Kuzey Kıbrıs'ta iki erkeğin eşcinsel ilişkileri dolayısıyla, İngiliz yönetiminden kalma yasalar çerçevesinde gözaltına alınması Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin tepkisini çekti.
Geçen Pazar günü Lefkoşa'daki merkez cezaevinde kalan iki erkek, mahkemeye çıkarılarak "doğa kanunlarına aykırı cinsel ilişkiye girmekle" suçlanmıştı. Bu olay, ceza kanununun 171. maddesine dayanılarak son 8 ayda gerçekleşen üçüncü gözaltı oluyor.
Söz konusu 171. madde, eçcinsel ilişkinin 5 yıl hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. 1929 yılında çıkarılmış olan yasa, 1990'ların sonlarında, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'nin bir kararı üzerine, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde uygulamadan kaldırıldı.
Ancak Kuzey Kıbrıs yönetiminde geçen Temmuz ayında iki eşcinsel erkek, aynı maddeye dayanılarak gözaltına alındı. Ekim ayında da, eski Kıbrıs Maliye Bakanı Mihail Sarris, iki yetişkin erkekle birlikte gözaltına alındı.
Avrupa Parlamentosu'nda Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Trans Birey Hakları'nı gözeten grubun açıklamasına göre, Sarris, Kıbrıs Rum kesimine geçerek yargılanmaktan kurtulurken, diğer iki erkek, kuzeyde, soruşturma altına alındı.
Kuzey Kıbrıs'ta eşcinsellere baskı uygulanacağı kaygısı duyan Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Kuzey Kıbrıs yönetiminden söz konusu yasanın iptal edilmesini istediler.
İngiltere Muhafazakar Partisi'nin Avrupa Parlamentosu milletvekili Marina Yannakoudakis, Kıbrıs Türk toplumu lideri Derviş Eroğlu'nun yasanın iptal edileceğine dair teminat verdiğini söyledi. Eroğlu, Mihail Sarris olayından sonra 171. maddenin "gecikmeksizin kaldırılması için hükümete tavsiyede bulunduğunu" söylemişti.
Ancak Kuzey Kıbrıs'taki Homofobiye Karşı İnisiyatif derneği, eşcinsel haklarını savunan çevrelerin defalarca talepte bulunmalarına rağmen yasanın kaldırılması konusunun hala Kuzey Kıbrıs meclisine getirilmemesinden yakınıyor.
Dernek yetkililerinden Reşat Şaban, BBC'ye yaptığı açıklamada "Yasanın kaldırılması sözü lafta kaldı. Daha ileriye gidilmedi." dedi ve geçen yıl bu maddenin daha fazla kullanıldığına işaret ederek, kamuoyunda eşcinsellere karşı tavır oluşturulmasından kaygı duyduklarını belirtti.
Reşat Şaban, Kuzey Kıbrıs'taki yönetimin hiçbir uluslararası kuruma hesap vermediğine işaret ederek, mahkemelerin dışarıya kapalı yürütülmesine rağmen, yerel basında zanlıların isim ve fotoğraflarının yayımlandığına da dikkat çekti.
Avrupa Parlamentosu'nda Kıbrıs Türk Toplumu ile İlişkiler Gubunun üyesi olan Marina Yannakoudakis, Kuzey Kıbrıs'taki medyanın gözaltına alma olaylarını "son derece küçük düşürücü" bir dille aktarmasından kaygı duyduklarını kaydetti.
Yannakoudakis, "171. madde uyarınca gözaltına alma uygulamasına derhal son verilmeli ve geçen ay gözaltına alınan erkekler, gecikmeksizin serbest bırakılmalı." dedi.
Marina Yannakoudakis, Kuzey Kıbrıs'ta yasaların değiştirilmesinin yetmeyeceğini, genel tavrın da değiştirilmesi ve tüm Kıbrıslı yetişkinlerin, karşılıklı rıza çerçevesinde, cezalandırılacakları ya da teşhir edilecekleri korkusu yaşamadan, aynı ya da karşı cinsle ilişkiye girebilmeleri gerektiğini vurguladı.
İngiltere İşçi Partisi'nin AP milletvekillerinden Michael Cashman da, 171. maddenin "birçok insanın hayatını kararttığını" söyledi ve "Avrupa'da ya da dünyada yeri olmayan, tarihi geçmiş bu yasanın kaldırılması konusunda telkinde bulunmak üzere, Kuzey Kıbrıs yönetimiyle görüşmeye gitmeyi planladığını" bildirdi.