalı "Kriz ısırırken Türk politikacıları, IMF yardımı gereği konusunda tartışıyor" başlıklı haberinde yansıttı.
Gazete'nin Ankara kaynaklı haberinde "Türkiye'de küresel finansal krizin olumsuz etkilerinin kanıtları artarken, ülkenin yardım için yine Uluslararası Para Fonu'na başvurması gerekip gerekmediğine ilişkin siyasi bir kavga patlak verdi" yorumu yapıldı.
Son stand-by anlaşmasının geçen Mayıs ayında sona erdiğini anımsatan gazete, birkaç Avrupa ülkesinin IMF'den yardım almak için harekete geçmesine karşın Türk politikacılarının Ankara'nın dış desteği olmadan yapabileceğini söylediklerini kaydetti.
Bu çerçevede Financial Times, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kriz ortamında IMF'in isteklerine boyun eğerek yarınlarımızı karanlığa sokamayız" yolundaki beyanını de aktarırken, başbakanın sözlerini, "IMF ile bir anlaşmanın, bütçe tasarısında kesintiye gidilmesini gerektireceği"nin bir göstergesi olarak değerlendirdi.
Buna karşın Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın, IMF desteğinin güven verilmesi açısından yararlı olacağını ancak bu aşamada IMF kredilerine ihtiyaç bulunmadığı yolundaki açıklamasına da dikkat çekilen haberde "Başkanın açıklamaları, finansal türbülanslara yabancı olmayan ve yabancı sermaye kururken ekonomik yavaşlama korkularının arttığı bir ülkedeki yaşanan dönemin bir işaretidir" değerlendirmesi yapıldı.
"BİRÇOK İNSAN, KURLARI HAVA TAHMİNLERDEN DAHA ÇOK İZLİYOR"
Türkiye'deki iç kaynaklı döviz krizleri tarihi nedeniyle "birçok insanın, enflasyon ve döviz kurlarını hava tahminlerinden daha çok izlediğini" belirten gazete, bu çerçevede 2001 krizinin olumsuz etkilerini anımsattı.
Yapılan rehabilitasyon çalışmaları sayesinde sarsılan ABD ve Batı Avrupa bankalarına kıyasla Türk bankalarının "muhafazakar ve iyi sermayeleştirilmiş" gibi göründüğü kaydedilen haberde, "Ancak bu, beş yıllık refahı fonlayan yabancı sermaye girişleri azalırken, ülkeyi keskin bir ekonomik yavaşlamayı yaşamaktan kurtarmayacak" denildi.
Financial Times şöyle devam etti:
"Siyasiler, durumun ciddiyetini kabul etmeye isteksiz ve 2009 yılı için yüzde 4 büyüme hedefini koruyor. Bu oran, bağımsız tahminlerden çok daha yüksektir ve bütçe planlarının dayandığı varsayımları gölgeliyor."
"EN BÜYÜK YAKIN TEHLİKE DIŞ FİNANSMAN İHTİYACI"
İngiliz gazetesi, IMF'nin son olarak gelecek yıl için yüzde 3 büyüme tahmin ettiğini anımsatarak, yavaş büyümenin, genç ve hızlı büyüyen
bir nüfus için iş olanaklarını yaratmaya çabalayan bir ülke için "acı verici" bir görünüm oluşturduğunu vurguladı. Gazete şunları yazdı:
"En büyük yakın tehlike, Türkiye'nin, uzun bir süreden beri devam eden ve ülkeyi sıkı küresel kredi koşullarına kırılgan yapan, büyük dış finansman ihtiyacından kaynaklanıyor.
Analistlerin çoğu, (Türkiye'nin) tam bir ödemeler dengesi krizinden kaçınabileceğini düşünüyorlar. Ancak GSYİH'nın yüzde 6'sı üzerinde seyreden ve artan bir biçimde şirket borçlanmalarıyla finanse edilen bir cari açığı yönetmek kaçınılmaz olarak giderek daha zor olacak."
Financial Times, yüksek faiz oranlarının, tüketici harcamalarındaki patlamanın sonunu hızlandırması ve Avrupa piyasalarındaki durgunluğun ihracat sektörünü vurmasının reel ekonomiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekerken, emlak yatırımcılarının vardıkları anlaşmalardan çekildiğini, perakencilerin mağaza büyüme planlarını gözden geçirdiklerini ve araba yapımcılarının üretimi durdurma çağrılarını yaptıklarını kaydetti.
Daha düşük petrol fiyatlarının, ithalat faturasını düşürmekle birlikte Türk şirketlerinin Ortadoğu'daki proje olanaklarını azaltacağını belirten gazete, "İstanbul'daki bankacılar, Körfez yatırımcılarının önemli miktarda döviz kredilerini alan şirketleri de vuracak olan, liranın düşüşünden önce konuşulan fiyatları yeniden müzakere etmek istediklerini söylüyorlar" diye yazdı.