Aydın'da yaşayan ve bel fıtığı rahatsızlığının neden olduğu ağrıları gidermek için deri altına “uzaktan kumandalı” iki ayrı cihaz yerleştirilen Nihat Çelebi (55), geçirdiği bir ameliyatta cihazlardan birinin kablosu doktor tarafından yanlışlıkla kesilince hayatı kabus oldu.
Bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle uzun süreden beri tedavi gördüğünü belirten Nihat Çelebi, rahatsızlığının iki ayağında oluşturduğu şiddetli ağrılara nedeniyle yürüyemediğini ve bugüne kadar 19 kez ameliyat olduğunu söyledi.
Bir süre önce ağrıların dinmesi için yurt dışından getirilen 47 bin dolarlık uzaktan kumandalı bir cihazın, kalça üzerinden deri altına yerleştirilmesine karar verildiğini anlatan Çelebi, sözlerine şöyle devam etti:
“Devlet tarafından karşılanan bu cihazın ağrılarımı dindireceği belirtildi. Yaydığı titreşimlerle ağrı kesici özelliği bulunan bu cihaz, yapılan ilk ameliyat sonrası başarıyla deri altına yerleştirildi. İkinci bir cihazın yerleştirilmesi için de 15 gün sonraya ameliyat günü verildi. Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki bu ameliyat için İstanbul'daki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden doktor çağrıldı. Lokal iğneyle anestezi yapılan ameliyatta cihaz bir türlü deri altına yerleştirilemedi.”
Bunun üzerine ameliyatın 15 gün sonraya ertelendiğini ve bu ameliyatın da başarısızlıkla sonuçlandığını kaydeden Çelebi, “Doktor 4 saat uğraştı ve beceremedi. Cihazı bir türlü deri altına alamadılar. Bir 15 gün sonraya daha gün verdiler. Tüm hazırlıklar yapıldı. Aynı ekip ameliyatıma girdi. Bu kez cihaz başarıyla deri altına yerleştirildi” diye konuştu.
Cihazın kabloları ameliyatta kesildi
Bir süre sonra ağrılarının arttığı ve yapılan muayenede cihazın sağ kalça kemiğine yakın bir yere yerleştirildiğinin ortaya çıktığını aktaran Çelebi, şunları kaydetti:
“15-20 gün sonra cihaz kemik üstünde olduğu için rahatsızlıklarım arttı. Ağrı başlayınca cebimde taşıdığım pille çalışan kumandaya basıp, titreşim sağlayıp ağrılarımı dindiriyordum. Ancak ikinci cihaz kalça kemiğine yakın olduğu için ağrılarım geçeceği yerde daha dayanılmaz hale geldi. Başvurduğum doktor, cihazın 2 parmak daha yukarı bölgeye yerleştirileceğini belirterek, 20 gün sonrası için yeni bir ameliyat günü verdi. Ameliyat sırasında doktor neşterle yanlışlıkla cihazın kablosunu kesmiş. Böylece bu ameliyat da yarım kaldı ve yeniden servise çıkarıldım.”
Yaşadıkları karşısında ağlanacak haline güldüğünü ama umutla yaşama tutunduğunu belirten Nihat Çelebi, “ADÜ bin 500 liralık kablo için ihaleye çıktı. Ama kablo henüz ellerine ulaşmadı. Artık sinir sistemim bozuldu, eşim bile üzüntüden kalp krizi geçirdi” dedi.
Yaşadığı sağlık sorununun çözümü için başvurmadığı kapı kalmadığını ve kablo ihalesinin bir türlü yapılmadığını anlatan Çelebi, bu süre içinde Aydın'a gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüşmek istediğini hatırlattı.
Bakan Akdağ'ın bulunduğu mekana gittiğinde üstünün güvenlik görevlileri tarafından arandığını kaydeden Çelebi, “Yapılan aramada deri altındaki cihaz tespit edilince, beni 'canlı bomba' sanıp gözaltına aldılar. Durumu anlatmaya çalıştım, raporları gösterdim. Bunun üzerine Bakanı Recep Akdağ'ın doktoru raporları inceledi. Bakan Akdağ'ın bu konularla ilgilenemeyeceğini söyledi. Daha sonra beni serbest bıraktılar” diye konuştu.
Çelebi, yüzde 70 özürlü raporu olmasına rağmen emeklilik başvurusunun kabul edilmediğini belirterek, hem ameliyat olup ağrılarından kurtulabilmek, hem de emeklilik için çabalarının sürdüğünü kaydetti.
Nihat Çelebi'nin doktoru olan Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Algoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Aydın ise Çelebi'nin bugüne kadar gördüğü en şansız hastalardan biri olduğunu bildirdi.
Çelebi'nin çok hassas ama bir o kadar da şansız olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydır, “Bu güne kadar 19 kez ameliyat olmuş. Bunun 5 tanesini ben yaptım. Son ameliyatında deri altına yerleşecek kabloda bir zarar oluştu. Burada kimsenin kastı yok. Bu kablo için üniversitemiz satın alma bölümü ihale yaptı. Hastamızı gelecek hafta ameliyata alacağız ve artık ağrılarını dindireceğiz diye düşünüyorum” dedi.
Prof. Dr. Aydın, deri altına yerleşen cihazın pahalı bir cihaz olduğunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) artık bununla ilgili ödeme yapmadığını dile getirerek, bugüne kadar aynı yöntemle 3 hastaya daha bu şekilde cihaz yerleştirdiklerini sözlerine ekledi.