AHMET FURKAN MERCAN - ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'u bir araya getiren Hanoi zirvesinde anlaşmaya varılamaması, Kore yarımadasında oluşabilecek barış sürecinin olgunlaştığı ancak yeterli aşamaya ulaşmadığı şeklinde değerlendiriliyor.
ABD Başkanı Trump ile Kuzey Kore lideri Kim, Haziran 2018'deki Singapur zirvesinden sonra Vietnam'ın başkenti Hanoi'de buluştu.
Zirvenin ardından basın toplantısında Trump, Kuzey Kore lideri Kim ile "çok güçlü bir ilişki" kurulduğunu ancak anlaşmaya varamadıklarını söyledi.
İki lideri bir araya getiren Singapur ve Hanoi zirvelerini ve yarımadadaki barış fırsatlarını değerlendiren uzmanlar, sürecin olgunlaştığını ancak yeterli aşamaya ulaşmadığını kaydediyor.
- "Zirve iptal edilse o zaman tedirgin olunabilirdi"
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertan Gökmen, zirvenin "anlaşma niyetindeki" iki lideri bir araya getirdiğini ve gelinen noktanın "ümit verici" olduğunu söyledi.
Vietnam görüşmesine kadar iki ülke temsilcilerinin fırsatları değerlendirerek görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Gökmen, "Hanoi bir sonuç toplantısı değil, sonuca giden ara toplantılardan biri olma niteliğinde." dedi.
Zirve öncesi sürece yönelik değerlendirmede bulunan Gökmen, "Geçmişi gözden geçirmeyen değerlendirmeler hatalıdır. Gelinen nokta ümit vericidir. Vietnam'a gelmeden bu zirve iptal edilse, o zaman tedirgin olunabilirdi. Açıklamalar da kamuoyunu Kore sorunu konusunda teyakkuzda bırakmak için yapılmıştır diye düşünüyorum." diye konuştu.
Gökmen, zirveden sonraki süreçte Kuzey Kore'nin nükleer silahlardan arındırılmasına devam edileceğini kaydederek şöyle konuştu:
"İki Kore arasındaki ekonomik alandaki çalışmalar hızlanacaktır. Bu konuda Kim Jong-un'un Güney'in ekonomik olarak gelişmişliğinden ilk kez bahsetmesi tarihi bir itiraf. Güney tarafı da bunu olumlu değerlendirecektir. Bu da gösteriyor ki artık Kaesong endüstri bölgesine yatırımlar artırılacaktır. Bu her iki ülke için de sembolik olarak atılmış adımın tekrar hayata geçirilmesi anlamına gelecektir. Güney, Kuzeydeki yatırımlarını çeşitlendirecek ve artıracaktır. Ekonomik açıdan gelişen adımlar hali hazırda başlayan sportif, insani, sosyal ve akademik alanlardaki atılan adımları da hızlandıracaktır. Kore yarımadasında barış anlaşmasına giden yoldaki pürüzlerin ortadan kaldırıldığı kanaatindeyim."
Kuzeyin nükleer tesislerini imhasına da değinen Gökmen, "İmha ettiği her nükleer tesisten sonra yaptırımlar dolaylı ya da dolaysız şekilde tedricen kaldırılmakta. Yıl içerisinde tedrici olarak yaptırımlarda yumuşamalara şahit olacağımız bir sürece giriyoruz. ABD, yarımadadaki asker sayısını azalttıkça Kuzey Kore adımlar atacaktır." ifadelerini kullandı.
- "Trump'ın kibiri ve taahhütsüzlüğü ortada"
Japonya Temple Üniversitesi Modern Asya Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Robert Dujarric de Kuzey Kore liderinin taleplerinin aşırı olduğunu söyledi.
"Zirvede tam olarak neler yaşandığını anlayabilmek mümkün değil." ifadesini kullanan Dujarric, Kim'in öne sürdüğü "aşırı" taleplerin Trump yönetiminden karşılanabileceğine dikkati çekerek, "Kuzey Kore daha istediklerini alabilir ancak Trump'ın kibiri ve ABD liderliğindeki dünya düzenine taahhütsüzlüğü de ortada." dedi.
Pyongyang'ın tüm yaptırımların kaldırılması talebinin ABD'nin zirve öncesi tahmin edebildiği konulardan biri olduğunun da altını çizen Dujarric, "Mesele Trump olunca bunu kimse bilmiyor. Trump yönetimindeki ABD, görev bilinci ve vatanseverlik hissiyatı taşımayan sarhoşların idaresindeki bir gemi gibi." şeklinde konuştu.
- "Kim'in nükleer deneme yapmayacağı sözü havada kalan bir ifadeden ibaret"
Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Merthan Dündar, Hanoi zirvesinden "olumlu ve yapıcı" bir sonuç çıkmamasının şaşırtıcı olmadığını savundu.
ABD'nin Kuzey Kore'den taleplerinin kısa süre içinde kabul görerek hayata geçirilebilecek talepler olmadığını belirten Dündar, Trump'ın zirve sonunda "Kuzey Kore tarafı tüm yaptırımların kaldırılmasını talep etti. Bir takım tavizler önerdiler ancak bu tavizler bizim istediğimiz alanlarda değildi. Bunu yapamazdık." ifadelerinin neden bir anlaşmaya varılmadığını açıkladığını ifade etti.
Bazı tavizler elde etmiş olmalarına rağmen ABD tarafının müzakereyi devam ettirmediğini kaydeden Dündar, "Trump, böylece baskın tarafın bir başka deyişle patronun kim olduğunu açık bir şekilde dünyaya gösteriyor." görüşünü dile getirdi.
Dündar, Kuzey Kore'nin Güney Kore ile yürüteceği müzakereler ve iki tarafın atacağı adımların takip edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Anlaşıldığı kadarıyla iki Kore arasında daha çok yakınlaşma gerçekleşir ve başta sınırların kalkması yönünde daha somut adımlar atılarak tartışma konuları azaltılabilirse Washington ile Pyongyang tekrar müzakereye başlayacaktır. Kim'in nükleer deneme yapmayacağı sözü verdiği ise bu aşamada havada kalan bir ifadeden ibarettir."