"Kuvvetler arasında dayanışma olmalı"

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kuvvetler arasında dayanışma olmadığı sürece beklenen sıçramanın gerçekleştirilemeyeceğini belirterek, "Bir adım atılmak istendiğinde hemen arkasında bir şeyler aranıyor. 'Bunun arkasında ne var?' deniyor. Bunu aşmamız şart" dedi. Erdoğan, "Dert olmayınca, sevda, aşk, heyecan olmayınca, atılan adımların arkasında bir şeyler arama gayreti olunca, maalesef mesafe kat edemiyoruz" diye konuştu.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Vakıflar Haftası nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda düzenlenen 'Vakıf Medeniyet Yılı 2006' toplantısı Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, önemli mesajlar verdi. Erdoğan, "Sahip olduğumuz büyük medeniyet mirasının gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Tarihten geleceğe yeni köprüler kuruyoruz. Ne kadar köklü bir medeniyete sahip olduğumuzu hemen her vesileyle her gittiğimiz yerde ifade ediyoruz. Yarın da yaşayacak medeniyet çizgisi üzerinde bulunuyoruz. Başka medeniyetler ortaçağ karanlığını yaşarken, bizim medeniyetimiz adalet üreterek sağlayarak üç kıtayı bağlı hale getirmiştir. Biz sürekli ilerliyoruz ama medeniyet yolunda durakladığımız zamanlar da oldu. Ancak ruh kökümüz üzerinde yeniden doğrulmayı başardık. Kökümüze her zaman bağlı kaldık, bundan sonra da bağlı kalacağız. Bütün yaralarımızı bir bir sarıyor, bir taraftan medeniyetler arası köprüler inşa etmeye devam ederken bir taraftan da kendi medeniyet merkezimi imar ve ihya ediyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"EKSİKLİKLERİMİZİ SÜRATLE GİDERECEĞİZ" 2 gün önce bin 111 vakıf eserinin restorasyon çalışmalarını bitirerek, yeniden hizmete açtıklarını anlatan Erdoğan, açılışını yaptıkları eserlerden birinin aslında külliye olduğunu ve toprak altında kaldığını hatırlattı. Toprak altındaki eserin yeniden Türk milletine ve insanlığa kazandırıldığını ifade eden Erdoğan, bunun heyecanını yaşadıklarını söyledi. Bu adımların Türkiye'nin öz kimliğine ve kültürel mirasına sahip çıkması adına atılmış bir adım olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Ait olduğumuz medeniyet bir vakıf medeniyetidir. Vakıf 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' anlayışının en önemli kavramlarından biridir. Vakıf hizmetleri sadece insana veya topluma yönelik değildir. Amaç dayanışma ruhunu yaşatarak tüm canlılara hizmet etmektir. İslam toplumlarında sosyal yaraların sarılması, insani ihtiyaçların karşılanması, bilim çalışmalarının desteklenmesinde vakıf müesseseleri son derece etkin rol oynamıştır. Vakıflar altın çağlarını Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ulaşmışlardır. Ecdadımız sadece imaret kültürünü bugünlere taşımadı, aynı zamanda bugünlere eşsiz miras bıraktı. Bu miras 2000'li yılların çaresiz kaldığımız sosyal yaraları saracak enginliğe sahip bir mirastır. Ne mutlu bize ki vakıf eserleri ve faaliyetleriyle medeniyet içerisinde medeniyetler kurmuş bir ecdadın torunlarıyız."
Şu anki eksikliklerin farkında olduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, sosyal hayatın bütün gediklerini kapatacak, bütün yaralara şifa olacak çareleri yeniden üretmeyi kendilerine görev bildiklerini kaydetti. Osmanlı medeniyetinde kamunun vakıf inşa etmediğini, varlıklı insanların, kültür varlığını kalıcı kılması için vakıfların tesis edildiğini belirten Başbakan Erdoğan, vakıflar ile dernekler arasındaki farkın iyi anlaşılması gerektiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Erdoğan, "Bizde de vakıflar var. Biz hep topluyoruz. Onu bırakın dernekler yapsın. Biz de vakıflar da topluyor. Başka toplumlarda farklı olabilir. Ama bizim kültürümüzde, medeniyetimizde farklı. Bir şefkat ahlakı, kültür, sevgi ahlakı var. Eksikliklerimiz var. Bunları süratle gidermemiz lazım. Bu görevi hakkıyla yerine getirmek için vakıf eserlerine sahip çıkmamız lazım" dedi.

"TOPLUMSAL DUYARLILIĞIMIZ YETERİ KADAR GELİŞMEMİŞ" Bu yıl 750 adet eserin restore edilerek ülkeye kazandırılacağını açıklayan Erdoğan, bu eserlerin insanlığın ortak değerleri olduğunu vurguladı. İşbaşına geldiklerinde yer üstü ve yer altı kaynaklarını yeniden ülkeye kazandırma sözü verdiklerini anlatan Erdoğan, bu çerçevede vakıf medeniyetini kültürel gündemin parçası haline getirmek istediklerini söyledi. "İstedik ki bu toplumun sosyal hayatın arızalarını geleneksel kültür zenginliklerimizden çıkardığımız derslerle tamir edelim. İstedik ki insanlığı yaralayan acılar merhametle, sevgiyle tedavi edilsin" diyen Erdoğan, bundan sonraki süreçte nice harap olmakta olan veya harap olmuş eserleri harap olmaktan kurtaracaklarını bildirdi. Bu eserleri bugüne ve geleceğe taşımanın tarihe karşı en önemli sorumlulukları olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tarihi mirasımıza sahip çıkmadan geleceğimizi inşa edemeyiz. Tarihimize, kültürümüze vefa duygusuyla, sadakatle sahip çıkmazsak vatanseverlikten söz edemeyiz. Bu sorumlulukla bütün eserlerimizi ihya ediyoruz. Bütün herkes bu konuda azami gayret içerisinde olmalıdır. Üzülerek söylüyorum ki bu konudaki toplumsal duyarlılığımız henüz yeterince gelişmemiştir. Başka ülkeler, başka milletler atalarından devraldıkları her taşı mukaddes gibi korurken biz yanı başımızdaki Ankara Kalesi'nden İshak Paşa Kalesi'ne kadar bütün eserlerimizi kendi başına terk etmişiz. Biz kaderine terk edilen eserleri yeniden imar ediyoruz. Vakıf eserlerine sahip çıkmazsak medeniyet iddiasından bahsedilebilir mi? Vakıf kültürümüz tarihi eserlerden ibaret değildir. Bir leyleğin ayağı kırıldığı zaman onu sağlığına kavuşturmak için çabalayan bir ecdadın torunları olarak nasıl ihmalkar davranabiliriz? Onun için kültürel hizmet bizim üzerimizdeki en önemli görevdir."

Reklam
Reklam

"KUVVETLER ARASINDA DAYANIŞMA OLMADAN SIÇRAMA OLMAZ" Başbakan Erdoğan, konuşmasında hayırsever bir vatandaş ile arasında geçen diyalogu da anlattı. Erdoğan, "Geçenlerde 70 yaşında bir vatandaşın kendine has üslubuyla bana 'Artık son dönemlerimi yaşıyorum. Kenarda bol param var. Gelin şuraya huzurevi yapın, altına bin kişiye hizmet eden aşevi yapın diyorum. Belediye başkanları, valiler yardım etmiyor. Okul yaptıracağım, sürekli engel çıkartıyorlar. Bu söyledikleri doğru. Biz bile veriyoruz parayı, 'Al şuraya okul yap' diye. Verdiğimiz para 1 sene bekliyor, hala duruyor. Nasıl bu işi çözeceğiz? Hemen bir şeyler aranıyor. 'Bunun arkasında ne var' deniyor. Bu süreç devam ettiği sürece, kuvvetler arasında o birbiriyle olan dayanışma gerçekleşmediği sürece beklenen sıçramayı gerçekleştirmekte maalesef gecikeceğiz. Bunu aşmamız şart. Bunu dayanışmayı başaracağız ki, yoksa para olduktan sonra okul 10 ayda yapılır. Yeterki para olsun. Ama dert olmayınca, sevda, aşk, heyecan olmayınca, atılan adımların arkasında bir şeyler arama gayreti olunca, maalesef bu mesafeyi kat edemiyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Erdoğan, vakıf eserlerinin daha önceki dönemlerde peşkeş çekildiğini de söyleyerek, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ortağı olan Vakıfbank'ın battı, çöktü denilirken ciddi manada para kazanan bankaya dönüştüğünü, yurtdışından ciddi talipleri olduğunu vurguladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün devlete bir kuruş külfetinin olmadığını belirten Erdoğan, genel müdürlüğün kendi ayakları üzerinde durduğunu söyledi.

Geçmiş dönemde bazı vakıf eserlerinin peşkeş çekildiğinden de yakından Erdoğan, "O zaman bu kadar vakıf niye? Ecdadımızın bıraktığı eser de var, imkan da var ama ne olmuş. Bırakılan kervansaraylar adeta peşkeş çekilmiş. Şimdi bunlarda rayiç neyse o alınıyor. İmkanlar bugünlere gelmiştir" dedi.