Kuzey Koreli sığınmacı 'izole' hayatını anlattı

ABD’ye yerleşen Kuzey Koreli bir sığınmacı, Kim Jong-Un’un yönetimi altında ve “dünyanın geri kalanından tamamen izole” olarak büyümenin nasıl bir şey olduğunu anlattı.

2007’de Kuzey Kore’den kaçan 27 yaşındaki insan hakları aktivisti Yeonmi Park, New York Post’la gerçekleştirdiği röportajda geçmiş hayatının nasıl olduğunu tüm detaylarıyla anlattı.

Sığınmacı, 2011’de Kim Jong II’in ölümü ardından iktidara gelen oğlu Kim Jong-Un’un tanrı olduğunu düşünerek büyüdü.

Kuzey Kore hakkında bilinmesi gereken gerçeklerin, İran veya Küba’da yaşananlardan çok daha farklı olduğunu söyleyen Park “Bu ülkelerde yaşananların anormal olduğuna dair bir anlayış geliştirebiliyorsunuz. Ancak Kuzey Kore’de dünyanın geri kalanından tamamen izole edilmiş bir yaşam var” dedi. Park, özgürlük arayışı nedeniyle 13 yaşında annesiyle birlikte Çin’e kaçtı.

Reklam
Reklam

Nasıl bir durum içinde yaşadıklarının o zamanlar farkına varmadığını söyleyen Park “Bir diktatör için dua ettiğimi bilmiyordum” dedi.

New York Post’a göre Yeonmi Park, Kim Jong II’nin 2011’deki ölümünün ardından Kuzey Kore lideri olan Kim Jong-Un’un tanrı sanıldığını söyledi.

Park’ın anlattıklarına göre okuldaki ‘eleştiri seanslarında’ sınıftaki öğrencilerin hatalarına dikkat çekiliyordu, öğrencilerin aşk ve arkadaşlık hakkında fikirleri yoktu, elektrik yaygın değildi ve insanlar açlıktan ölüyordu.

Birleşmiş Milletler’e göre Kuzey Koreliler “yoksulluk, yolsuzluk, baskı, yaygın rüşvet döngüsüne hapsolmuş durumda”.

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti tarafından geçen yıl hazırlanan bir rapora göre, Kuzey Kore’de yaklaşık 10.9 milyonluk insan nüfusunun %43’ünden fazlası açlıkla mücadele ediyor.

Temmuz ayında eyaletteki yiyecek kıtlığı nedeniyle Kim vatandaşları kaplumbağa yemeye zorladı. Ağustos ayında ise Kuzey Koreli liderin etlerini restoranlarda servis etmeleri için evcil köpeklere el koyma emri verdiği bildirildi.

Reklam
Reklam

Verdiği röportajda Park, sokakların ölü insanlarla dolu olduğu Kuzey Kore’de böcek yemek zorunda kalmak ve gıdasızlığın Kuzey Kore’de normal olduğunu söyleyerek “Mumbai’deki yoksul bölgeleri ziyaret ettim. Başka ülkelerdeki yoksul bölgeleri de gördüm ama hiçbiri Kuzey Kore gibi değil. Çünkü Kuzey Kore’deki açlık ülkenin bizi aç bırakmak için sistematik olarak uyguladığı bir açlık. Kuzey Kore, nükleer testler için milyarlarca dolar harcıyor. Nükleer silahlara harcadığı paranın %20’sini açlığı bitirmek için harcasalar kimse ölmek zorunda kalmazdı. Ama rejim bizi aç bırakmayı tercih etti” dedi. Park’a göre Kuzey Kore’deki gıdasızlık öyle bir boyutta ki, fazla kilolu olduğu düşünülen insanlar statüleri ve zenginlikleri nedeniyle takdir ediliyor.

2007’de Park ve annesi donmuş olan Yalu Nehri’ni geçerek Kuzey Kore’den kaçmayı başardılar. Anlattıklarına göre Park ve annesi Çinli erkeklere satıldı ve annesi insan kaçakçılarının tecacüzüne uğradı.

Ardından anne kız Gobi Çölü’nü geçerek Moğolistan’a vardılar ve Güney Kore’deki Park’ın kız kardeşiyle buluştular. 2014’te New York’a geçen Park, yaşadıklarını anlatan bir kitap kaleme aldı ve 2016 yılında yayınladı. Park, kitabının önsözünde “En çok iki şey için minnettarım. Biri Kuzey Kore’de doğmak, diğeri de Kuzey Kore’den kaçmış olmak” sözlerine yer verdi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: