Eski Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, Abdulkadir Geylani Camisinde cuma namazını kıldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine, geçen hafta Saadet Partisi Genel Başkanlığından ve partinin üyeliğinden istifa ettiğini hatırlatarak, ''Saadet Partisi'nin içerisinde ne oluyor, bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla, illerden, genel merkezden ve belediye başkanları arasından arkadaşlarımız istifa ederek, bundan sonraki yeni siyasi hareketimizde bizimle beraber olmak istiyor'' diye konuştu.
''Ayrılış konuşmamda ifade ettiğim gibi, Saadet Partisi'ne kayyum atanması, Türk siyasi tarihinde bir ilktir ve hukuk açısından fevkalade önemlidir'' diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
''Sanıyorum arkadaşlar bu anlamda bir hukuk mücadelesi vermek için, daha doğrusu hukukun bu konuyu düzeltebilmesi için bir temyiz başvurusunda bulunmuşlar. Nasıl bulundular, bu dosyanın içeriği nedir bilmiyorum. Bunlarla ilgilenmiyorum ama benim o konuşmada da yaptığım gibi, artık bundan sonra bu kayyum davasıyla ilgili mesele sadece benim şahsımla ilgili, Saadet Partisi'nin kurumsal kimliğiyle ilgili bir mesele değildir. Bizim açımızdan kongreye katılmayacağız, partiden ayrıldık, bundan sonra o defter kapanmıştır. Biz önümüze bakıyoruz.''
-''GÜÇLÜ BİR SİYASAL MERKEZİ OLUŞTURACAĞIZ''-
Türkiye'nin geleceği olan bir siyasi hareketi inşa etme gayreti içinde olduklarını vurgulayan Kurtulmuş, ''Türkiye'nin geleceğini, nasıl yeniden muktedir bir siyasal merkezi oluşturacağız, bunun çalışması içindeyiz. Ancak bütün siyasi partilerin üzerinde bir ödev olarak duruyor. Türkiye siyasetinin önünde büyük bir sorumluluk olarak duran husus şudur; biz hep ne diyoruz, Anayasa Mahkemesi siyasi partiler üzerinde bir demokrasinin kılıcı gibi durmasın. Şimdi bu kayyum ataması davası aslında siyasi sonuçları olan bir hukuki sonuçtur'' dedi.
Bu davanın, tam manasıyla hukukun siyasallaşmasının örneklerinden birisi olduğunu öne süren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
''Bu konuşmamda da ifade ettim, eğer biz iktidar olmuş olsaydık ya da iktidar olan bir siyasi parti kayyum ataması vasıtasıyla bir yönetim değişikliğine zorlanabilir ve bu vesileyle de Türkiye'de bir hükümet değişikliği gerçekleşebilirdi. Dolayısıyla siyasi partilerin bütün işleri zaten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kontrol edilir ve siyasi partilerle ilgili bütün kararlar da Anayasa Mahkemesi tarafından verilmesi gerekir. Bu açık bir Anayasa Mahkemesi içtihadıyken, böyle bir kayyum ataması davasının gerçekleşmesi sadece beni ilgilendirmiyor, Türkiye siyasetini, sivil siyaseti ilgilendiriyor. Sadece Saadet Partisi'ni ilgilendirmiyor, bununla ilgili mücadeleyi bütün parlamento partilerinin vermesini temenni ediyoruz. Önümüzdeki günlerde biz, bu parti çalışmalarımızı bir yandan yaparken diğer taraftan da bu konuyla ve hukuki düzenlemelerle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunu parlamentodaki partilere teklif edeceğiz.''