Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu tenezzül edip Çanakkale şehitliği’ne giderseniz orada Boşnakların, Kosovalıların şehitlerin isimlerini görürsünüz. Hiç kimse Boşnaklara, Makedonlara Çanakkale’de ne işiniz var diye sormadı. Bu ne gaflettir. Onlar kardeşleri için buraya geldiler ve kardeşleriyle omuz omuza bu toprakları müdafaa ettiler.
Nakdi yardımlarımızda dünyaya ulaşacağız, dünyanın dört bir yanına yayılmış ata yadigarlarına sahip çıkacağız. İhracatı artırmak için gideceğiz. Dostluk adına kardeşlik adına ulaşabildiğimiz her yere ulaşacağız. Ufku dar, Ankara’dan başını dışarı çıkaramayan siyasi partilere rağmen, biz dünyayı kucaklamaya adaletle devam edeceğiz.
Buradan Afganistan’da, Kosova’da, Lübnan’da, Somali’de görev yapan Mehmetçiğimizi bir kez daha selamlıyorum. Arnavutluk’ta, Nahcivan’da, ABD’de, Norveç’te, Almanya’da askeri personelimizi buradan selamlıyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun diyorum.
Tabi bu arada şu anda ana muhalefet partisi de Suriye’yle ilgili bir toplantı yapıyor. Suriye’deki zulmü, şu ana kadar 10 bine yaklaşan öldürülen kardeşlerimizi öldüren rejimi savunmak üzere toplantı yapıyor. Suriye’ye bu mantıkla çözüm vereceklermiş. Onun da değerlendirmesini ayrıca yaparız. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Bunları değerlendireceğiz.
Elbette dünyalar da bağışlansa, şehit veren bir ailenin evladı geri gelmeyecek. Kaybedilmiş bir uzuv yerine konmayacaktır. Ancak şehitlerin yakınları, milletçe hepimiz üzerinde kutsal bir emanettir. Aynı şekilde gaziler çok büyük emanetlerdir. Şehit ve gazilerimize sahip çıkmak bizim asli vazifemizdir.
Şu an itibariyle şehit, dul ve yetimleriyle, gazilerimize çeşitli kanunlar çerçevesinde yardımlar yapılıyor. Şehit dul ve yakınları ve gazilerimize çeşitli tazminatlar ödeniyor. Bu kişilere aynı zamanda aylık ödemelerde yapılıyor. Yılda bir kez çocuklara eğitim yardımı veriliyor. TOKİ tarafından faizsiz konut kredisi imkanı tanınıyor. Bu kişiler toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanıyor. Askerlik muafiyetinden istifade ediyorlar. Bu kardeşlerimize çeşitli vergi muafiyetleri uygulanıyor. Şehit aileleri ve gazilerle doğrudan ilgilenecek bir daire başkanlığı kurduk. Şimdi biz şehitlerimizin dul ve yetimleriyle, gazilerimizi çeşitli kanun ve KHK’larla 20 maddeyi değiştiriyoruz.
**GAYRİMENKUL HİBELERİNE MUAFİYET GELİYOR**
Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine muafiyet getiriyor, bu hibelerin vergi matrağından düşürülmesini sağlıyoruz.
Tüm yurtta toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma şartını yeniden düzenliyoruz. Şehit ve gazilerimizin tüm çocukları bundan yararlanacak. Ücretsiz yararlanmak için artık sosyal güvence aranmayacak.
**FAİZSİZ KONUT KREDİSİ**
Terörle mücadele kanunu kapsamındaki, er ve erbaşlar ile geçici köy korucularının faizsiz konut kredisinden yararlanmasını getiriyoruz.
Malul olan gazilerimize sağlanan bakım desteğini köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Bakım desteğini bir asgari ücret tutarından iki asgari ücret tutarına çıkarıyoruz.
**OPERASYON TAZMİNATI 24 AYA ÇIKIYOR**
Terörle mücadele görevlerini ifa ederken yaralanan kamu personeli ve sivillerin her türlü sağlık hizmetleri yapılacak. Tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekat ve operasyon tazminatının ödeme süresini 12 aydan 24 aya kadar çıkarıyoruz.
Terörle mücadele sırasında olmasa bile, yaralanan harp malulleriyle köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü araç gereçlerden, katkı payı ödemeyecekler.
Maluliyeti sürekli olan kardeşlerimizin, malullük derecelerini değiştirebilecekler.
Şehit ve gazi sayılma kapsamını genişletiyoruz. Terör olayları sebebiyle, göreve gidiş-dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucu, yaralanan sakatlanan ve hayatını kaybedenleri kapsama alıyoruz. Trafik yol güvenliği ile tutukluların sevkinde görevliyken meydana gelen olayları kapsama alıyoruz.
**TERÖR NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDEN SİVİLLER DE ŞEHİT SAYILACAK**
Terör eylemlerinde hayatını kaybeden sivilleri şehit kategorisine alıyoruz. Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına tazminatın yanında aylık bağlıyoruz.
Örneğin Batman’da şehit edilen Mizgin, Bingöl’de şehit edilen Hatice artık kanunen de şehit sayılacak.
Şimdi geliyorum en önemli iki düzenlemeye. Mevcut durumlarda ailesinden birine veya çocuğuna bir istihdam hakkı tanınıyordu. Biri eşi yada çocuğu, diğeri ailesi olmak üzere istihdam hakkını ikiye çıkarıyoruz. Anne babaya ödenen maaşta hali hazırda muhtaçlık şartı aranıyordu. Bunu kaldırıyoruz. Malullük ve muhtaçlık belgesi aranmayacak. Allah hiç kimseye evlat acısı, kardeş acısı vermesin. Bütün bu düzenlemelerin şehit yakınlarına, gazilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
**“GERÇEK NEVRUZU AÇIKLAYAYIM”**
Ben size gerçek nevruzu açıklayayım. Gerçek nevruzda çocukların eline molotofkokteyli vermek suretiyle bu ülkenin polisine saldırtmak yok. Baharın müjdecisi olan nevruzun bahara vesile olmasını diliyorum.
Tabi terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi parti, nevruzu havasından koparmak için çirkin provokasyona imza attı. Ama bu oyunu bozacak tek siyasi parti Ak Parti’dir. Pazar günü başlayan, Pazartesi ve Salı günü devam eden olaylarda, sivil ve kamu araçlarına esnafa ciddi zararlar verildi. Allah aşkına nevruz böyle mi kutlanır. Ne günahı var o insanların. Halk otobüsünün belediye otobüsünün onun içindeki vatandaşın ne günahı var?
Ne yapmak istiyorsunuz? Emniyet güçlerimizin sağ duyulu sabırlı tavırlarına rağmen, göstericiler ve emniyet güçleri arasında yaralananlar oldu. Şunu hatırlatmak istiyorum. Nevruzu taşla sopayla molotofla kırarak dökerek kutlamak, nevruzun barış anlamına tamamen aykırıdır.
**“TERÖR ÖRGÜTÜ BAHAR BAYRAMINI ZEHİRLEYEREK İSTİSMARA KALKIŞMIŞTIR”**
BDP bir kez daha en iyi yaptığı şeyi yapmış, kitleleri tahrik ederek şehirlerimizi savaş alanlarına çevirmenin provasını yapmıştır. BDP bir kez daha Kandil’den aldığı talimatla nevruzu gövde gösterisine çevirmek istemiş ama bunu sağlayamamıştır. Terör örgütü bahar bayramını zehirleyerek istismara kalkışmıştır. Terör örgütünün aylardır yaptığı çağrılar, nevruzu bir başkaldırıya dönüktür. BDP’de artık buna alet olmuş demeyeceğim, o da görevini ifa ediyor. Bu nevruzda da BDP barıştan huzurdan kardeşlikten yana değil. Çatışmadan kandan gözyaşından yana olduğunu açık ve net şekilde ortaya koymuştur.
**“ŞU ANDA CUDİ DAĞLARINDA ÇATIŞMA VAR”**
Biz BDP’nin de Kandil’in de kan akması, halkla emniyet güçlerinin karşı karşıya gelmesi için çabaladıkların biliyoruz.
Şu anda Cudi dağlarında çatışma var. Durmak yok. Sonuna kadar bu böyle devam edecek. BDP maalesef rüştünü ispat edemediğini bu nevruzda bir kez daha gösterdiler.
Kürt meselesinin çözümünde inisiyatif almaktan kaçınan BDP kanı gözyaşını tercih eden yani sorunu derinleştirmekten medet uman bir tutum sergilemiştir.
**“SİZİN SORUNLARINIZIN MESELENİZİN ÇÖZÜM ADRESİ Ak Parti’DİR”**
Kürt kökenli kardeşlerime seslenmek istiyoruz. BDP kendi politikasını üretemeyen bir partidir. BDP sizin haklarınızı koruma rüştüne erememiştir. Terörün boyunduruğundan vesayetinden kendisini kurtaramamış bir partidir. Halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin halktan değil Kandil’den emir alarak hareket eden bir partidir. Sizin sorunlarınızın meselenizin çözüm adresi Ak Parti’dir. Biz 75 milyon için varız, biz vatan topraklarımız için varız. Benim Kürt kökenli kardeşim BDP’nin gerçek niyetini anlamalı.
Zengin fakir demeden asla bir ayrım yapmanda, anasınıfı, birinci sınıf, iki, üç dört ve beşinci sınıf öğrencilerimize bugün itibariyle 7 milyon yavrumuza haftada beş gün en az 20 mililitre uzun ömürlü süt dağıtacağız. Bu uygulamayla sağlıklı beslenmeye katkı sağlayacağız. Bu büyük proje gıda tarım ve hayvancılık bakanlığımız, sağlık bakanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığı’mız tarafından ortak yürütülecek.
**4+4+4 DÜZENLEMESİ**
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış. Ana muhalefet ve yanındaki bazı destek kıtaları bir gayret içindeler.
Bunlar bizi salona sokmadılar dediler. Kayıtları var.
Partinin sorumlu bir insanı konumunda olanın, bant tankını komisyon başkanına fırlatacak kadar edepten adaptan uzak ve bu insan politika yapacak. Bu nasıl bir edeptir, anlayıştır? Buna yönelik medya ne yaptı? Ne söyledi? Komisyona komisyon başkanına, sen kalkıp o bant tankını atacaksın. Başkanımızın yüzüne gelebilirdi. Nerede hak, nerede hukuk? Demokrasi adına şuanda neredesiniz? Köşe yazılarınızı siz ne için ne adına kullanıyorsunuz, hepsi meydana çıktı. Anladıkları dil neyse, bu dille konuşacak ve bu yasayı biz bu Meclis’ten çıkaracağız.