Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Pınar Balcı, kronik hastalığı olup oruç tutmak isteyenlere uyarılarda bulundu.
DOKTORUNUZA DANIŞMADAN ORUÇ TUTMAYIN
Ramazan ayı boyunca sindirim sistemi rahatsızlığı, kalp, böbrek, diyabet, yüksek tansiyon gibi kronik hastalıkları bulunanların doktor onayı olmadan oruç tutmaması gerekir. Doktor kontrolü olmadan bir şey olmaz diyerek ilaçların bırakılması veya dozaj ve saatlerinin değiştirilmesi hayati sorunlara yol açabilmektedir.
İFTARDA REZENE ÇAYI, SAHUR ZEYTİNYAĞLI KUDRET NARI
Sindirim sistemi hastalarının Ramazan ayında beslenmesine özellikle özen göstermesi gerekmektedir. İlerlemiş gastrit ve reflü olan hastalarda uzun açlık süresi mide asit seviyesini artırarak şiddetli ağrılara hatta mide kanamalarına yol açabilmektedir. Bununla birlikte yanlış beslenme kaynaklı sindirim sistemi rahatsızlığı yaşayanlar için Ramazan ayı mide ve bağırsakları dinlenmesi bakımından olumlu sonuçlar verebilir. Özellikle iftar sonrasında şişkinlik ve hazımsızlık yaşamamak için hızlı ve fazla miktarda yemekten kaçınarak besinler yavaş çiğnenmelidir. Yağlı, asitli ve hazır gıdalardan uzak durulmalı, iftardan sonra zamana yayarak 8-10 bardak su içilmelidir. Laktoz intoleransı bulunmuyorsa yoğurt, tarhana tuzsuz turşu gibi probiyotikler sofradan eksik edilmemelidir. Gastrit ve ülser hastaları için sindirimi kolaylaştırmak için tedaviye ek olarak iftardan sonra rezene çayı sahurdan sonra ise zeytinyağlı 1 tatlı kaşığı kudret narı tercih edilebilir.
HEMEN AĞRI KESİCİYE SARILMAYIN
Sindirim sistemi sorunu yaşayan hastaların dikkat etmesi gereken bir değir konu da ağrı kesici kullanımıdır. Ramazan ayının özellikle ilk günlerinde açlığa bağlı olarak yaşanan baş ağrıları için daha sık ağrı kesici tercih edilebilmektedir. Ağrı kesiciler ülser ağrısını artırıp kanama riskine zemin hazırlayabilir. Gastrit ve ülseri olan hastaların ağrı kesici konusunda daha dikkatli hareket etmeleri gerekmektedir.
RAMAZANDA İNSÜLİN DİRENCİNİZİ KIRABİLİRSİNİZ
Diyabet hastalarının oruç tutma kararı almadan önce muhakkak doktoruna danışması gerekir. Ani şeker düşmeleri ve hipogliseminin hayati olabilecek birçok yan etkisi bulunduğu için özellikle diyabet ilacı ya da insülin kullanan hastaların oruç tutması çok risklidir. İnsülin direnci olup ilaç kullanmayan diyabetik hastalar için ise oruç ve uzamış açlık insülin direncini kırmak için bir fırsat bile olabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar uzamış açlığın metabolizma ve beden sağlığını iyileştirdiğini göstermektedir. Açlık sonrası tüketilen besinlere dikkat edilmesi gerekir. İftar ve sahur vaktinde olabildiğince ekmek, pirinç, bulgur, makarna gibi karbonhidrat içeriği yüksek besinlerden uzak durmalı bunun yerine lif kaynağı sebzeler tercih edilmelidir. Kızartma yerine haşlama ya da ızgara et - balık ilk sıraya konulmalıdır. Ölçülü şekilde tüketilen tereyağı ve zeytinyağı uzun süre tok kalmayı, iftar sonrasında atıştırma ihtiyacını engellemeyi sağlar.
İFTARDAN SONRA 1 SAAT YÜRÜYÜN
Özellikle iftardan sonra olan yaşanabilen tatlı krizlerinde şerbetli tatlılar yerine meyve, meyve kompostoları ya da az şekerli sütlü tatlılardan ölçülü bir şekilde tüketebilir. İftar sonrası uyku hali ve ağırlık basmasını önlemek için açık havada yapılan bir saatlik tempolu yürüyüş kan şekerini dengelerken kas kitlesinin korunmasını ve sindirimi kolaylaştırmaktadır.
TUZDAN UZAK BİR RAMAZAN GEÇİRİN
Ramazan ayında en çok dikkat edilmesi gereken konuların başında ani tansiyon yükselmeleridir. Tansiyon ilacı kullanmasına rağmen kontrolsüz tansiyon yüksekliği yaşayanlar, birden daha fazla tansiyon ilacı kullananlar, eşlik eden kalp hastalığı olanların oruç tutması sağlıkları açısından sakıncalıdır. Tansiyon hastalarının oruç tutarken en dikkat etmesi gereken konuların başında iftar ve sahur sofrasında tuzdan uzak durmalarıdır. Günde 8-10 bardak su tüketirken fazla tuz içeren turşu, salamura, konserve gibi besinler tercih edilmemelidir.
İFTAR VE SAHURDAN SONRA FINDIK YEMEYİ UNUTMAYIN
İftar ve sahurda bol miktarda yeşillik ve sebze tüketmek tansiyon kontrolünde önemli olan mineral desteğini sağlamaktadır. Kullanılan ilaçlar ve uzun süren açlık ile artmış magnezyum, potasyum desteği sahur ya da iftarda birer avuç badem, fındık gibi kuru yemişlerden karşılanabilir.
BÖBREKLERİNİZİ SUSUZ BIRAKMAYIN
Böbrek hastalarının uzun süre susuz kalmaları nedeni ile oruç tutmaları sakıncalı olabilir. Üre kreatin değerleri kontrol altında olan evre 1-2 -3 böbrek yetmezliği hastaları yeterli miktarda su tüketebiliyorlarsa oruç tutabilirler. Fakat bu hastalar 1 ay boyunca en az bir defa üre kreatin testi yaptırmalıdır. Alınan ilaçların saatleri tedavi aksamayacak şekilde doktorlar tarafından düzenlenmelidir. Son dönem böbrek hastalarının, diyaliz tedavisi alan hastaların ise oruç tutması sakıncalıdır.