Hacettepe Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi'nde İHA muhabirinin sorularını cevaplayan Prof. Dr. Yaralı, gönüllü bir kadından alınan ve çekirdeği çıkarılan yumurta hücresinin başka birinden alınan beden hücresi ile birleştirilmesi sonucu embriyonun elde edildiğini ifade ederek, "Bu embriyo ya taşıyıcı annenin rahminin içerisine transfer edilerek üreme klonlaması yapılır, yada elde edilen embriyo laboratuvar ortamında bir takım uyarıcılar farklı hücrelere dönüştürülerek kök hücreye dönüştürülür. İki farklı kişiden alınan hücrelerin birleştirilmesiyle elde edilen embriyonun başka birinin tedavisinde kullanılmasına tedavi klonlama adı veriliyor" dedi.
Tedavi edici klonlamanın tıpta çığır açacak gelişmeleri beraberinde getirdiğini anlatan Prof. Dr. Yaralı, günümüzde şu anda felç, kalp yetmezliği, Parkinson, Alzheimer ve organ yenileyememe gibi tedavisi mümkün olmayan hastalıkların tedavisinin mümkün hale gelebileceğini kaydetti. Prof. Dr. Yaralı, embronik kök hücrelerin laboratuvar ortamında değişik hücrelere dönüştürülmesinden sonra uygun bir şekilde tekrar hastaya nakledilmesinin tıpta devrim yaratacağını ifade etti. Tedavi edici klonlama konusunda Sağlık Bakanlığı'nın mevzuatlarında eksiklikler bulunduğunu vurgulayan Yaralı, "Türkiye'de tedavi edici klonlama yani embriyonik kök hücresinin laboratuvar ortamında geliştirilmesi konusunda bazı ön çalışmalar vardır. Tedavi edici klonlamanın kaynaklarından birisi normal tüp bebektir. Mikro enjeksiyon yöntemiyle elde edilen embriyolar olabilmektedir. Bunların atık malzemelerinin hasta izniyle kullanımına ilişkin yasal mevzuatta eksiklikler vardır. Bu konuda yani deney amaçlı kullanım konusunda mevzuatta iyileştirmelere ihtiyaç bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
Tedavi edici klonlama konusunda dünyada çok önemli ve istikbal vaad eden çalışmaların yapıldığını anlatan Prof. Dr. Hakan Yaralı, bu konudaki gelişmelerin çığır açacak düzeyde olacağını belirtti. Halk arasında 'insan kopyalanması' olarak bilinen üreme klonlamasının Avrupa'da ve çoğu ülkede yasaklandığını hatırlatan Yaralı, "Üreme klonlamasına ilişkin günümüzde halen bilimsel, teknik, etik ve dinsel boyutta tartışmalar vardır. Klonlanmış embriyonun genetik programlanmasına ilişkin sıkıntılar devam ediyor. Ben yakın zamanda üreme klonlamasıyla ilgili önemli bir gelişme olacağını sanmıyorum. Çünkü bu işlemin verimliliği çok düşüktür. Klonlanmış hayvanların çoğu rahim içerisinde kaybediliyor, nadir görülen doğumlarda ise önemli hastalıklar görülüyor. Çoğu ülkede üreme klonlaması yasal mevzuatlarla sınırlandırılmıştır" diye konuştu.