Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili aldığı kararın tartışmaları sürüyor. Kürt siyasetçi İbrahim Aksoy, bağımsız milletvekillerinin Meclis'i boykot kararını eleştirerek, "Bunu yapacaklarına, eğer samimilerse Kürt sorununda çözüme yaklaşıldığı bu dönemde Meclis’e dönüp gereken yasal değişiklikleri yaparak, bu kaosun önüne geçmeye çalışsınlar. Bunu yaparlarsa çok daha iyi olur.” dedi.
İbrahim Aksoy, YSK’nın Hatip Dicle kararının ardından Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin Meclis’i boykot kararı ile gerilen sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aksoy, Dicle kararının hem YSK’yı hem de BDP’yi yönlendiren derin bir güç tarafından verildiğini iddia etti. Aksoy, söz konusu gücün ülkede kaos oluşturarak Türkiye’nin özellikle son yıllarda geçirdiği demokratik değişim ve dönüşümü baltalamak istediğini öne sürdü.
Yaşananların, tartışılan konuların ötesinde planlı bir oyun olduğunu savunan Aksoy, “YSK'nın, daha önce 'aday olamayacaklar' diye kararları vardı. Bu kararlarını dondurdular. Ondan sonra mazbatasını alınca vekil olamayacağına karar verdi. Her ne kadar YSK bu bizim kararımız dese de belli odaklar bu ülkede kargaşa istiyor. Kaos peşinde. Bu odaklar, bu tür olaylardan yararlanmak istiyorlar.” iddiasında bulundu.
"BİLE BİLE LADES"
Türkiye’nin sistematik olarak bir kaos sarmalına sokulmaya çalışıldığını öne süren Aksoy, bunun işaretlerinin ise özellikle seçim sürecinde görüldüğünü kaydetti.
“Türkiye’de seçimlerle birlikte ortalık gerildi. Bir yerlere çekilmeye çalışıldığı belliydi.” diyen Aksoy, “CHP Ergenekon sanıklarını listesinde gösterecekti, çünkü avukatlığını yapıyordu. Genel başkanı üye olmak için adres arıyordu. Bunlar seçimlerde güç ve boy göstermek için biraz. Aynı şey KCK için de geçerli. Onlar da 'biz kendi adamlarımızı içerden alırız' diye meydan okuyordu. Yani güçlerini bu şekilde göstermek istediler topluma. Türkiye’de hukuk ve insan hakları insan bir kenara atılıyor. Herkes kendi gücünü göstermeye çalışıyor. Hemen hepsinden öte bu kaotik ortamın yarattığı bir durumdur. Bunların yerine gösterilecek aday yok muydu?” diye sordu.
“YSK ve BDP’Yİ YÖNETEN GÜÇ VAR”
Aksoy, Türkiye’nin son yıllarda demokratikleşme ve özgürlükler konusunda önemli mesafe kat ettiğini statükonun bundan rahatsızlık duyduğunu vurguladı.
Dicle kararının alınmasında bu gücü etkisine bakılmasını isteyen Aksoy, şu iddialarda bulundu: “Bu kararda bazı güç odaklarının oyun ve planları var. Yani YSK’nın da ötesinde başka odakların bu kararlarda parmağı olduğunu düşünüyorum. Burada amaç Türkiye’yi yeni bir kaosa sürüklemektir. Türkiye son birkaç yılda biraz rahatladı ve bu yönde yol alırken, herhalde bazı odaklar bundan rahatsız oldu. PKK’nın silah bırakması tartışılırken, Kürt halkına bazı hakların verilmesi, yeni bir anayasa tartışılmaya başlandığı dönemde bu tür toplumun kabul edemeyeceği böyle bir kararla böyle bir ortam yaratılarak eskiye dönüş arzusu içinde olan odaklar var. Bu bir provokasyondur. Bu provokatörlerin onların içinde olmadığını nereden biliyoruz? Yani seçilen milletvekilleri CHP'de protesto etmiyor ama orada bir kararla BDP'de protesto ediyorlar. Bu kaosu yaratanların ellerinin BDP’de de olduğunu düşünüyorum. Sadece totonun Dicle’ye vurduğunu düşünüyorum.”
"TÜRKİYE’Yİ ESKİ GÜNLERE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR"
Aksoy, Türkiye’de gizli bir elin ülkeyi geriye götürmek arzusunda olduğunu iddia etti. Bu gücün bir eli YSK bir eli de BDP’nin içinde olduğunu öne süren Aksoy, “Aslında bu gizli elin ne olduğunu biliyoruz. Türkiye’de yenileşmeyi çağdaşlaşmayı değişim ve dönüşümü istemeyen bir sistem var. Bu sistem 1924 Anayasası özlemi içinde. Değişim ve dönüşümü istemeyen kesimler, Türkiye’nin yeniden o günlere götürme çabalarının içinde. Bugün yaşanan tartışmaların özü budur başka bir şey aramaya gerek yok.” görüşünü dile getirdi.
"BDP İMRALI’YI BEKLİYOR"
BDP’nin Meclis’e girmeme kararını eleştiren Aksoy, “Bunu yapacaklarına eğer samimilerse Kürt sorununda çözüme yaklaşıldığı bu dönemde böyle yapacaklarına Meclis’e dönüp gereken yasal değişiklikleri yaparak bu kaosun önüne geçmeye çalışsınlar, çok daha iyi olurlar.” dedi.
Aksoy, BDP’nin kararından çok İmralı’nın karar vereciğini söylerken, Abdullah Öcalan için de ilginç bir tespitte bulundu: “Burada Apo’nun vereceği karar önemli. Apo’nun da kimin kontrolü ve denetiminde olduğu biliniyor. Apo, adada 4 duvar arasında sürekli basın açıklamaları oluyor. Bu biliniyor. Her hafta ömür boyu mahkûm olduğu yerde basın toplantısı düzenliyor. Ve dışarıdaki insanları yönlendirmeyi basın yolu ile yapıyor. Onun için BDP’nin vereceği karardan ziyade adanın vereceği karar önemli.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz