Kutan, "kene komplo teorisine" sahip çıktı

ANKARA (İHA) - Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, "Türkiye'de ölümlere neden olan kenelerin İsrailli kadın MOSSAD ajanları tarafından getirildiği" iddialarının ciddi olduğunu belirterek, hükümetin bu konuya en kısa zamanda açıklık getirmesini istedi.

SP Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Ramazan Burhan Özünal ve Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Ziyarette Kutan, muhtarların demokratik sistemin en uç noktasını oluşturduğunu hatırlatarak, muhtarlara hak ettikleri yetki ve makamın verilmesi gerektiğini söyledi. Hükümetin AB Uyum Yasaları adı altında Meclis'ten günde 2-3 yasayı çıkartırken, muhtarlarla ilgili hiçbir yasal düzenleme yapmamasını eleştiren Kutan, toplumdaki huzurun tekrar sağlanması için muhtarlara gereken önemin verilmesi gerektiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Özünal ise 16 Temmuz tarihinde Genel Kurul yaptıklarını ve yeni yönetimin ilk ziyaretini Meclis'te temsil edilmese de halk arasında büyük tabana sahip olan Saadet Partisi'ne yaptıklarını söyledi. Muhtarların demokrasinin temel taşı olmasına rağmen teknolojik imkanlardan yeterince yararlanamadıklarını belirten Özünal, muhtarların sorunlarını diğer siyasi partilere de aktaracaklarını söyledi.

SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan da Türkiye'de 52 bin muhtarın hükümete sesini duyuramazken, 5 bin işadamının hükümeti salladığını belirtti. Şu anki iktidar AK Parti'nin de kendi içlerinden çıkmasına rağmen yollarını değiştirdiğini ve kuvvet düzenini seçtiğini belirten Kazan, Türkiye'nin en kısa zamanda hak düzenine geçmesi için SP'nin iktidara gelmesi gerektiğini söyledi.

Muhtarlar Derneği Başkanı Özünal, SP Genel Başkanı Kutan ve Genel Başkan Yardımcısı Kazan'a teşekkür plaketi sundu. SP Genel Başkanı Kutan, ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Saadet Partisi Bolu İl Başkanı'nın "Türkiye'de ölümlere neden olan 8 ayaklı kenelerin İsrail gizli servisi MOSSAD'ın kadın ajanları tarafından Türkiye'ye getirildiği" yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Kutan şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

CÜNEYT ZAPSU'NUN BÜYÜKELÇİLERLE GÖRÜŞMESİ

"Bu konuyla ilgili elimizde somut belge ve bilgi yok. Ancak kamuoyunda altan alta ciddi iddialar var. Geçtiğimiz aylarda savaşta demorolize olan İsrail'li kadın MOSSAD ajanlarının dinlenme programı çerçevesinde, Türkiye Hükümeti'nin resmi iziniyle 60'ar kişilik üniformalı gruplar halinde önce Bolu'nun Gerede ve Esentepe ilçelerine, oradan Karadeniz sahili ve Kastamonu, Safranbolu'ya gittikleri söyleniyor. Bu İsrailli kadınların gittikleri bölgeleri bölgelerde 8 ayaklı ölümcül kenelerin ortaya çıkmasından dolayı ortada ciddi iddialar var. Biz hükümetin bu konuyu en yakın zamanda kamuoyuna açıklamasını istedik. Ancak şu ana kadar hükümetten herhangi bir açıklama gelmedi. Üstelik bu ajanların 60'ar kişilik gruplar halinde Türkiye programları devam ediyor. İlk önce Bolu'yu ziyaret ettikleri için de Bolu İl Başkanımız açıklama yapmıştır."
İsrail'in Lübnan saldırısıyla ilgili bir soru üzerine Kutan, Başbakan'ın bu sıralar yoğun şekilde ABD Başkanı Mr. Bush, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile telefon diplomasisi yaptığı ve İspanya Başbakanı ile müşterek bildiri yayınladığını ancak bunların İsrail'in yaptıklarını hiçbir şekilde etkilemediğini söyledi. İsrail'in haksız şekilde Filistin topraklarını işgal ettiğini, BM kararlarına rağmen ABD desteğiyle burada devlet kurduğunu hatırlatan Kutan, İsrail'i ancak fiili müdahalenin durdurabileceğini ve bunun da tankla tüfekle değil, Erbakan Hoca'nın kurduğu D-8 ülkelerinin İsrail'e karşı siyasi, ekonomik, askeri işbirliğiyle yapılabileceğini söyledi. Türkiye'nin ilk önce İsrail'den Büyükelçisi'ni çekmesi gerektiğini ve Başbakan'ın eş başkanlığını yaptığı Büyük Orta Doğu Projesi'nden ayrılması gerektiğini ifade eden Kutan, "İsrail sözde kınamalara uyarmalara kulak asmıyor" dedi.

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Cüneyt Zapsu'nun büyükelçilerle görüşmesini de değerlendiren Kutan, devletin dış politikaları, disiplinleri ve prensipleri olduğunu ve bunları yetkili şahıslar aracılığıyla yapması gerektiğini belirterek, danışman bile olup olmadığı belli olmayan Zapsu'nun Dışişleri Bakanı ve yetkililerinden habersiz tüccar zihniyetiyle Türkiye'nin dış politikasına yön vermesini eleştirerek, "Bundan daha kötü olanı ise Sayın Başbakan'ın bu kişinin teşebbüslerini savunuyor olmasıdır. Devlet ciddiyetine yakışmayan bu açıklamaları tenkit ediyoruz" açıklamasında bulundu.