Kurban kanının alna sürülmesinin dinimizde var mı? Abdestsiz olarak kurban kesilir mi?

Kurban ibadetini yerine getiren vatandaşların sıklıkla yaptığı alna kan sürmenin ibadet olup olmadığı tartışılmaya başlandı. Vatandaşların araştırdığı ama net yanıt alamadığı alna kan sürmek ne demek, alna kan sürmenin dinimizde yeri var mı ve abdestsiz kurban kesilir mi sorularının cevabı haberimizde.

Kelime manası olarak yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya sebep olan şey anlamlarına gelen kurban, Allah’ın rızasına kavuşmak için ibadet maksadıyla, belirli koşulları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu gaye ile kesilen hayvanı ifade eder. Kurban Bayramı ile birlikte müslüman vatandaşların yaptığı araştırmalara bir yenisi daha eklendi. Gelenek haline gelen alna kan sürme olayının aslını merak eden vatandaşlar, alna kan sürmek ne anlama gelir, alna kan sürmenin dinimizde yeri var mı öğrenmek istiyor. Peki alna kan sürmek ne anlama gelir, abdestsiz kurban kesilir mi?

Reklam
Reklam

KESİLEN KURBANIN KANINDAN ALNA SÜRÜLMESİ DİNİMİZDE VAR MIDIR?

Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Kurban Bayramı'nda kesilen kurbanın kanının alna sürülmesinin dinen bir anlamı yok. Müslüman vatandaşlar arasında yaygın olan bu geleneğin, kültürümüze farklı kültürlerden geldiği ve bir anlam ifade etmediğini belirtelim. Müslüman vatandaşların bu tür gelenekleri terk etmesi uygundur.

KİMLER KURBAN KESEBİLİR?

Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş),dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 452-453). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.

Reklam
Reklam

Kurban ibadetini yerine getirmek, gerekli şartları taşıyan bir hayvanı, kurban niyetiyle kesmekle gerçekleşir. Hayvanın kesim ameliyesi ibadet değildir. Böyle olduğu için kurban kesenin, hadesten taharet şartını yerine getirmesi gerekmez. Yine bu sebeple, kurban kesen kasabın ücret alması caizdir. Şayet kurban kesme eylemi ibadet olsaydı kasabın ücret alamaması gerekirdi. Çünkü ibadet karşılığında ücret almak caiz değildir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 228-229). Öte yandan mekruh olmakla birlikte Ehl-i kitaptan olan kasabın kestiği kurban geçerlidir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 166).

Kurban kesen kişinin abdestli olması şart olmamakla birlikte kurban bir kurbet (Allah'a yakınlaşma aracı) olduğu için kesenin abdestli olması daha faziletlidir.