Küreselleşmenin karanlık yüzü çocuk ticareti

BERLİN (İHA) - Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine göre, dünya genelinde 5 ile 14 yaş arasında çalışan 250 bin çocuk bulunduğunu ortaya konulurken, bu çocukların 60 milyonun da çok zor koşullarda çalıştığı, köle olarak ya da borç karşılığı çalıştırıldığı belirtildi.

Seks turizmi olarak bilinen Tayland, Dominik Cumhuriyeti, Kenya ve Brezilya'da bu turizm türünün son yıllarda çocukları giderek daha sık kullanır hale gelmesi insan ve çocuk hakları kuruluşlarının tepkilerine yol açıyor. Bunun yanında küreselleşme ile birlikte uluslararası hale gelen evlatlık sektöründe de çocuklar bir köle gibi alıp satılıyorlar.

Reklam
Reklam

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) Almanya yöneticisi Dieter Garlichs, bir eşyaymışcasına alınıp satılan çocuklar üzerinden oldukça kar elde edildiğini vurgulayarak, "Asya ve Afrika'da günde yaklaşık 3 bin çocuk insan tacirlerinin eline düşüyor. Çocuk ticareti dünya genelinde milyar dolarlarlık bir ticaret türü. Öyleki silah ve uyuşturucu ticaretinden sonra en karlı uluslararası, yasa dışı ticaret türü olarak görülüyor. Aynı zamanda en ağır insan hakları ihlallerinden de birisi" dedi.

Çocuk ticaretinin yoksulluk, eğitim eksikliği ve parçalanmış toplumsal yapıdan oluşan bir şeytan üçgeni olduğunu ifade eden Garlichs, "Özellikle yoksulluk bu üçlü arasında öne çıkıyor. Dünya genelinde 1 milyar 200 binden fazla insanın günlük geliri bir dolardan daha az. Yoksulluk çocukların aile bütçesine katkıda bulunmasını zorunlu kılıyor. Durum böyle olunca okula gönderilmeyen çocukların aileleri çocuk tacirlerinin vaadlerine kanıyorlar" diye konuştu.

Ekonomik küreselleşmenin dolaylı etkisine işaret eden Dieter Garlichs, şunları söyledi: "Batı Afrika'daki pek çok ülkede çocukların başka evlere gönderilmesi eski bir gelenek. Bu gelenek ile şehirdeki zengin akrabaların yanına gönderilen çocukların bir meslek öğrenmeleri, bu evlerde harcadıkları çabaya karşılık da okula gönderilemeleri ve ailelerinin üstündeki ekonomik yükü azaltmaları amaçlanıyor. Ancak Afrika'da özellikle AIDS yüzünden pek çok aile dağıldı. Değişen ekonomik yapı hem ülke içinde hem de ülke dışına göç dalgasını doğurdu. Bu gelişme de kapalı ve güvenli bir sistem olan ailenin eski yapısının değişmesine neden oldu."

Reklam
Reklam

Garlichs bu eski geleneğin bir ticarete dönüştüğünü, artık çocukların akrabaların yanına gönderilmesiğini, bir anlamda insan tacirlerine satıldığını kaydediyor.

DÜNYA ÇOCUK TİCARETİ YOLU Çocuk ticaretinin sadece üçüncü dünyanın sorunu olmadığını belirten Garlichs, son yıllarda dünya genelinde ticaret yollarının oluşturulduğunu vurguladı.

Çocuk ticaretinin yolunun güneyden kuzeye ve doğudan batıya doğru uzandığını, ana merkezlerin Güneydoğu Asya ile Batı Afrika olduğunu kaydeden Garlichs, aynı durumun Avrupa için de geçerli olduğunu söyledi. Batı Afrika'da Nijerya, Güneydoğu Asya'da Tayland ve Avrupa'da Romanya'nın merkez ülkeler olarak sayılabileceğini belirten Garlichs, şimdiye kadar çocukların istismarına karşı devletler arasında imzalanan en önemli sözleşmenin BM çocuk konvansiyonu olduğunu hatırlattı.

1989'da kabul edilen bu konvansiyona, ABD ve Somali dışında dünyadaki pek çok ülke imza koyduğunu belirten Garlichs, "Çocukların istismarı deyince uluslararası evlatlık ticareti de akla geliyor. Gitgide karlı hale gelen bu evlatlı ticareti de kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Örneğin; 1993'te yürürlüğe giren Lahey konvansiyonu ile ülkeler arasında evlatlık edinme ve verme kurallarının uyumlaştırılması amaçlanıyor. Konvansiyonun ilk maddesinde, yabancı ülkeden evlatlık edinmenin yurt içindeki olanaklar tükendi ise tercih edilmesi gerektiği yazıyor. Ayrıca evlatlık işlemleri ile bağlantılı her iki ülkede gerekli belgelerin değiş tokuşunu sağlayacak merkezlerin oluşturulması öngörülüyor. Evlatlık edinilen çocuğa ise kökenine ilişkin hertürlü bilgiye ulaşma ve biyolojik anne ve babası ile bağlantı kurma hakkı tanınıyor. Ancak bu konvansiyonun uygulanması git gide zorlaşıyor. Endüstri toplumunda doğum oranları düşerken üçüncü dünyada artan doğum oranları arz ve talebi beraberinde getiriyor. Bu da düzenlemelere uyulmasını engelliyor" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Dieter Garlichs, evlatlık çocukların satılan bir ürünmüş gibi internet sayfalarında tanıtıldığını belkirtiyor. Garlichs, mücadelenin sadece hukuksal boyutta yapılmasının yetmediğini, yoksulluğa karşı da mücadele edilmesinin gerekliliğini vurguladı.

ASYA'DAKİ ÇOCUKLARIN DURUMU UNICEF yetkilileri sadece Asya'da bir milyon erkek ve kız çocuğunun seks ticaretine alet edildiğini tahmin ediyorlar. Berlin Hür Üniversitesi'nin bir araştırması her yıl 400 bin Alman'ın seks turizmine katılmak için yurtdışına gittiğini ortaya koyuyor. Bu turistlerin kaçının çocukları suistimal ettikleri ise bilinmiyor, ancak bu oranın yüzde beşe kadar çıktığı tahmin ediliyor.

Tayland'ın başkenti Bangkok'daki UNICEF bürosunun yöneticisi Margie de Monchy, arz ve talebin pazarın kurallarını belirlediğine dikkat çekerek, "Sürekli daha çok genç kızın seks pazarına girmeye zorlandığınına tanık oluyoruz. Bu konuda yükselen trend, tehlike çanlarının çalmasına neden oluyor. Bunun bir nedeni Asya kültürlerinde erkeklerin bakire bir kadın ile birlikte olduklarında güç, şans ve enerji kazandıklarına dair inanışları. Öte yandan pek çok müşteri genç kızlarda HIV virüsü taşıma riskinin daha az olduğunu düşünüyor. Seks turistlerinin güvenli cinsel ilişki anlayışı böyle ne yazık ki. Ama birlikte oldukları kızlarncarete dönüştüğünın güvenli korunup korunması bu kişilerin umurlarında değil. Bu nedenle suistimal edilen kızlar arasında AIDS'e yakalananların sayısı git gide artıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Monchy, büyük bir endüstri haline gelmiş seks turizminin Tayland GSMH'nın yaklaşık yüzde 15'şine, devlet bütçesinin ise yüzde 60'şına denk geldiğini belirtiyor.

FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK OLARAK İSTİSMAR EDİLİYORLAR Alınıp satılan ya da cinsel suistimale uğrayan çocukların ne tür travmalar ve hastalıklar geçirdikleri hakkında Bangkok'daki UNICEF bürosundan Margie Monchy ise şunları anlattı: "Çocuklar fiziksel ve psikolojik olarak istismar ediliyorlar. Pek çoğu sağlık sorunları nedeni ile bize geliyor. Bazılarının durumu öyle içler acısı ki. Genç kızlar müşterilere tekrar tekrar bakire olarak sunulmak için ameliyat ettiriliyorlar. Tacirler bu sayede kızları daha yüksek miktarlara pazarlayabiliyorlar. Bunun dışında istemedikleri halde müşterilere daha çekici görünmeleri için estetik ameliyattan geçirilenler de bulunuyor. Ancak cinsel istismara uğrayan çocukların genellikle kendilerine yeni bir hayat kuramıyorlar. Aileleri de çocuklarının yaptığı işeten utanç duydukları için evlerine dönmesini kabul etmiyorlar."

Reklam
Reklam

Öte yandan, BM'in çocuklara yardım örgütü yetkilileri, çocuk pornografisi ve çocuk fahişelik sektöründen dünya genelinde yılda 6 milyar Euro gelir elde edildiğini belirtiyorlar. Hatta yasadışı suç örgütleri çocuk ticaretini uyuşturucu ticaretinden karşı buluyorlar, çünkü uyuşturucunun bir defa bir çocuğun ise birden çok satılabileceğini düşünüyorlar. Merkezi Cenevre'de bulunan Uluslararası Göçmen Ofisi IOM, insan ticaretinden elde edilen gelirin ise yılda 7 ile 10 milyar euroyu bulduğunu bildiriyor.