Türk Sporu'nun deneyimli kalemlerinden Yusuf Kobal, Süper Lig'in bitimine sayılı haftalar kala, zirve yarışına erken havlu atan Fenerbahçe'deki son durumu sizler için masaya yatırdı.
İşte Kobal'ın kaleminden Sarı-Lacivertli camianın analizi...
Kupayı alma da görelim!
Fenerbahçe futbolda Türkiye Kupası'nı kazanmaya mecbur.
Yoksaaaaa...
Aragones gider.
Takımda büyük çaplı bir operasyon yapılır.
Aziz Yıldırım başkanlığa adaylığını koyacağı kongrede büyük eleştiriler alır.
Kaos ortamı olur.
Muhalefetin çıkmış canına can gelir.
Belki de Yıldırım, "O zaman ben yokum" der; kulüp yönetimi Kemal Açıkgöz'e kalır.
O da sosyal tesislerde düğün nişan, saz söz gibi etkinliklerle Fenerbahçe'ye, daha önce ilan ettiği üzere gelir sağlamaya kalkışır.
Yeni sezon öncesi üç sezon önceki belirsizlik ortamı hortlar.
Transferde bire alınabilecek oyuncular, mutlak alışveriş zorunluluğu nedeniyle 5'e ancak, o da son dakikada alınabilir.
Fenerbahçe kasası boşalır, transfere yine en az 50 milyon avro harcanır.
Borç batağı artar.
Yönetimde boşluk meydana gelebilir.
Taraftar Samandıra'ya yürür.
Carlos, daha önce tespit ettiği karanlık günleri yaşamamak için ayrılma kararını pekiştirir.
Alex'in sakatlığı nükseder.
Volkan Demirel ortada kalır.
Selçuk'u Stuttgart kulübü asla almaz!
Fenerbahçe son 11 yılın en karanlık dönemine düşer.
Teknik direktör sorunu ancak Scolari ile 6, bilemedin 5 milyon avroya çözülür.
Fenerbahçe'nin çöküşünü anlatan yazı dizileri gösterime girer.
Yani, Fenerbahçe bu kupayı kazanmak zorunda.
Başkan Yıldırım'ın, Aragones'in, oyuncuların, muhalefetin ve de taraftarların ruh sağlığı açısından kazanmak zorunda. Okurların, izleyenlerin de ruh sağlığı önemli elbette, o açıdan da kazanmalı Fenerbahçe kupayı.
Kazanamazsa, Ergenekon davası da dahil her türlü gündem Fenerbahçe'nin çöküşünün gölgesinde kalır maazallah.