Kronik hastalıkların aile üzerindeki etkileri

Uzman Psikolog Damla Alkan Saygılı, kronik hastalıkla karşı karşıya kalan çocuk dışında, ebeveynlerin ve kardeşlerin de bu duruma bağlı psikolojik ve sosyal birçok olumsuz etkiye maruz kaldığını ifade etti.Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, en az üç ay süreli olan, çocuğun normal aktivitelere katılımını engelleyen, ayni zamanda evde sağlık ve tıbbi bakım gerektiren hastalıkların kronik hastalıklar olarak nitelendirildiğini, kronik hastalıkla karşı karşıya kalan çocuk dışında, ebeveynlerin ve kardeşlerin de bu duruma bağlı psikolojik ve sosyal birçok olumsuz etkiye maruz kaldığını söyledi.Damla Alkan Saygılı; “Kronik hastalıklar tüm aile yaşantısını olumsuz etkilemektedir”Sağlıklı olmanın, birçok kişi için bir engel veya hastalığa sahip olmamak olarak görüldüğünü söyleyen Uzm.

Uzman Psikolog Damla Alkan Saygılı, kronik hastalıkla karşı karşıya kalan çocuk dışında, ebeveynlerin ve kardeşlerin de bu duruma bağlı psikolojik ve sosyal birçok olumsuz etkiye maruz kaldığını ifade etti.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, en az üç ay süreli olan, çocuğun normal aktivitelere katılımını engelleyen, ayni zamanda evde sağlık ve tıbbi bakım gerektiren hastalıkların kronik hastalıklar olarak nitelendirildiğini, kronik hastalıkla karşı karşıya kalan çocuk dışında, ebeveynlerin ve kardeşlerin de bu duruma bağlı psikolojik ve sosyal birçok olumsuz etkiye maruz kaldığını söyledi.
Damla Alkan Saygılı; “Kronik hastalıklar tüm aile yaşantısını olumsuz etkilemektedir”
Sağlıklı olmanın, birçok kişi için bir engel veya hastalığa sahip olmamak olarak görüldüğünü söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı sağlığın, yalnızca engelliliğin veya hastalığın olmaması anlamına gelmediğini ifade etti. Sağlıklı kişilerin hayatının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan da dengede ve uyum içinde olması gerektiğine dikkat çeken Damla Alkan Saygılı, kişilerin kendini hayata karşı memnun ve mutlu hissetmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Kronik hastalıklar hem çocuğu, hem de ailesini etkileyen bir yaşam krizidir. Bir başka ifadeyle çocukta kronik bir hastalığın ortaya çıkmasıyla gerek çocuk gerekse aile, hayatı kontrol etmede ve sorunların üstesinden gelmede zorluk yaşamaktadırlar. Bunların yanında kronik hastalığın varlığı gerek bedensel, gerek ruhsal gerekse sosyal açıdan ailenin hayatını etkilemektedir. Ayrıca kronik hastalığın ortaya çıkmasıyla aile içinde alışılagelmiş uyum ve problem çözme becerilerinin kullanılmasının yetersiz kaldığı ve mevcut yaşantılarında dengesizliğin yaşandığı bir durum söz konusudur.”

Reklam
Reklam

Kronik hastalıklarda çocuk ve aile için kriz dönemleri
Kronik hastalıkların hem çocuğun hem de ailenin yaşam dengesini bozduğunu söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, bozulan yaşam dengesinin onarılmasının uyum sürecine bağlı olduğunu belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı ,“Kronik hastalığı olduğunu öğrenen çocuk ve çocuğunun hastalığı olduğunu öğrenen ebeveynler, değişik koşullardan etkilenmesine rağmen, çocuktaki kronik hastalığın öğrenilmesinden sonra geçirdikleri evreler bakımından benzerlikler göstermektedirler. Kronik hastalığın, çocuk ve aile üyeleri için bir yaşam krizi olduğunu düşünecek olursak, hasta olan çocuk ve aile şok dönemi, tepki dönemi, işlem dönemi ve yeniden uyum dönemi olarak belirtilen dört kriz dönemini yaşamaktadır. Yaşanan bu dönemlerin hepsi hasta ve ailesinin uyumu için gerekli aşamaları oluşturmaktadır.”
Kronik hastalığa maruz kalan çocuk ve aile üyelerinin karşı karşıya kaldığı kriz dönemleriyle ilgili detaylı açıklamalarda bulunan Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, ilk aşama olan şok döneminin hastalıktan mümkün olduğunca uzak durulan bir dönem olduğunu, “Bu benim ya da bizim başımıza gelmiş olamaz”, "Bu doğru olamaz” şeklinde düşüncelerin yer aldığını, hastalıkla ilgili detayların, hastalığın tedavisinin ve bunun gibi durumların öğrenilmek istenmesi yerine gelecekle ilgili ümitli şeylerin duyulmak istendiği bir dönem olduğunu belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı şöyle devam etti: “Tepki dönemi; kişinin hastalığa yönelik öfke duyduğu, kendini hüzünlü, acılı ve hayal kırıklığı içinde hissettiği, diğer insanlar gibi sağlıklı olmadığı için kederlenip, yaşamın adaletsiz olduğunu düşündüğü bir dönemdir. İşlem dönemi ise onarım dönemi olarak da isimlendirilebilir. Bu dönem kişinin hastalığının ne olduğu, hastalığıyla baş etmek için neler yapması gerektiği ile ilgili bilgi edindiği bir dönemdir. Yeniden uyum dönemi ise kişinin hastalığının önemli bir şey olduğunu ancak hayata dair her şey olmadığını kabullendiği bir dönemdir. Bu dönem ayrıca, tedavinin zor olabileceğinin, yaşamın değişebileceğinin, yaşamın eskisi gibi olmayacağının farkına varıldığı, ancak tüm bunlara karşın hoş bir hale getirilebileceğinin kavrandığı dönemdir. Bazı kişiler bu dönemleri sağlıklı bir şekilde geçip hastalığa ilişkin uyum sağlayabilirken, bazı kişiler ise uyum sürecini yaşamakta zorlanıp, şok dönemi veya tepki dönemine takılıp kalabilmektedir. Çocuk ve ailenin baş etme sürecinde sergiledikleri tepkiler doğal olsa da, bu tepkilerin şiddeti ve süresi uzadığı zaman tedavi açısından sorun oluşturmaktadır.”
Damla Alkan Saygılı; “Sağlıklı olan kardeşin duygusal gereksinimleri göz ardı edilmemeli.”
Kronik hastalıkların çocuğu etkilediği gibi ebeveyn ve kardeşleri de etkileyebileceğini söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, bu durumun fiziksel sorunlarla birlikte psikolojik sorunları da beraberinde getirebileceğini belirtti. Kronik hastalığı olan çocuklarda inatçılık, düzensizlik, uyum güçlüğü, bağımlı davranışlar, duygusal sıkıntılar, okul devamsızlığı, akademik ya da sosyal alanda sıkıntılar, davranış sorunları, depresyon, kaygı gibi sorunların gözlemlendiğini söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, hasta çocuğu olan ebeveynlerde gelecekle ilgili umutlarının azalması, kaygı, depresyon belirtileri, stres, suçluluk duyguları, uyum sorunları, hasta çocuklarına yönelik aşırı korumacı yaklaşımlarda bulunma, aile içinde tartışmaların olması gibi sorunların görülebileceğini belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı konuyla ilgili şunları söyledi; “Bunların yanında kronik hastalığı olan çocuğun kardeşleri üzerindeki etkisine bakıldığı zaman sağlıklı çocuk hasta kardeş ile aşırı bir şekilde özdeşim kurarak hastalanacağını düşünebilmekte ve buna ilişkin kaygı, korku yaşayabilmenin yanı sıra, hasta kardeşleri ile tartışmaları sonucu, sağlıklı çocukta suçluluk duyguları oluşabilmektedir. Ayrıca hasta kardeşe daha fazla zaman ayrılması ve sağlıklı çocuğa daha fazla sorumluluk yüklenmesine bağlı olarak sağlıklı çocuk, yalıtılmışlık ve yalnızlık hisleri, hasta kardeşine veya ebeveynlerine yönelik kızgınlık hisleri yaşayabilmektedir.”
Damla Alkan Saygılı; “Bir uzman desteği ile hastalık sürecine daha kolay uyum sağlanabilir.”
Kronik hastalığı olan çocukların ve ergenlerin tedavisinde yalnızca fiziksel tedavinin yeterli olmadığını söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, psikolojik ve sosyal faktörlerin de çocuğun gelişimi üzerinde önemli etkilere neden olduğunu belirtti. Çocukların sağlıklı gelişimi için aile, okul, arkadaş grubu, tedavi ekibi ve psikososyal çevresine başarılı bir şekilde uyum sağlayabilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, şöyle devam etti: “Hasta çocuğa ve ailesine tanının söylenmesinden, kronik hastalığa ilişkin uyumlarının oluşumuna değin geçen süreçte, çocuğun ve ailenin fiziksel, ruhsal, sosyal açıdan hayatının dengede ve uyum içinde olması, kendini hayata karşı memnun ve mutlu hissetmesi yönünden, çocuk veya ergene verilen tıbbi hizmetlerin yanında, çocuk ve ergen ruh sağlığı kliniğinden uzman desteği almak, kronik hastalığıyla baş etmeye çalışan çocuğun/ergenin sağlığı açısından önemlidir.”

Reklam
Reklam