Salgının çıktığı Kızıksa beldesinin hemen karantinaya alınıp bölgeye giriş ve çıkışların kontrol edilmesi çok önemliydi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, özel donanımlı ekipleriyle çok kısa zamanda olay yerine ulaşarak virüsün bulaşma ihtimalinin yüksek olduğu, açıkta beslenen kanatlı kümes hayvanlarının derhal toplanmalarını ve itlaf edilmelerini sağladı. Üstelik bu işlem, özel gaz odalarında gerçekleştirildi ve ölen hayvanlar kireçlenerek gömüldüler.
Evlerinin bahçesinde tavuk, ördek, hindi besleyen köylülerimiz sapasağlam hayvanlarının ellerinden alınmasına, öldürülmelerine üzüldüler üzülmesine, ama bu girişimde bir gecikme, bir eksiklik salgının kısa zamanda hızla yaygınlaşmasına yol açabilirdi.
Alınan önlemler hiç taviz verilmeden uygulanmaya devam edilmelidir. Şu an için kontrol altına alınmış gibi görünen salgının her an hortlayabileceği unutulmamalıdır. Virüs bulaşıp da hayatta kalmış olan kuşlar bunları dışkıları, tükürükleri ve salyaları ile en az 10 gün süreyle etrafa saçmaya devam ederler.
Bulaştıkları kümes hayvanlarının neredeyse tamamının kısa zamanda ölmelerine yol açan kuş gribi virüslerinin çok önemli bir özellikleri çevre ısısının düşük olduğu ortamlarda uzun süre canlı kalabilmeleridir. Mesela, suda 0 derecede 30 gün yaşayan virüsler, bulaştıkları gübre içinde ise 3 aya kadar canlı kalabilmektedirler.
Amerika'da 1983 yılında başlayan H5N2 salgını, virüsün mutasyona uğraması ile yeniden ortaya çıkmış ve 17 milyon kanatlı hayvanın itlafı ile sonuçlanmıştır.
İtalya' da 1999' daki H7N1 salgını başlangıçta düşük oranda ölümlere neden olurken, virüslerin 9 ay içinde mutasyona uğramaları sonucunda öldürücülükleri artmış ve bu salgın da 13 milyon kanatlı hayvanın ölümü veya itlafı ile bitmiştir.
Hastalık, böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler aracılığı ile enfekte hayvanlardan duyarlı olan diğer hayvanlara mekanik olarak bulaşabildiği gibi, bulaşma virüslerle kirlenmiş çeşitli araç, gereç, kafes, elbise, yem ve diğer eşyalar aracılığıyla da olabilmektedir.
Önce hemen belirtelim ki, hem şimdiki salgının nedeni olan H5N1tipi virüslerin ve hem de diğer kuş gribi virüslerinin, ancak hasta hayvanlarla yakın temasları olan kişilere bulaşma ihtimali vardır. Bu da oldukça düşük bir ihtimaldir, çünkü Asya ülkelerinde 1997 yılından beri milyonlarca kuşa bulaşmış olan H5N1 virüsü, sadece bunlarla yakın teması olan 116 kişiye bulaşabilmiştir. Ancak, işin korkutucu tarafı, H5N1 bulaşan insanların 65'inin ölmüş olmasıdır, yani virüs gerçi zor bulaşmaktadır, ama bir kere de bulaştı mı, bunların en az %50' sinin ölmesine yol açmaktadır.
Bulaşma konusunda sevinebileceğimiz iki nokta vardır. Bunlardan biri, virüslerin çok ender de olsa kuşlardan insanlara bulaşabilmelerine karşılık, hasta insandan başka insanlara geçmemesidir. İkincisi ise usulüne uygun kesilmiş, temizlenmiş ve ambalajlanmış et ve yumurtaların iyi pişirilerek yendiği zaman bulaşmaya yol açmamasıdır.
Kuş gribi salgınlarında risk altında olanlar, hasta hayvanlarla yakın temasları olan tavuk çiftliği işçileri, veterinerler ile evlerinde kümes hayvanı besleyen köylülerdir. Bu kişiler kuş gribi hakkında eğitilmeli ve bunların salgın olmadığı dönemlerde bile gereken önlemlere titizlikle uymaları sağlanmalıdır. Çiftliklerde çalışanlar, özel elbise, maske kullanmalı, eller su ve sabun ile sık sık yıkanmalıdır.
Risk altında olanlara mutlaka her yıl olağan grip aşısı yapılmalıdır. Bu sayede hem bu kişilerin her yıl görülen normal grip salgınlarından korunmaları sağlanmış olur ve hem de bu kişilerde insan grip virüsü ile kuş grip virüslerinin aynı anda hastalık yapma ihtimalleri de azaltılmış olur. Çünkü, böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi durumunda, insandan insana kolayca bulaşabilecek, dolayısıyla da dünya çapında salgına yol açabilecek yeni bir virüsün ortaya çıkabilecektir ki, bu da bu dünyamızın felaketi olacaktır.