"kutlu Doğum Haftası" Programı Ankara Açılış Töreni...(1)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "'Hz. Peygamber ve İnsan Onuru temasının işlendiği bu yılki Kutlu...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "'Hz. Peygamber ve İnsan Onuru temasının işlendiği bu yılki Kutlu Doğum Haftası’nın aradığımız huzur, hoşgörü, istikrar ve kardeşlik için bir dönüm noktası olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Hz. Peygamber ve İnsan Onuru" temasıyla düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliğinin açılış töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in katılımıyla Ankara Arena Spor Salonu'nda gerçekleşti.

Reklam
Reklam

Programda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu hayırlı, mübarek gecede sizlerle bir arada olmaktan dolayı son derece bahtiyar olduğumu bilmenizi isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Kutlu Doğum Haftası' kapsamında buradayız, bu manevi atmosferin içindeyiz" dedi.

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V) yeryüzünü şereflendirişinin 1442'nci yıldönümünün idrak edildiğini belirten Bahçeli, "Bu muazzam doğuşun, bu muhteşem nurun künhüne hep birlikte vakıf olmaya çalışıyoruz. Çok yerinde bir tercihle, 'Hz. Peygamber ve İnsan Onuru' temasının işlendiği bu yılki Kutlu Doğum Haftası'nın aradığımız huzur, hoşgörü, istikrar ve kardeşlik için bir dönüm noktası olmasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum. İhtiyacımız olan vahdet ruhunun, selamet ufkunun, hak ve adalet burcunun gökkubbemizde güneş gibi doğmasını, içimizi ısıtmasını ve önümüzü aydınlatmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Kutlu Doğum Haftası kapsamında belirlenen "Hz. Peygamber ve İnsan Onuru" temasının her açıdan çok geniş bir manayı ihtiva ve ihata ettiğini dile getiren Bahçeli, "İnsan onurunun önem ve ağırlığı, bununla birlikte korunması ve teminat altına alınması tüm ilahi buyruklarda görülen manevi bir yükümlülük, kutsal bir ödevdir. İnsanlığın her döneminde Allah-u Teala’nın varlığını, birliğini, emir ve yasaklarını, iman ve inanç kaidelerini, bizzat yaşayarak tebliğ eden Peygamberler insanca yaşamanın, insan onurunun ve insani asaletin temsilcileri olmuşlardır" şeklinde konuştu.

"MAKSAT İKİLİK YARATMAK DEĞİL, BİRLİKTİR"

"Şurası tartışmasız bir gerçektir ki, insanoğlu yaratılmışların en şereflisi, en ayrıcalıklısıdır" diyen Bahçeli, şunları söyledi:

"İnsan ne kadar onurluysa, insan ne kadar onur sahibi ise ondan mürekkep toplum veya millet de o kadar onuru hak ediyor. İnsanı insan olarak anlamlı yapan manevi değerler ne kadar hürmet ve takdire şayan ise, milli emanetler de bir o kadar itibar ve övgüye layıktır. İnsanın onurlu, mensup olduğu toplumun ya da milletin onursuz olduğu bir insanlık dönemi henüz görülmemiş ve yaşanmamıştır. İnsanı onurla payelendirilmiş bir milletin onursuz olması eşyanın tabiatına da, beşeriyetin mantığına da ve kutsallarımızın ruhuna da aykırı olacaktır. Tek tek fertlerden oluşan milli bünyenin, milli hasletlerin ve milli mevcudiyetin en az bireyin sahip olduğu onur düzeyi kadar saygınlıkla mündemiç olduğu şüpheye yer bırakmayacak kadar kesindir. Bu gerçeklerden yola çıkarak, insan onuruna riayet gösterilirken, onun oluşturduğu millet yapısının ihmal edilmesi de aklın inkarıyla bir ve aynı kategoride görülmelidir. Kesret değil vahdet, ayrılık değil kavuşma, tefrika değil birlik, kavga değil kardeşlik, küslük değil kucaklaşma hepimizin üzerinde durmamız ve söz birliği etmemiz gereken manevi vecibelerdir. Efendimizin yolu, hayranlık verici sözleri ve herkesi kapsamına alan derin mesajları bunları önermekte, bunları şart koşmaktadır. Zira maksat ikilik değil birliktir. Amaç iki olmak değil birde buluşmak, biri savunmak ve birlik hukukunu sahiplenmektir. Yüce Rabbimiz’in yanında üstünlük derimizin rengine, kökenimizin ne olduğuna, nerede doğduğumuza ve nereli olduğumuza göre tayin edilmemiştir. Biliyoruz ki, üstünlük ırka, mezhebe, soya göre belirlenmemiştir. Yine üstünlük sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal avantajlara göre şekillenmemiş, üstünlüğün sınırları bunlara göre çizilmemiştir. Tereddütsüz iman ettiğimiz gerçek şudur ki, Allah katındaki üstünlük takvadadır."

Reklam
Reklam

İslam'ın özünde kardeşlik, gerçek anlamıyla barış ve huzur içinde birlikte yaşama ülküsü olduğunu vurgulayan Bahçeli, "İyi huyun, cömertliğin, mertliğin, adaletin, ahlakın elçisi olan Efendimizin tüm sözleri ve imrenilecek hayatı bu söylediklerimin eşsiz örnekleriyle doludur. Malumlarınız olacağı üzere, bilgisizliğin, cehaletin, zorbalığın, barbarlığın, şirkin, putperestliğin, zulmün ve haksızlığın dönemin Arap toplumunu tam anlamıyla esir ettiği bir gerçektir. Bitmek bilmeyen kan davaları, adalet ve nizamın olmayışı, Efendimizin nasıl bir toplum yapısında dünyaya geldiğini hepimize işaret etmektedir” dedi.

"İHTİYACIMIZ OLAN HİKMETİ, HUZURU VE KARDEŞLİĞİ SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN NURLU HAYATINDA ARAYIP BULABİLECEĞİMİZE İNANIYORUM"

"Peygamberimiz, 'Doğru olunuz; doğruluğa yöneliniz' sözüyle, asırlar öncesinden insanlığa yüksek bir ahlak dersi vermiş, ne hazindir ki bu mana dolu sesleniş hala tam olarak anlaşılamamıştır" diye konuşan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Elbette bu sözden ibret alınması ve hayatımıza da yön vermesi gerekirken, ısrarla kayıtsızlık gösterilmesi ve üstelik bu saplantının bazı kesimlerde zuhur etmesi kabul edilemeyecek bir hal olarak karşımızdadır. İkiyüzlülük, sahtekârlık, talan, kayırmacılık, yetim hakkının gaspı ve hırsızlık gibi kötülükler; O’nun, Yüce Allah’ın izni ve yardımıyla inşa ettiği manevi surlara çarpmış ve etkisiz bir hale gelmiştir. Doğruluğun iyiliğe, iyiliğin ise cennete götüreceğine; yalanın, riyanın kötülüğe davetiye çıkaracağına sürekli olarak temas etmiştir. Peygamberimiz verdiği sözde durmayı imandan saymış ve aksi davranışları ise münafıklık alameti olarak reddetmiştir. En sıkıntılı anlarında bile üzüntüsü belli etmemiş, mübarek yüzünden tebessüm hiç eksik olmamıştır. Mekke döneminde müşriklerin saldırılarına maruz kalmış, çeşitli suikastlara muhatap olmuş ve hatta altı defa evlat acısı yaşamasına rağmen hiçbir zaman iyimserliğini kaybetmemiştir. Sabrının ve metanetinin kaynağı olan Yüce Rabbimiz’e imanı, kendisini bütün şerlerden ve musibetlerden korumuş ve dimdik ayakta tutmuştur. Başka türlüsü de zaten mümkün olmayacaktır. Aziz Peygamberimizin doğumunun üzerinden geçen yaklaşık 14,5 asra rağmen, sözleri, tavsiyeleri, yaşayış ve hayatı algılama biçimi hepimiz için çok önemli öğütler içermektedir. Ve İslam aleminin, içine düştüğü istikrarsızlık sarmalından ancak yanı başında duran kutlu rehberi doğru yorumlayarak çıkabileceği kuşkusuzdur. Bu duygu ve düşüncelerle, O’nun insanlığa tebliğ ettiği ilahi mesajların samimi bir şekilde benimsenmesini temenni ediyor, aranılan huzur ve hoşgörünün ziyadesiyle burada bulunacağına inanıyorum. Allah Resulü’nün tebliğ ettiği mukaddes mesajların hepimizi hidayete ve hakikate ulaştırmasını, ebedi saadete eriştirmesini Yüce Rabbim’den diliyorum. İhtiyacımız olan hikmeti, huzuru ve kardeşliği sevgili Peygamberimizin nurlu hayatında arayıp bulabileceğimize canı gönülden inanıyorum."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz