Kurban Bayramı'na Doğru

Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, "Gümrük kapılarından giriş yapan kurbanlıklar vatandaşlarımızın sağlığını sıkıntıya sokacak en ufak soru işareti bırakmayacak şekilde, titizlikle incelenip Türkiye’ye sokuluyor" dedi. Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında kente gelen Metin, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İthal kurbanlıklarla ilgili soru üzerine Metin, "Bakanlığın gümrük kapılarında giriş yapacak hayvanlar için bir bölgesi var. Hayvanlar o bölgede 15 gün boyunca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca karantinaya alınıyor. Hayvanların gümrük işlemleri o sahada yapılıyor ve ondan sonra yurda sokuluyor" diye konuştu. İncelemelerin titizlikle yapıldığına dikkati çeken Metin, " "Gümrük kapılarından giriş yapan kurbanlıklar vatandaşlarımızın sağlığını sıkıntıya sokacak en ufak soru işareti bırakmayacak şekilde, titizlikle incelenip Türkiye’ye sokuluyor ama son dönemde zaten canlı hayvan ithalatı da Kurban Bayramı'na rağmen azalmış durumda. Türkiye’de hayvan sayısının yeterli olduğuna inanıyoruz. Gelen rakamlar da onu gösteriyor. Çok fazla canlı hayvan girişi söz konusu değil şu anda" şeklinde konuştu. - Geleneksel el sanatları Kaybolmaya yüz tutan el sanatlarının canlandırılması çalışmalarıyla ilgili soru üzerine Metin, el sanatlarının Türk kültürünün parçası olduğunu anlattı. Geleceğe doğru bakabilmek için geçmişteki değerlerin gelecek nesillere aktarılması gerektiğine işaret eden Metin, şöyle konuştu: "Bu konuda bakanlık olarak seri çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda bu tip el sanatı yapanlardan hiçbir vergi alınmıyor. Bu işler öyle bir hale geldi ki mesela şimşir tarak, bundan vergi de almasan zaten alıcısı yok. Yani bu tarağın günlük hayatta kullanılırlığı yok. Geçmiş hayatta belki kullanılıyormuş ama modern endüstriyel çağda kullanılmayan şeyler var. Bunların yaşaması lazım. O kültürü koruma anlamında vakıflar, dernekler, belediyeler veya da valilikler üzerinden kurulacak yapılar vasıtasıyla bu sanatlarımız yaşatılacak. Kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı nesilden nesile yaşayacak şekilde, sürdürülebilir usta çırak ilişkisini kuracağız. Onun yapısını zaten hazırladık, az çok çatısı belli. El sanatlarımızı kesinlikle öldürmeden gelecek nesillere taşıyacak yapıyı kuracağız." - 10 uluslararası marka hedefi Yerli teknolojinin desteklenmesine ilişkin çeşitli çalışmalar yaptıklarına değinen Metin, teknolojik altyapı anlamında Türkiye’de çok büyük bir potansiyel bulunduğunu aktardı. "Bunların tamamının devlet eliyle yapılması mümkün değil" diyen Metin, "Özel sektörün burada elini taşın altına koyması lazım. Devletin ve hükumetin burada yapacağı ne? Elini taşın altına koyan özel sektörün önünü açmak. Biz bu anlamda akıllı telefonlar olur veya başka teknolojik imkanlar olur. Elini taşın altına koyan her sektörümüzü destekliyoruz ve teşvik ediyoruz" ifadesini kullandı. Metin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu anlamda böyle bir malzeme, akıllı telefonsa eğer, bunun imal edilmesinde gereken teknik şartların gerçekleşmesi halinde vatandaşımızın bu teknolojiyi daha ucuza alması bizim temennimiz. Sadece kendi vatandaşımızın ucuza almasından ziyade, 2013 hedeflerimizde, ülkemizden 10 markayı dünya pazarına çıkartmak istiyoruz. Bu anlamda da inşallah teknolojideki gelişmelerle böyle markaları dünyaya kazandırmış ve ülkemiz açısından çok önemli bir katma değeri sağlamış oluruz.