Bel çevresinin erkeklerde 94 cm, kadınlarda ise 80 cm den fazla olması sağlık açısından önemli riskler taşımaktadır.
Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam sonucunda karın bölgesinde yerleşen fazla yağ "Metabolik Sendrom" hastalığının en gözle görülür belirtisidir.
İnsülin direnciyle başlayan, şeker hastalığı, kan yağlarında bozukluk, hipertansiyon ve koroner kalp hastalığına yol açabilen Metabolik Sendrom doğru beslenme ve düzenli egzersiz içeren bir yaşam tarzı değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Et ve tatlı tüketiminin arttığı Kurban Bayramı ise Metabolik Sendrom tehdidi altında olan kişilerin daha dikkatli olmasını gerektirir.
Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, Metabolik Sendrom hakkında bilgi verdi ve özellikle Kurban Bayramı'nda doğru beslenmenin kurallarını anlattı.
Metabolik Sendrom belirtileri...
Bir kişide insülin direncinin olması, şeker yükleme testi ile tespit edilebilen bozulmuş glukoz (karbonhidrat) toleransı, şeker hastalığından en az birinin bulunması ya da hipertansiyon, kan yağlarında bozulma (trigliserid yüksekliği veya iyi kolesterol düşüklüğü), karın bölgesinde obezite (vücut kitle indexi'nin 30'dan büyük olması ya da bel çevresinin erkeklerde 94cm, kadınlarda 80 cm den fazla olması) durumlarından da en az ikisinin bulunması metobolik sendrom tanısının konulmasında önemli kriterlerdir.
Tedavide öncelikle kilo kaybı sağlanmalı
Metabolik sendromda en uygun tedavi yöntemi, kilo kaybı ve düzenli egzersiz için yaşam tarzının değiştirilmesi, sağlıklı beslenme ve gerekli koşullarda klinik hedeflere ulaşmak amacıyla ilaç tedavisinin başlanmasıdır. % 5-10'luk kilo kaybı bile metabolik sendromun tüm bileşenlerini kontrol altına alabilir. % 7'lik kilo kaybı ile birlikte düzenli fiziksel aktivite 4 yıl içinde şeker hastalığı gelişme riskini % 50 azaltmaktadır.
Beslenmede doğru yağ kullanımı önemli
Metabolik sendromda beslenme tedavisinin amacı; insülin direncini düzeltmek ve insülin direncine bağlı bozuklukları önlemektir. Total yağ kalorinin %25-35 oranında tutulmalı, bunun da büyük kısmı zeytinyağı, fındık yağı ve kanola yağı olmalıdır.
Soya, ayçiçeği ve mısırözü yağı daha az oranda tüketilmelidir. Omega-3 yağ asitlerinden zengin beslenmeli, yani deniz ürünleri, fındık, ceviz, badem, keten tohumu yağı tercihen tüketilmelidir.
Karbonhidrat tüketimi toplam kalorinin %45-55'i olmalı ve daha çok tam tahıllar, meyve ve sebzeler, kuru baklagiller, tahıllı ve yulaf içeren kahvaltılıklar tercih edilmelidir. Kalorinin kalan kısmı proteinden alınmalıdır ve tercihen derisiz tavuk veya hindi, yağsız et ve yağsız veya düşük yağlı süt ürünleri daha sağlıklı seçeneklerdir.
Bayramda doğru beslenmek için...
Metabolik sendrom nedeniyle Kurban Bayramı'nı kırmızı et tüketiminden mahrum kalmadan geçirmek isteyen kişilerin ise beslenme alışkanlıklarında şunlara dikkat etmesi gerekir:
• Kırmızı ette bulunan yüksek miktardaki doymuş yağ zararlı olduğundan bayram süresince et tüketim miktarında ve sıklığında çok dikkatli olunmalıdır. Öğünlerde 2-3 köfte kadar (60-90 gram) et tüketimi günlük et gereksinmesini karşılayacaktır.
• Etler kanserojen öğelerin oluşumuna meydan vermemek, vitaminlerin kaybını ve besin zehirlenmelerini önlemek için ızgara, fırın ve haşlama yöntemleriyle pişirilmelidir. Kızartmalardan ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır.
• Katı yağlar et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır. Et kullanılarak yapılan sebze yemekleri yağ eklenmeden pişirilmelidir.
• Etlerin çok yağlı kısımları yenmemelidir, hayvanın iç yağları yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanmamalıdır.
• C ve E vitamini içermeyen etin yanında, bu vitaminlerin bulunduğu sebze, salata, taze sıkılmış meyve sularını tüketilmelidir.
• Hamurlu tatlı ve çikolata yerine, sütlü ve meyveli tatlılar az porsiyonlarda tüketilmelidir.
• Günlük tempolu yürüyüşlere bayramda da devam edilmelidir.