Kütahya Müftüsü Mustafa Üskülüplü:

Kütahya İl Müftüsü Mustafa Üskülüplü, 15 Kasım perşembe gününün, Hicri yılbaşı ve Muharrem ayının başlangıcı olduğunu bildirdi.

Üskülüplü, Hicret'in Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) ve ona inanan Müslüman halkın Mekke’den Medine’ye yaptıkları zorlu göç yolculuğu olduğunu ifade etti.

Muharrem ayının ilahi bereket, rahmet ve feyzin, rabbani ihsanın ve keremin coştuğu, bollaştığı mübarek bir ay olduğunu belirten Müftü Üskülüplü, "Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicretinin gerçekleştiği ve rahmet peygamberinin 'Allah’ın ayı' olarak nitelendirdiği Hicri yılbaşını idrak edeceğiz. Hicretten 17 yıl sonra Hz. Ömer’in halifeliği döneminde (Hz Peygamberimizin hicret ettiği M622), Müslümanların sosyal ve siyasi ilişkilerini düzenleyen Hicri Takvim tarih başlangıcı olarak kabul edilmiş ve o günden itibaren İslam âleminde 1 Muharrem hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür.Bugün bizler hicreti bu anlamda bir yerden biryere göç etme olarak değil ,onun hicrete yüklediği manevi esintileri bulup anlaya bilme özellikleri üzerinde durmalıyız.Bu anlamda Hicret, ilk olarak günahları terk etmektir ki en anlamlı olan husus bu dur. İkincisi de, bütün mağsiyetlerden kurtulmuş olarak yüce Allah (CC) ve onun sevgilisini hicret etmektir.Bu kutsal yolculuk biz müslümünlür için hiç bitmeyen bir yoldur, kul her daim kendini kontrol altında tutar ve bilerek ve ya bilmeyerek işlediği günahlardan döner ve tevbe ederse ve rabbime (hicret) yönelirse rabbim onun hicretini kabul eder.Bu bağlamda Hicret, nurlu şehir Medine’nin şahsında, insanlığın gönlüne, sevgiye ve rahmete açılan bir yoldur. Hicret, Allah’a ve O’nun kutlu elçisi rahmet peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesidir. Hicret, Allah yolunda fedakarlığın, yardımlaşmanın kardeşliğin zirvesidir. Allah rızası için anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan ve mülkten hatta candan vazgeçtir.Hicret Müslümanlar için yeni bir başlangıçtır.

Bu ayda yapılan (muharrem ayının 10) Aşura paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesidir. Aşuranın bu anlamı toplumumuz için bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Milletimiz, asırlardır devam ettirdirdiği gelenek bugün 'farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları', 'birlik' gibi kültürümüzün özünde hep var olan güzellikleri devam ettirme bilinci ile birbirinden farklı tatları aynı kazanda kaynatıp, aşura aşı yapmaya, birlikte yaşamanın sembolünü tadarken muhabbeti paylaşmaya devam etmektedir.Hiç bir millette olmayan, sevgi ile yoğrulmuş bu aşura aşı adeta milletimizin gönül harcı olmuştur. Bu vesile ile Muharrem ayının İslam dünyasına ve bütün insanlığa 'batıldan hakka yürüyecekleri' hayırlı ve bereketli hicret nasip etmesini yüce rabbimden niyaz ediyorum" dedi.