"Kutsal Balıklar"a Cenaze Töreni

NAİM BOŞKUT - RAMAZAN TAŞTAŞ - Malatya'nın Arguvan ilçesine bağlı Kızık köyünde kutsal olduğuna inanılan balıklar öldüğünde kefenlenip cenaze töreni düzenlenerek köy mezarlığına defnediliyor.

NAİM BOŞKUT - RAMAZAN TAŞTAŞ - Malatya'nın Arguvan ilçesine bağlı Kızık köyünde kutsal olduğuna inanılan balıklar öldüğünde kefenlenip cenaze töreni düzenlenerek köy mezarlığına defnediliyor. Kızık köyü merkezinde, su kaynağının olduğu yerde bulunan 2 havuzdaki balıklar, kutsal kabul ediliyor ve yenilmiyor. Köylüler, ölümleri halinde balıklar için cenaze merasimi düzenliyor. Ölen balıklar, diğer hayvanlar tarafından yenilmesin diye kefene sarılıp dualar eşliğinde köy mezarlığında toprağa veriliyor. Köylüler, taşlarla mezar düzenlemesi de yapıyor. Köy muhtarı İbrahim Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balıkların hikayesinin çok eskiye dayandığını belirterek, şunları anlattı: "Çok eski zamanlarda köyde yaşayan Hüseyin adında bir muhtar varmış. Köyde o zaman bir kaynak var. Bu kaynaktan köylüler su alıyorlar. Suyu içmek, çamaşır ve bulaşık yıkamak için götürüyorlar. Muhtar ve köydeki bir vatandaş, bu suyun kokusunun misafirlere geleceğini söylemiş. 'Bu balıkların ne kerameti olacak' demiş. 'Biz bu balıkları götürüp atalım' demiş. Köylüleri topluyor ve onları ikna ediyor. Bunlar balıkları bir torbaya topluyorlar. Sepetlere dolduruyorlar. Götürüyorlar. Çalılara, arklara döküyorlar. Döktükleri zaman tabii balıklar yok oluyor. Bu Hüseyin ismindeki muhtarın o zamanlar bir oğlu askerdeymiş. Bu olaydan biraz zaman geçtikten sonra muhtar oğlunun ölüm haberini alıyor ve peşinden bir kızı ölüyor, kendisi ölüyor. Altı ay içerisinde bu muhtarın nesli tükeniyor ve ondan sonra yöredeki bütün insanlar bu balıkları kutsal olarak tanımlar." 1990'lı yıllarda köyde görev yapan bir astsubayın gece askerlerine 3-4 balığı yakalattığını dile getiren Bozkurt, şöyle konuştu: "'Hele bakalım biz ölecek miyiz' diyor. Balıkları götürüyor. Arguvan'da bir askere temizlettiriyor. Asker, balığı pişirmek için tavaya koyuyor. O anda tavadaki balıklar komple kan kesiliyor. Asker gidiyor, komutanına durumu anlatıyor. Diyor ki, 'tavada pişirirken balıklar kan kesti. Bunları ne yapalım.' Komutan 'hiç kimseye bildirmeyin' diyor. 'Bir çukur kazın, götürün o çukura koyun, çukurun üstünü kapatın' diyor. Komutan bu olayı gidip Elazığ'da bir daire amirine anlatıyor. O daire amiri bize bu olayı anlattı." - Balıklıgöl ve Somuncu Baba Türbesi'ndekilerle aynı türden Muhtar Bozkurt, köydeki balıkların türünü belirlemek için yetkililerin birçok yere götürüp araştırma yaptırdığını ifade ederek, en son kendisine gelen yazıda Şanlıurfa'daki Balıklıgöl, Darende'deki Somuncu Baba Türbesi ve köylerindeki balıkların aynı türden olduğunun belirtildiğini söyledi. Bozkurt, "Buradaki balıklar kutsal. Bunlar yenmez. Ne köylü, ne de çevreden gelenler yemezler. Çünkü kutsaldır. Yine de yiyene karışmayız. Yiyen cesareti varsa gelsin, alsın, yesin. Ona da bir şey demeyiz" dedi. Yaşlıların, balıkların Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaralandığını söylediğini ifade eden Bozkurt, bunun harekattan dolayı olduğunu düşündüklerini belirterek, "Yaşlı kadınlar bir gün geldiler, baktılar balıklar yok. Kaplarını yıkamak için gelmişler. Geldiler, dediler ki 'balıklarımız yok.' Geldik, baktık balıklarımızı kim götürebilir. 'Burası kutsal bir inanç, kimse karışmaz' dedik. Bekledik. Bir gün sonra balıklar peyderpey, grup grup gelmeye başlayınca birkaç tanesinde yara olduğu için inanç üzerine yaşlılar, 'bu balıklar Kıbrıs Barış Harekatı'ndan dolayı yaralandılar' şeklinde yorumlamaya başladı. Aslında biz balıkların harekata katılma durumunu bilmiyoruz. Kutsal olduğu için, inanç üzerine yaşlılar böyle yorumlarlar" ifadesini kullandı. - Kefenleyip defnediyorlar Balıkların öldüğünü anonsla duyurduklarını aktaran Bozkurt, "İnancımıza göre kutsal balıkları öldüklerinde, kefene sarıp, mezarlığa getirip defnediyoruz. Bu balıkları defnetmemizdeki amaç bu balıkları kutsal saydığımız için kedilerin ve köpeklerin yemelerini istemiyoruz" diye konuştu. Köy sakinlerinden Beril Emir de köylerinin balıklarını atalarından, anne, anneannelerinden, babalarından öğrendikleri kadarıyla kutsal olarak bildiklerini söyledi. Balıklara Arguvan Türk Festivali zamanında ziyaretçi akını olduğunu kaydeden Emir, "Çocuğu olmayanlar, sarılık hastası olanlar, örneğin rüyasında görüp de ziyaret amaçlı gelenlerin sayısı oldukça fazla. Rüyalarında görüp de buraya gelen ve çocuğu olan anneler tekrar kurban kesmek amacıyla buraya geliyorlar. İstanbul, Eskişehir, Bursa'dan gelenlere rastladık. Burada kurbanlarını kesiyorlar, dağıtıyorlar, lokmalarını yiyip gidiyorlar" dedi. Balıkların kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden köy sakinlerinden Elif Bektaş, "Yemekleri pişirdiğimizde kazanları getirip buraya atıyoruz. Balıklara bırakıyoruz. Onlar yiyor. Bulaşık makinesi gibi temizliyorlar. Hamur işleri olsun, yemek olsun, bırakıp gidiyoruz. Hem balıkların karnı doyuyor. Hem de bizim bulaşıklarımız temizleniyor" ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: