"Kültür ekonomisinde ilk beşe girmemiz lazım"

İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay: - "Bir kitabı binlerce, yüz binlerce insan okuyabiliyor. Bir filmi ya da diziyi binlerce, milyonlarca insan seyrediyor. Bu açıdan kitap gerçekten merkezde duran bir unsur olarak diğer sektörleri de çok fazla etkileyen bir kültür ürünü" - "Türkiye ekonomisi 18'deyken, yayıncılık ekonomisinin ilk onda olması çok güzel, sevindirici bir durum ama ilk ona girecek bir ekonomiye sahip olabilmemiz için, kültür ekonomisinde ilk beşe girmemiz gerekir diye düşünüyorum" - "Bizim kültürümüzün çok zengin çok hikayeye dayandığına inanıyorum. Bu hikayeleri dünya insanın hizmetine sunacak yazarlara ve onları yayınlayacak yayıncılara, onları pazarlayacak telif ajanslarına ihtiyaç var"

LONDRA (AA) - HİLAL UŞTUK - İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, küresel yayıncılığın önemine işaret ederek, "Kültür ekonomisi katma değeri çok yüksek olan, dalga dalga çoğalan bir ekonomi. Bunu rakamlarla ölçmek gerçekten zor. Yani bir kitabı binlerce, yüz binlerce insan okuyabiliyor. Bir filmi ya da diziyi binlerce, milyonlarca insan seyrediyor. Bu açıdan kitap gerçekten merkezde duran bir unsur olarak diğer sektörleri de çok fazla etkileyen bir kültür ürünü." dedi.

Olympia Sergi Merkezi'nde açılan "Londra Kitap Fuarı"na ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Kuralay, bu yıl 48.si gerçekleştirilen fuara ilişkin, "Uluslararası arenada Frankfurt Kitap Fuarı'ndan sonraki en büyük kitap fuarı. Özellikle telif konusunda gerçekten dünyada en iyilerden biri. Biz de hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de İstanbul Ticaret Odası olarak yayıncılarımızı, telif ajanslarımızı buraya getirerek bu pazarda Türk yayıncıların da yer almasını sağlamaya çalışıyoruz. Yüz metrekarelik bir alanda sekiz yayıneviyle katılıyoruz fuara. Farklı alanlarda farklı kategorilerde çalışan 8 yayınevine ev sahipliği yapıyor, onların buradaki diğer kitapçılarla buluşmasına vesile oluyoruz Ayrıca da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile oluşturduğumuz bir koordinasyon çerçevesinde, uluslararası fuarlara katılım için hem yayıncılar hem organizasyonu yapan dernekler ve birliklerle ortak bir Türkiye algısı oluşturmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kuralay, yalnızca meslek profesyonellerine hizmet veren fuardaki telif görüşmelerinin önemine de işaret ederek, şunları aktardı:

"Yayıncılarla fuardan sonra tekrar değerlendirme yapıyoruz. Diğer fuarlara kıyasla, yayıncıların özellikle Londra Kitap Fuarı'ndan çok memnun olduklarını, çok sayıda görüşme yaptıklarını ve bunların bir kısmının işe dönüştüğünü görüyoruz. Bir kısmı dönüşmeyebiliyor. Sonuçta bir görüşmenin işe dönüşmesi uzun soluklu bir çalışma. Sadece, 'Kitaplarımı aldım, geldim. Hemen alınsın, çevirilsin, satsınlar.' demekle olmuyor." Elimizdeki eserlerin özellikle Londra'da olduğumuz için İngilizceye ve diğer dillere çevrilmesi çok önemli. Bizde eskiden çok fazla çeviri yoktu. Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hayata geçirdiği TEDA (Türk Kültür, Sanat, Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi) aslında bir can simidi gibi yayıncıların imdadına yetişti. İki bin 600'e yakın eser dünya dillerine çevrildi. İngiliz diline de 50 Türk yazarının eseri çevrilmiş oldu. Bu çok büyük bir başarı."

Reklam
Reklam

- "Kitap yayıncılığına pozitif ayrımcılık yapılmalı"

Kitabın kültür ekonomisi oluşturduğunun altını çizen Kuralay, "Kültür ekonomisi katma değeri çok yüksek olan, dalga dalga çoğalan bir ekonomi. Bunu rakamlarla ölçmek gerçekten zor. Yani bir kitabı binlerce, yüz binlerce insan okuyabiliyor. Bir filmi ya da diziyi binlerce, milyonlarca insan seyrediyor. Yani bir ürün satıyorsunuz, ürünün kendisi bir meta olarak değer ama aynı zamanda kültür ihracı da yapıyorsunuz. Bu açıdan kitap gerçekten merkezde duran bir unsur olarak diğer sektörleri de çok fazla etkileyen bir kültür ürünü. Kitaba sadece ticari bir ürün olarak bakarsak yanılırız." değerlendirmesinde bulundu.

İsrafil Kuralay, kitap ihracatına devletin ve sivil toplum örgütlerinin pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Mutlaka desteklenmesi lazım. Bu işler dünyanın hiçbir yerinde kendiliğinden olmuyor. Yayıncılık açısından belirli büyüklüğe ulaşmış ülkelere baktığımızda, belki biz görmüyoruz ama mutlaka arkasında devlet ya da kamu desteği oluyor. 2018 yılında 70 bine yakın başlıkta kitabın üretildiği Türkiye, bu bakımdan ilk on içerisinde. Bu çok güzel, olumlu bir gelişme. Türkiye ekonomisi 18'deyken, yayıncılık ekonomisinin ilk onda olması çok güzel, sevindirici bir durum ama ilk ona girecek bir ekonomiye sahip olabilmemiz için, kültür ekonomisinde ilk beşe girmemiz gerekir diye düşünüyorum. Çünkü öteki sektörleri de tetikleyecek, etkileyecek, yön verecek bir sektörden söz ediyoruz. Londra kitap fuarına baktığımızda 67 ülkeden bine yakın katılımcı var ayrıca da 120 ülkeden 25 bin ziyaretçi bekleniyor."

Reklam
Reklam

- "Bu fuarda yalnızca iş konuşulur"

Fuara ilk günden itibaren çok yoğun bir katılım olduğunu söyleyen Kuralay, "Bu fuar tamamen profesyonellere açık. Halka açık bir fuar değil. Bu açıdan da çok anlamlı ve önemli. Yani burada gerçekten iş konuşulur. Burada bir ekonomi dönüyor. Benim gördüğüm kadarıyla, Türk yayıncılarının buradan çıkarması gereken bazı dersler de var. Daha farklı ve daha fazla başlıkta üretim yapmamız lazım. Bizim dikkate almadığımız konularda da kitaplar var burada. Çok enteresan başlıklar var. Bir de bizim üretime daha fazla ağırlık vermemiz lazım. Üretim yoksa neyi ihraç edeceksiniz? Ayrıca biz, dünyayı çok fazla ihmal etmişiz. Bu açığımızı kapatmak için daha çok teşviğe, desteğe ihtiyaç var. Bizim kültürümüzün çok zengin, çok hikayeye dayandığına inanıyorum. Yaşadığımız coğrafyada, katman katman oluşan medeniyetlerin ve kültürlerin üzerinde oturuyoruz. Bu hikayeleri dünya insanın hizmetine sunacak yazarlara ve onları yayınlayacak yayıncılara, onları pazarlayacak telif ajanslarına ihtiyaç var." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kuralay, özellikle yayıncılıkta tercümenin önemine değinerek, dil bilen gençlerin bu alanda istihdam edilmesi, TEDA gibi projelerin sayısının artırılması ve yerel yönetimlerin de bu işe gereken önemi göstermesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin sahip olduğu kültürün ve medeniyetin önemine dikkati çeken Kuralay, "Önemli olan iyi niyetle, elimizdeki güzellikleri, bu cevheri, bu kültürel birikimi ve insanlığa faydası olacak örnek hikayeleri dünyaya kazandırmak diye düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Bu yıl Endonezya'nın "odak pazar" ülke olarak belirlendiği fuar 14 Mart'a kadar sektör profesyonellerinin ziyaretine açık olacak.