Ressam Yiğit Yazıcı’nın "La Felicita" isimli sergisi, Zorlu Center PSM’de 3 Aralık’tan itibaren görücüye çıkıyor. Sanatçının uzun süredir üzerinde düşündüğü, ‘Mutluluk bir seçimdir’ mottosu doğrultusunda hazırladığı seriden bir parçanın da yer aldığı sergi, 3 Aralık 2014 ile 9 Ocak 2015 tarihleri arasında Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.
Sergide yer alan eserler 2012-2014 yıllarına ait. Yaşamımızın bir parçası ve hayatımızda ayrı bir yeri olan bazı objeleri konu olarak seçen Yiğit Yazıcı, sembol olarak seçtiği objeleri bir dönemin temsilcileri olarak görüyor.
Yiğit Yazıcı kimdir?
Yiğit Yazıcı 1969 yılında Bursa’da doğdu. 1992 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldu. Yiğit Yazıcı 2008 yılından itibaren uluslararası fuarlara katılmaya başladı, Miami, New York, İsviçre, Tayland, Chicago, San Francisco, Los Angeles, Beyrut ve Londra’da sergiler ve fuarlarda yer aldı. Canlı renkleri kullanmasıyla dikkat çeken Yiğit Yazıcı, 2013 yılından itibaren Siyah - Beyaz eserler üretmeye başladı. Bu eserlerden bazıları Dışişleri Bakanlığı tarafından yurtdışındaki Türkiye temsilciliklerine gönderildi. Yazıcı, yaşamını ve sanat çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor.
Yazar Türker Armaner, Yiğit Yazıcı’nın 2012’ deki New York sergisi için şöyle yazıyor:
“Bir sanat eserinin yaratılışıyla birlikte, insan bilinci fiziksel dünyanın bir bölümünü; duyularımızla algıladığımız bu doğal, mekanik alemin bir parçasını kendisine tahsis eder. Edebiyattan mimariye, heykelden müzikal kompozisyona, resme kadar her sanat eseri, içinde bulunduğu tarihsel bağlamın bir yüzünü temsil eder. Birçok estetik kuram, zamansal sanatlardan önce gelen son mekânsal sanat formunun resim olduğunu kabul etmiştir. Resim; bir müzik, edebiyat yapıtı ya da bir film gibi zamansal anların içinden akamaz ama bize zaman içinde tasvir edilebilecek bir hikayeyi anlatır. Yiğit’in resimleri kapalı alanları konu alır. Ortada hareketsiz bir görüntü vardır; ama kenar çizgilerinin kullanımı, renkler, tonlar, yüzeydeki çizgiler ve figürler, bize hayalimizde hiç bitmeyen bir hareket hissini oluşturma imkanını verir. Bazı eserlerinde harflerin patlamasına şahit oluruz ve bazıları, resmin temasından bağımsız ama onun bütünleyici bir parçası olarak, dairesel hareketlerle boşlukta döner. Yiğit’in resimlerinde kendi kaderlerine terk edilmiş gibi duran ıssız nesneleri gözlemleriz; sanki durağanlıkta devinimlerini, sınırlılıklarında sonsuzluklarını, boşluklarında doluluklarını yansıtırlar.” Türker Armaner, Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi.