ANKARA (İHA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Nedim Bilgiç, 'Kürt sorunu var' demenin en başından beri marjinal bir grup dışında teröre canı pahasına destek vermeyen Kürt kökenli vatandaşları üzdüğünü söyledi.
Bilgiç, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de bir Kürt sorununun bulunmadığını, sorunun ayrılıkçı terör olduğunu belirtti. 'Kürt sorunu' ve 'Demokratik Cumhuriyet' gibi sözcüklerin, Türkiye Cumhuriyeti'ni gelecekte sıkıntı ile karşılaştırabileceğini ifade eden Bilgiç, "O kadar ki bu sözler ayrılıkçı terör ve onun sözde liderinin gelecekte Nelson Mandelalaştırılması ya da Celal Talabanileştirilmesi yolunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşısına temcit pilavı gibi çıkarılabilir" dedi.
Bilgiç, kız alıp vererek 'etle tırnak' gibi ayrılmaz bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşına 'Kürt sorunu' var demenin, en başından beri marjinal bir grup dışında teröre canı pahasına destek vermeyen Kürt kökenli vatandaşları üzdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Unutulmamalıdır ki, kendini Kürt olarak kabul eden vatandaşlarımız DEHAP'dan da, Demokratik Toplum Hareketi'nden de, Leyla Zanalar'dan da, ayrılıkçı terör örgütünden de büyüktür. Konuya çözüm çerçevesinde ortaya atılan 'pozitif ayrımcılık' gibi tezler de en az ayrılıkçı terör kadar tehlikelidir. Çünkü devlet hiçbir vatandaşına karşı 'has evlat-üvey evlat' ayrımı yapamaz. Sorunun çözümü bellidir. Gerek Doğu ve Güneydoğu'da olsun gerekse türban, YÖK ya da fakirlik ve işsizlik gibi ekonomik olsun, belli bir etnisiteyi okşayacak ya da belirli bir grup ya da zümreye yarayacak uygulamalar yerine, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hitap edebilecek politikalar uygulamaktır."
Buna giden yolun ise bireysel hak ve özgürlükleri geliştirerek 70 milyonu eşit bireyler haline getirmekte yattığını kaydeden Bilgiç, "Türkiye'nin talihsizliği 1996'ya kadar terörü bitirme noktasına getiren DYP kadrolarının bir daha iktidara gelememiş olmasıdır" dedi. Bilgiç, ezici çoğunlukla iktidar olan ancak 'muktedir' olamayan iktidarın laf ürettiğini savunarak, terörle mücadele sonrası yarım kalmış ekonomik atılım ve özgür eşit bireylerin oluşturacağı bir Türkiye'yi yine DYP'nin inşa edeceğini savundu.