Konya Ticaret Odası (KTO)’nın Ocak Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi.KTO Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı, KTO Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Ahmet Arıcı’nın yönettiği toplantıda oda faaliyetleri ile gündemdeki ekonomik ve sosyal konular değerlendirildi.KTO Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Öztürk, toplantıda yaptığı konuşmada, Mayıs ayından itibaren Amerikan Merkez Bankası (FED) açıklamalarıyla birlikte Gezi Parkı ve 17 Aralık olayları ile Türkiye’de son on yılda ekonomik yükselişe bağlı olarak inşa edilen istikrar, güven ve öngörülebilirlik ortamının ciddi bir zarar gördüğünü söyledi. Başkan Öztürk, “FED kararları, yurtiçinde yaşanan yüksek siyasi tansiyon ve spekülatif baskılar sebebiyle aşırı artan döviz kuru karşısında Merkez Bankası olağanüstü toplanarak faizde sert bir artışa gitmiştir. Türkiye’de geçmişte ekonomik kriz algısı olan Kur-Faiz-Enflasyon artışı noktasına ne yazık ki geri gelinmiştir. Gelinen süreçte TL’nin 1 Mayıs’tan itibaren dolar karşısında değer kaybı yüzde 20’yi aşmıştır. Faizde ise iki kat artış gerçekleşmiştir. Ortaya çıkan belirsizlik durumu neticesinde kaybeden ülke ekonomimiz ve özel sektörümüz olmuştur. Kazanan ise yurt içinde ve yurt dışındaki büyük tefeciler olmuştur. Faiz artışının zararlarını orta ve uzun vadede göreceğiz. Ekonomik daralma, işsizlikte artış, bütçede açığın büyümesi, sorunlu kredi hacminde tehlikeli tırmanış gibi eğilimler ortaya çıkacaktır. Sonuçta faiz artışı ithalatı cazip hale getirecek, böylelikle Türkiye üretim ve ihracat yapamayan bir ülke haline gelecektir. Bu sorunu aşmanın tek yolu ise üretim esaslı reformların bir an önce hayata geçirilmesidir” dedi.Gezi olayları ile birlikte devam eden süreçte bugün yaşanılan hadiselerin temelinde ülkenin yönetilebilir olmaktan çıkarılması çabalarının olduğunu söyleyen Başkan Öztürk, “12 Eylül öncesine baktığımızda bir tarafta anarşi bir tarafta ekonomide yüzde 40’lara varan devalüasyon sonucunda askeri darbeyi yaşadık. Ardından gelen Özal hükümetleri döneminde yönetimi itibarsızlaştırmak amacıyla sık sık yolsuzluk iddiaları gündeme getirildi. 1989’dan 28 Şubat dönemine kadar yönetim zorluğu yaşanılan ülkede kötü bir ekonomik tabloda yaşanan krizler hepinizin malumu. Hükümetin itibarsızlaştırılması çabalarının arttığı 28 Şubat sürecinde, dönemin Başbakanı Necmeddin Erbakan ülkenin selameti için kendi isteğiyle başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştır. Bu dönemle birlikte ülke yeni bir kaos ortamına girmiştir. Bu ortamda 1999 ve 2001 krizlerinin faturasını hepimiz ödedik. Sonrasında Türkiye’nin son on bir yılına damgasını vuran Ak Parti hükümeti dönemi başladı. Ülkenin istikrar kazandığı gelecek hedefleri belirlediği bu dönemde de; Türkiye’de son otuz yılda yaşanılan, yönetim zorluklarının benzerini Mayıs ayı itibariyle görmekteyiz. 17 Aralık’tan itibaren de artan bir şekilde Hükümeti itibarsızlaştırma, uluslararası alanda prestijini sarsma ve yönetim zorluğu çıkarma girişimleri devam etmektedir. Bu ortamda Anadolu ekonomisi kaybetmektedir. Bu ülkenin istikrarını ve siyasi iradenin itibarını koruması gerekenler işadamları olarak bizleriz. Ülkede yönetim boşluğu oluşturup, bu boşluğu farklı grupların doldurması kimseye bir yarar getirmeyecektir. Ümit ediyorum ki ülkemizin yaşadığı bu zorlu süreç en kısa zamanda sona erecektir. Bunun için; çok sevdiğimiz ülkemizi büyütmek için bizler işadamalrı olarak çok çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz