Kürtçe Park İsimlerine Veto Kararına Tepkiler Sürüyor

Diyarbakır Kayapınar İlçe Belediye Başkanlığı tarafından meclis kararı ile bir süre önce kentteki bazı park ve kültür merkezlerine verdiği Kürtçe isimlerin mahkeme kararı ile iptal edilmesine tepkiler sürüyor.

Diyarbakır İdare Mahkemesi belediye tarafından park ve kültür merkezlerine verilen Kürtçe isimleri Türk Dil Kurumu sözlüğünde olmadığı gerekçesiyle belediye meclisinin kararını iptal edince dava Danıştay’a taşındı. Yaklaşık 3 aydır süren dava Danıştay’da da bozulmayınca tepkilere neden oldu. Danıştay’ın Kürtçe isimlerin iptalini istemesine tepki gösteren Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, bu park ve kültür merkezlerine Kayapınar Belediye Meclisi tarafından 2006 yılında alınan karar ile bu isimlerin verildiğini söyledi. Kayapınar Kaymakamlığı’nın başvurusu üzerine Kürtçe isimlere dava açıldığını belirten Aktar, isimlerin Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer almadığı gerekçesiyle onaylanmadı gibi çok komik bir karar ile veto aldığını söyledi. Mahkemenin iptal kararı gerekçesinde ‘Mahalle, meydan ve benzeri yerlerin adları ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte tespit edilemez, çirkin, müstehcen ve gülünç adlar konulamaz’ olarak açıklanmasına tepki gösteren Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, “Bu yeni bir bilgi değil. Kayapınar Belediyesi parklara ve kültür merkezlerine 2006 yılında isim verdi. Kayapınar Kaymakamlığı'nın dava açması sonucu Diyarbakır’daki İdare Mahkemesi 24. maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle bunları iptal etti. Bu konu için ‘ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek’ ifadesi son derece muğlaktır. Çirkin, müstehcen ve gülünç diye gerekçe gösterilmiş ve bu isimler de hiç çirkin, gülünç ve müstehcen değildir. Seçilmiş bir belediye meclisinin oy birliğiyle aldığı karar alıyor bu karara karşı atanmış bir kaymakamın buna karşı çıkması böyle bir sorun çıkarır. Öte yandan yargının tutumudur. Yargı her toplumda halkın taleplerine uygun şekilde karar vermek zorundadır. Halkın talebi eğer hukuka aykırı bir talepse bunu saymıyorum tabi. Ama bunu yaparken halkın talebini yok saymak, iradesini yok sayarak bir karar vermek şansına sahip değil” dedi.