Kuzey İrlanda'da kadın gazeteci öldürüldü

Polis, ayrılıkçı grupların gösterilerini izleyen gazetecinin öldürülmesi olayını "terör" kapsamında soruşturmaya başladı.

Kuzey İrlanda'da ayrılıkçı grupların gösterilerini izleyen bir kadın gazeteci öldürülürken, polis olayı "terör" kapsamında soruşturma kararı aldı.

Londonderry kentinde İrlandalı Katoliklerin İngiliz egemenliğine karşı 1919 yılındaki ayaklanışının yıl dönümü kapsamında düzenlenen ve şiddet olaylarının yaşandığı gösterileri izleyen kadın gazeteci vurularak öldürüldü.

Kuzey İrlanda polisi, 29 yaşındaki gazeteci Lyra McKee'nin ölümüyle ilgili yaptığı açıklamada, olayın terör kapsamında soruşturulduğunu bildirdi.

Reklam
Reklam

Ayrılıkçı Katolikleri temsil eden Sinn Fein'in Kuzey İrlanda lideri Michelle O'Neill ve İngiltere ile birlik yanlısı Protestanları temsil eden Demokratik Birlik Partisi (DUP) lideri Arlene Foster yaptıkları açıklamalarla saldırıyı kınadı.

Görgü tanıkları Londonderry'de dün gece yaşanan olaylarda polis araçlarına molotofkokteylleri atıldığını, bazı noktalarda da silah sesleri duyulduğunu söyledi.

Londonderry'de ocak ayında adliye binası önünde bombalı araçla saldırı düzenlenmiş ancak olayda can kaybı yaşanmamıştı.

İRLANDA SORUNU

İngiltere'nin AB'den ayrılma sürecini tıkayan en önemli soruna dönüşen Kuzey İrlanda'da, terör ve çatışma günlerine geri dönülmesinden korkuluyordu.

İngiliz imparatorluğunun ilk sömürgesi İrlanda adasından İngiltere'nin elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960'lı yıllardan 1998'e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne oldu. 40 yıla yayılan ve "Sorunlar" diye anılan yıllarda terör olaylarında 3 bin 500 civarında kişi hayatını kaybetti.


Reklam
Reklam

Ada ancak 1998'de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda'da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşıldı.


Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda'da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.


Kuzey İrlanda önceki yıl ocak ayında patlak veren hükümet krizinin ardından erken seçime gitti ancak bugüne kadar hükümet kurulamadı.


Sınırlı özerkliği düzenleyen anlaşmaya göre, bölgesel hükümetin ayrılıkçı ve birlik yanlısı en büyük iki partinin güç paylaşımına dayalı olarak kurulması gerekiyor.


İngiltere ile birlik yanlılarının en güçlü temsilcisi konumundaki Demokratik Birlik Partisi (DUP), İngiltere Başbakanı Theresa May'in azınlık hükümetine dışarıdan destek veriyor.

İrlanda'nın en eski partisi olan Sinn Fein adanın bağımsızlığı için İngiltere'ye karşı verilen mücadelenin de öncüsü olmuştu. Her iki İrlanda'da da faal durumda olan parti, Kuzey İrlanda'daki özerk yönetimin de ortağı konumunda.

Reklam
Reklam

BÖLÜNMÜŞLÜK BÜYÜYOR

Öte yandan, barış anlaşmasının üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye karşın anketler, bölge halkı arasında güvenin tam olarak tesis edilemediğini ortaya koyuyor.


Anketlere göre, halkın yüzde 51'inin farklı bir din veya mezhebe mensup arkadaşı ya hiç yok ya da sadece birkaç tane. Bu oran, gençler arasında yüzde 58'e kadar çıkıyor. Bunda, bölgede okul sisteminin hala Katolik ve Protestan olarak ikiye ayrılmış olmasının da payı bulunuyor.


Barış anlaşmasının adı bile adada bölünmenin sürdüğünü kanıtlıyor. Katolik ayrılıkçıların "Hayırlı Cuma Anlaşması" dediği metne İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar "Belfast Anlaşması" diyor.

Anahtar Kelimeler: