İnsanları bekleyen hastalıkların başında sıtma geliyor. Sıtma, insanlara sivrisinek sokmasıyla bulaşan ve plazmodium adı verilen parazitlerin etken olduğu bir enfeksiyon hastalığı. Günümüzde dünya nüfusunun %40' ı sıtma riski altında ve her yıl, çoğunluğunu 5 yaşından küçük Afrikalı çocukların oluşturduğu 1 milyondan fazla insan sıtmadan ölmekte. Uzmanlar, 2080 yılında bu rakamın %80' e çıkacağını tahmin etmektedir.
Sıtmada beklenen bu patlamanın, ısı ve nem artışı sonucu sivrisineklerin daha çok üremesi, daha uzun yaşamaları ve böylece de daha fazla insanı sokmaları sonucu gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Bizi bekleyen tek tehlike sıtma değil. İnsanlara sivrisinekler aracığı ile bulaşan flavivirüslerin neden olduğu ‘dank humması', Batı Nil virüsünün etken olduğu ensefalitler, yani beyin iltihapları ve kenelerle geçen bakterilerin yol açtığı Lyme hastalığı da milyonlarca insanın hastalanmasına ve ölümüne sebep olacak.
İçme suyu ve temiz suya ulaşmadaki zorluklar kolera, dizanteri gibi hastalıklara da davetiye çıkaracak.
Hava kirliliğindeki artış astım, alerjiler dışında, KOAH ve kalp hastalıklarının da daha çok insanı etkilemesini beraberinde getirecek.
Aşırı sıcaklar da sıcak stresi, kramplar, yorgunluk, sıcak çarpması, senkop, beyin felçleri ve kitle ölümlerine neden olacak.
Birleşmiş Milletler tarafından finanse edilen ‘Hükümetler Arası İklim Değişimi Uzmanlar Grubu' nun geçen hafta Paris' te yaptığı toplantı sonunda yayınladığı raporda, küresel ısınmanın %90 oranında insan eliyle yaratıldığı bildirildi.
Yapılması gereken en önemli şey ise petrol, doğal gaz, kömür gibi fosil yakıtları olabildiğince az tüketmek. Bunun için de meselâ, aracımızı daha az kullanmamız, bunun yerine yürümek veya bisiklete binmemiz gerekiyor.
Enerji tasarrufu sağlamak için evlerimizin yalıtımının iyi olması da çok önemli.
Fosil yakıtlar dışında yeni enerji kaynakları bulmak ve bunlardan daha fazla yararlanmak gerekiyor. Rüzgâr, güneş, hidrojen enerjileri bunların başlıcaları.