Kur’An-I Kelime Kelime Tercüme Edilemez

NEVŞEHİR, İl Müftülüğü Ocak ayı din görevlileri toplantısı, Müftü Yakup Öztürk'ün başkanlığında, Müftü Yardımcıları Celalettin Altunkaya, Nazım Haksever, Yaşar Bolat

NEVŞEHİR, İl Müftülüğü Ocak ayı din görevlileri toplantısı, Müftü Yakup Öztürk'ün başkanlığında, Müftü Yardımcıları Celalettin Altunkaya, Nazım Haksever, Yaşar Bolat ve Din görevlilerinin katılımıyla Ticaret Borsası Salonu'nda gerçekleşti. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantı, gündem maddelerinin müzakere edilmesi ile devam etti. İl Müftüsü Yakup Öztürk, ayda bir defa toplanarak özlem giderme yanında din hizmetlerini daha verimli hale getirmek için istişare yaptıklarını söyledi. Her toplantıda bir kitap tavsiye ettiklerini ve okunmasını istediklerini belirten Öztürk, şöyle dedi:
"Yine Kuran-ı Kerim’den bir sure belirleyip O’nun meal ve tefsirini veriyoruz. Bazı toplantılarda da 'Bir konu bir konuk” projesi çerçevesinde alanında uzman bir bilim adamı davet ediyor, konferans vermesini sağlıyoruz. Bu toplantımızın misafiri de Hacıbektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş olmuştur."
Müftü Öztürk’ün konuşması ardından toplantıya 'Bir Konu, Bir Konuk' programı kapsamında Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Zülfikar Durmuş katıldı. Prof.Dr. Zülfikar Durmuş konuşmasında; şöyle dedi:
"Kuran-ı Kerim, bir hitabedir. Kuran bir taraftan sözlü kültürün özelliklerini bünyesinde taşıyan, yazıya geçirilmiş bir metin, diğer taraftan kendine has üslûbuyla ses-mânâ bütünlüğünde, mecaz, deyim ve istiârenin yoğun olarak kullanıldığı ilâhî bir kelamdır. Kur’an’ın farklı zamanlar, farklı mekânlar ve farklı olaylar üzerine canlı bir diyalog ortamında indirildiği dikkate alındığında; ayetler arasında anlam kopukluğu, tekrar ve hatta çelişki gibi gözüken hususların aslında öyle olmadığı, bu düşüncenin Kur’an’ı bilindik anlamda bir kitap gibi algılama hatasından kaynaklandığı kendiliğinden anlaşılacaktır. Bu noktada denebilir ki, Kur’an’ı sağlıklı biçimde anlamanın en temel koşullarından biri ve belki de birincisi, vahyin nazil olduğu tarihsel süreci ve ilk hitap çevresini dikkate almaktır."
Kuran’ı hiçbir anlam kaybına uğratmadan, Arapça'dan başka bir dile aktarmanın imkânının olmadığını kaydeden Durmuş, "Daha açıkçası, Kuran’ı harfi harfine tercüme etmek imkânsızdır. Çünkü bu tür tercüme bir dildeki metni başka bir dilde aynıyla üretme iddiasını taşır. Bu iddiayı realize etmek, Kur’an gibi vahye dayanan ve son derece edebi bir metin şöyle dursun, sıradan metinler için bile söz konusu değildir" dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: