Kuyumcular, "marka" olmak istiyor

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkan Vekili ve Fuar Komisyonu Başkanı Efrin Bağ, Türkiye'nin kuyumculuk sektöründe İtalya'dan sonra 2. sırada geldiğini belirterek, hedeflerini, 'sektörde marka haline gelmek' diye açıkladı.

Günümüzde uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek için markalaşmanın gereğine dikkat çeken Bağ, markalaşabilmenin yolunun da fuarlardan geçtiğini söyledi. Bağ, marka olmanın en önemli faktörünün kalite ve özgün tasarım olduğunu vurgulayarak, Türk firmalarının bu kimlikle fuarlarda yer almaları gerektiğini kaydetti. Markalaşma aşamasında devletin devreye girmesi gerektiğini de savunan Bağ, "Topyekün kalite anlayışını yerleştirerek, uluslararası pazarlarda ülke imajını da değiştirmemiz lazım. Böylece ortaya çıkacak uluslararası markaların da imajı düzgün olacaktır" dedi.

Reklam
Reklam

İstanbul Kuyumcular Odası Başkan Vekili ve Fuar Komisyonu Başkanı Bağ, İHA'ya yaptığı açıklamada, kuyumculuk sektörünün ülke gelirine büyük katkı yaptığını, gerekli desteklerin de sağlanmasıyla bu katkının daha da büyüyeceğini bildirdi. Türkiye'nin, Amerika'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne kadar pek çok ülkeye altın gönderdiğini ifade eden Bağ, "Türkiye, kuyumculuk sektöründe İtalya'dan sonra 2. sırada. Türkiye'nin ihracatı yaklaşık 100 ton civarında. 100 kilosu 1 milyar dolar olduğu için yıllık ihracatın tutarı oldukça yüksek" diye konuştu.

Bağ, İtalya'da önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek Kuyumculuk Fuarı'nın sektöre yön verdiğini belirterek, bu fuara Türkiye'den 70 firmanın katılacağını söyledi. Fuarların, günümüzde pazarlamanın en önemli ayağı haline geldiğini vurgulayan Bağ, özellikle global pazarlarda rekabet eden firmaların uluslararası fuarlarda yer almalarının, zorunluluk haline geldiğini kaydetti.

MARKALAŞABİLMENİN YOLU Bağ, dış pazarlara yeni açılan firmaların, uzun vadeli stratejilerine fuarları dahil etmek durumunda olduklarını ifade ederek, "Artık günümüzde uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek ve varlığı kalıcı hale getirmek için markalaşmak şart. Markalaşabilmenin yolu da fuarlardan geçiyor. Orada bulunmak, o organizasyonda iş bağlantısı kurmaktan çok, profesyonel alıcıların her zaman gözünün önünde bulunmak ve marka kimliği oluşturabilmek için önemli. Kısacası fuarlar, marka olmanın kilometre taşlarından birisi" dedi. Markalaşmada en önemli faktörün kalite ve özgün tasarım olduğunu dile getiren Bağ, "İşte firmalarımızın asıl bu konuda önem vermeleri, bu kimlikle fuarlarda yer almaları gerekir. Bu faktörler, global rekabette markanın kimliği yerine geçiyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bağ, hükümetin kendilerine her zaman gerekli desteği verdiğinin altını çizerek, markalaşma aşamasında devletin devreye girmesi gerektiğini savundu. Sektörün uluslararası pazarlarda yeni bir imaj oluşturması gerektiğini kaydeden Bağ, "Bir veya birkaç markanın çok iyi ürün yapması önemli değil. Ülkenin genel olarak imajı iyi değilse, iyi ürün yapanlar da bundan yeterince yararlanamıyor. O nedenle topyekün kalite anlayışını yerleştirerek, ülke imajını da değiştirmemiz lazım. Böylece ortaya çıkacak uluslararası markaların da imajı düzgün olacaktır. Bu açıdan, üretimden satış aşamasına kadar süreklilik arz eden kalite anlayışıyla, uluslararası arenaya açılan firmalar kesin olarak kendilerine yer bulacaklardır. Belli aşamada, devletin de yol gösterici ve destekleyici olarak firmaların yanında yer alması şartıyla" dedi. Bağ, Türkiye'nin, altının işlendiği bir ülke olmasına rağmen 650 ton altın rezervinin çalıştırılmamasından yakınarak, "Altın rezervi yapılarak, Türkiye bu yolla marka haline getirilebilir. İşçilik olarak en büyük istikrar kuyumculuk sektöründe var. Kuyumculuk sektöründe yaklaşık 50 bin kişi çalışıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bahçelievler Yenibosna'da kurulacak Kuyumcukent'in, toptan satış konusunda vatandaşlara büyük yararı olacağını ifade eden Bağ, "Fakat Kuyumcukent, İstanbul'daki tüm kuyumcuları biraraya getiremez, bu imkansız. Kuyumcukent'te, fabrika şeklinde çalışacak 5-6 yer var ve Kuyumcukent bunu kaldıramaz" dedi.