ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümete, "Laiklikle uğraşmayın" mesajı gönderdi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, 'CHP'nin sosyal anlayışın öncüsü ve sözcüsü olacağını' söyledi. "CHP sosyal anlayışı talep eden, vurgulayan bir dikkat içinde görev yapacaktır" ifadelerine yer veren Baykal, işçilerin, yoksulların, memurların, çiftçilerin, bütün toplumsal kesimlerin sesi olacaklarına işaret etti.
İkinci hakim kılmak istedikleri konunun 'temiz siyaset' anlayışı olduğunu belirten Baykal, siyasetin daha önceki dönemlerde kirletildiğini, yıpratıldığını söyledi. Bu kirlenmişli ve yıpranmışlığı gidermek için 'ahlakı' ve 'dürüstlüğü' hakim kılmaya çalışacaklarını vurgulayan Baykal, "Sosyal anlayış, temiz siyaset bu ikisi temel eksenimiz" diye konuştu.
Baykal, dış politika konusunda da 'tutarlı' günlük kaygılarla değil Türkiye'nin, Türk halkının menafatleri doğrultusunda bir bir politik anlayışa sahip olduklarını ifade ederek, bunun takipçisi olacaklarının altını çizdi.
"ANAYASA DEĞİŞEBİLİR" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa'nın değiştirilmesinden yana olduklarını da belirttiği açıklamalarında, "CHP, 12 Eylül Anayasası'na hayır oyu vermiş olan bir partidir. CHP kimsenin kendisine demokrasi ve insan hakları çalımı atmasını kabul edebilecek bir parti değildir. Biz Anayasamız'ın temel ilkelerine karşı bazen açıktan, bazan dolaylı, bazan cesaretli, bazen sinmiş muhalafet hareketlerine hep tanık olduk. Biz 82 Anayasası'nın pek çok maddesinin değiştirilmesinin değiştirilmesine öncülük etmiş bir partiyiz. Bundan sonra da ihtiyacın ortaya çıkması durumunda her maddeye yönelik demokratikleştirme çabalarına katkı vereceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama Anayasamız'ın değiştirilemez maddeleri vardır. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri vardır. Bu maddeleri değiştirmeye dönük çabaları varsa açıkça çıksınlar neyi nasıl niçin değiştireceklerini söylesinler bilelim. Eğer Anayasa'nın bir maddesinden yana açıktan değişiklik talebi haklı bir biçimde ortaya konulamıyarsa bu amaca yönelik Anayasa'nın tümünü değiştirmek için yola çıkılmasın" diye konuştu.
Baykal, 'Anayasa'nın çağdaş demokratik laik sosyal hukuk devleti kimliğine kıskançlıkla sahip çıkmaya devam edeceklerini' belirttiği konuşmasında şu ifadeleri de kullandı: "5. ilkemiz Türkiye'de demokratik sistemin rejimin geliştirilmesi, siyaset düzenininin demokratikleşmesi doğrultusundaki çabalarına yardımcı olmak, sahip çıkmak ve desteklemektir. Türkiye Anayasamız'ın özüne sahip çıkacak, laik demokratik Cumhuriyete sahip çıkacak, demokratikleşmeye sahip çıkacak, yolsuzluklara karşı mücadelenin öncülüğünü yapacak, sosyal hukuk devletinin bayrağını elinden düşürmeyecek ve ulusal çıkarları gözeten bir politika anlayışını, kimliğini CHP önümüzdeki günlerde de sürdürecektir. Temel çerçevemiz budur".
"LAİKLİKLE UĞRAŞMAYIN" Yeni bir döneme girildiğini ifade eden Baykal, "İktidara yönelik bir kıskanlık dürtüsü içinde değiliz. iktidarı engelleme çabası içinde değiliz. İktidarı Türkiye'ye yararlı işler yapması sağlama peşindeyiz. Yararlı işlerin nasıl sağlanacağıyla iligili anlayışımız var. Neyin yararlı olduğuyla ilgili anlayışımız var. Bunu ortaya koyuyoruz" dedi.
Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyoruz ki laiklikle uğraşmayın. Açıktan ya da gizli uğraşmayın. Ne olur uğraşmayın. Rica ediyoruz uğraşmayın. Bu konuyu Türkiye aştı. Türkiye bu defteri artık kapattı. Bu noktaya gelinceye kadar Türkiye büyük acılar çekti, büyük ızdıraplar çekti, şimdi onu geri döndürmeye kalkmayalım ne olur. Bunun için hiçbir kutsal değeri de kullanmayın. Bunu kavga etmek için söylemiyoruz. Bunu kavgayı önlemek için söylüyoruz. Türkiye'nin barışı için söylüyoruz. İktidarın başarması için söylüyoruz. İnanıyoruz ki iktidarın başarısı buna bağlıdır. Bunu ben burada söylüyor değilim. Daha seçimin ertesi günü Sayın Erdoğan'ı kutlamak için gittiğim zaman oradaki görüşmede bunları söyledim. Aman ne olur bunları yapmayın dedim. Tuzak kurmuyoruz. Uyarı yapıyoruz. Yapmayın, yapmazsanız iyi olur diyoruz. Bu uyarıların ne kadar haklı ve yerinde olduğu son bir haftada yaşanan gelişmelerde ortaya çıktı. Türkiye'yi bu hale biz mi getirdik. Seçimden hemen sonra ortaya çıkan umutlu iyimser hava bozuluverdi. Büyü bozulmaya başladı. Kim bozdu bunu CHP mi bozdu? CHP'nin dostluğu değerlendirilmiş olsaydı Türkiye buraya gelmezdi. Türkiye buraya gelmesin diye yaptık bu uyarıları. Neyse buraya geldi, burada değrelendirme yapılır bu geri dönülmez bir nokta değil. Herkesin durum değerlendirme yapması gereken bir noktadayız. Bu yapılmalıdır. Bu yanlış yol bırakılmalıdır. Akıl mantık yoluna girilmelidir".