Necati Şaşmaz, Kurtlar Vadisi dizisi için televizyon kanallarıyla görüşmelerin devam ettiğini söylerken, dizinin önümüzdeki sezon ekranda yer alabileceğini söyledi.
Şaşmaz, senaryosunu kendisinin kaleme aldığı uluslararası bir dizide 'Şems' karakterine hayat vereceğini de söyledi. (MedyaTava)
ŞEMS KİMDİR?
Mevlânâ'yla Tanışması
Manevî bir işaretle Konya'ya ilk geldiği 1244'de Şekerciler Hanı'na yerleşir ve ilk sorduğu şahıs Mevlânâ olur. O sırada şehir dışında Meram bağlarında olduğu ve ancak ikindi üzeri döneceği bildirilen Mevlânâ'yı yol üstünde bekler. Yanına gelince, atının dizginlerine yapışarak: "Bâyezid-i Bistamî mi daha büyük, yoksa Hz.Muhammed mi?" diye sorunca, Mevlâna gülümseyerek: "Bu ne biçim sorudur; elbette Hz. Muhammed bütün peygamberlerin en büyüğü ve sonuncusudur. Bâyezid'in onunla ne ilgisi var!" cevabını verince, Şems: "Ama, peki Hz.Muhammed devamlı surette Yarabbi, biz seni sana layık bir şekilde bilemedik!" dediği halde; Bâyezid "Beni yüce tanıyın, benim şanım ne yücedir!" diye övünmektedir!" deyince, Mevlânâ bu sözlerin haşmeti karşısında kendinden geçer ve Mevlânâ ile Şems'in münasebeti bu şekilde başlar. Bu münasebet yavaş yavaş gelişir, Mevlânâ kitaplarını, evini, barkını, çoluk-çocuğunu talebelerini, dostlarını her şeyi terkeder, devamlı surette Şems'le düşüp kalkar, onun cezbesiyle dolaşır. Bu durum üzerine, Şems uyarılır ve tehdit edilir; Şems bir süre ortadan kaybolur. Şems'in yokluğu Mevlânâ'yı büsbütün cezbeye getirir, durumu eskisinden daha vahim olur. Mevlânâ'nın çocukları Tebriz'e gider, Şems'i bulur özür diler ve babalarının durumunu anlatarak geri dönmesini rica ederler. Şems, geriye döner; gene bir süre beraber olurlar, fakat Mevlâna'nın büyük oğlu Alâeddin Çelebi başta olmak üzere Şems yine rahatsız edilir; sonunda Şems bir daha ortaya çıkmamak üzere tekrar ortadan kaybolur. Rivayete göre, önce Şam'a oradan Tebriz'e gittiği ve bir müddet sonra vefat ederek Gecil kabristanına gömüldüğü söylenir.
Eserleri
Şems-i Tebrizî'nin, müridleri tarafından zaptedilen bazı sözleri Farsça-Arabça karışık Makalat-ı Şems-i Tebrizî veya Hırka-i Şems adıyla el yazması halinde bulunmaktadır. Sözkonusu bu yazma metin M.Nuri Gençosman tarafından Türkçeye de tercüme edilerek Şems-i Tebrizi-Konuşmalar-Makalât I-II (İstanbul 1974) adıyla yayınlanmıştır,