Leasing ve factoring de BDDK'da

ANKARA (İHA) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, 5 Temmuz 2004'ten itibaren tüm bankalardaki tasarruf mevduat sigorta sınırının 50 milyar liraya çekileceğini açıkladı.

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Bilkent Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu'nun davetlisi olarak 'Avrupa Birliği (AB) Sürecinde Türk Bankacılık Sisteminde Yapılması Hedeflenen Yenilikler ve Bunların Muhtemel Sonuçları' konulu bir konferans verdi. Bilgin'in Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu'nda verdiği konferansı Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı ile öğretim görevlileri ve öğrenciler dinledi. BDDK'nın 180 milyar Dolarlık sektöre hükmeden bağımsız bir otorite olduğunu belirten Bilgin, Türkiye'deki toplam üretimin yüzde 70'inin bu sektöre ait olduğunu ifade etti. Fon'a alınan bankaların ise TMSF'nin kontrolünde olduğunu kaydeden Bilgin, TMSF'nin BDDK'dan tamamen ayrıldığını hatırlattı. Bankacılık sisteminde bugün 50 banka ve 5 özel finans kurumu bulunduğuna işaret eden Bilgin, "Bankacılık bir naylonun içindeki su olarak düşünülebilir. Bir yere dokunduğunuzda diğer tarafı da hareket eder. Reel sektörde bir kriz yaşandığında bankacılık sektörü de bundan etkilenir" dedi.

Reklam
Reklam

Hazırlayacakları Bankalar Kanunu'nun kopuk bir kanun olmadığını vurgulayan Bilgin, kanunu geçmişi görerek ve geleceği öngörerek hazırladıklarını anlattı. TMSF'ye bugüne kadar 28 banka devredildiğini hatırlatan Bilgin, bunların toplam yükümlülüklerinin 32 milyar dolar, toplam zararlarının ise 17.3 milyar dolar olduğunu bildirdi. Bilgin, İmar Bankası'nın 6 milyar dolar olan zararı da buna eklendiğinde ortaya çıkan toplam maliyetin 55 milyar dolar olduğunu, bu rakamın da 2001 yılı milli gelirinin yüzde 32'sine tekabül ettiğini ifade etti. Bilgin, "Türk bankacılık sisteminin üzerinden bir kamyon geçmiştir" diye konuştu. BDDK Başkanı Bilgin, bu yıl içinde leasing ve factoring şirketlerinin de BDDK kontrolü altına gireceklerini ifade etti.
Türkiye'de bankacılığın sığ olduğunu ifade eden Bİlgin, birçok Avrupa ülkesinde ve ABD'deki bankaların birçoğunun, Türkiye'deki bankacılık sisteminin çok üzerinde bir değere sahip olduklarına işaret etti. Bilgin, "Sistem küçüktür, güdük kalmıştır" dedi.

Bankaların bilançolarını büyüttükçe sorun yaşadıklarına dikkat çeken Bilgin, buna karşın Türk bankacılık sisteminin büyüme potansiyeline sahip olduğunu kaydetti. Düzenlemelerin yerinde olması, istikrarın da devam etmesi halinde 180 milyar dolar olan büyüklüğün 300-400 milyar dolar'a ulaşabileceğini ifade eden Bilgin, potansiyelinin fazla olması Türk bankacılık sisteminin çekiciliğini de gösterdiğini dile getirdi. Enflasyonda gerileme oldukça bankaların karlılığının azaldığına da işaret eden Bilgin, buna karşın maliyetlerin de hızla aşağı çekildiğini söyledi. Sistem içinde kredilerin payının istenen düzeyde olmadığını ifade eden Bilgin, bankaların daha çok menkul değerler düzeyinde çalıştıklarını bildirdi. Bankalarda mevduatın krediye dönüşme oranı 1980 yılında yüzde 110 iken 2003 yılında bu oranın yüzde 43'e düştüğüne değinen Bilgin, bunun bankacılık alanında bir sorun ve vade uyumsuzluğu oluşturacağını anlattı. Sektörde tahsili geciken alacakların azaldığını kaydeden Bilgin, kriz döneminde yüzde 30 olan bu oranın bugün yüzde 11'e indiğini belirtti.

Reklam
Reklam

Bilgin, Bankacılık Kanunu ile ilgili hazırlıklara da değindi. Geçmişten ders aldıklarını ve lisansın çok önemli olduğunu gördüklerini söyleyen Bilgin, "İzin verdiğimiz kişiler derin araştırılması gereken kişiler. Yerinden denetimin finansal dedektiflik anlamında çok önemli olduğuna inanıyoruz" diye konuştu. Bilgisayar kayıtlarının denetiminin önemine de işaret eden Bilgin, İmar Bankası örneğinden farklı bir bilgisayar sistemiyle neler yapılabileceğinin görüldüğünü anlattı. Bilgin, Temmuz ayından itibaren Bankalar Kanunu kadar önemli bir düzenlemeyi de hayata geçireceklerini ve devlet güvencesi ile ilgili sınırı aşağı çekeceklerini söyledi. 5 Temmuz 2004'ten itibaren tüm bankalardaki tasarruf mevduatı sigorta sınırının 50 milyar liraya çekileceğini söyleyen Bilgin, bu oranın, mudilerin yüzde 90'ını kapsadığını söyledi. Bilgin, "5 Temmuz'da virajı çok yumuşakça dönmek istiyoruz. Bu ahlaki rizikoyu kaldırmak istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak, mali piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak istediklerini kaydeden Bilgin, Türk bankacılık sistemine, tüm dünya bankalarının esas aldığı Basel İlkelerini hakım kılacaklarını söyledi. Bankacılık sistemindeki çalkantılara bir daha tahammüllerinin olmadığını vurgulayan Bilgin, BDDK'yı bağımsız ve saygın bir kurum olarak korumayı amaçladıklarını anlattı. Şu anda BDDK'da 50 müfettişin denetim yaptıklarını hatırlatan Bilgin, BDDK'nın her zaman mercek altında olan bir kurum olduğunu söyledi. Kurum'un, sektörün entellektüel lideri olması gerektiğini dile getiren Bilgin, bundan sonra da sektöre ağabeylik yapacaklarını ifade etti. Bilgin, "Bu kurum gerektiğinde çok sert ama genellikle sevecen ve hoşgörülüdür. Dokunulmazlığı olan bir kurum değildir, şeffaf olmalıdır. BDDK TBMM'ye de bilgi versin istiyoruz. Bunu da Kanun'a koymayı planlıyoruz" şeklinde konuştu. Bankalar Kanunu'nun 1999 yılından bu yana 7 kez değişktiğine dikkat çeken Bilgin, bu kanunun çok değişmemesi gereken bir kanun olduğunu vurguladı. Bilgin, kanun maddelerinin kısa, net ve açık olacağını söyledi.

Reklam
Reklam

Bilgin, "Bir bankayı soymanın en kolay yolu o bankaya sahip olmaktır" diyerek banka sahipliği konusuna verdikleri önemi dile getirdi. Denetimin önemine inandıklarını ifade eden Bilgin, denetimin etkin, hızlı, yerinde ve zamanında olması için her türlü tedbiri aldıklarını kayrdetti. Küçük yatırımcıyı korumak adına bazı tedbirler de alacaklarını söyleyen Bilgin, özel finans kurumlarına 'Katılım Bankacılığı' ismi verilebileceğini, yeni kanunla ombudsmanlık müessesesini de hayata geçirmeyi planladıklarını anlattı.
Bankalar Kanunu'nun hazafdna da işaret eden Bilgin, bunaırlanması aşamasında ilgili tüm kurumların görüşlerinin alındığını ifade eden Bilgin, Kanun Tasarısı'na son noktayı BDDK'nın koyacağını ve BDDK'nın, Kanun'un tek sahibi olacağını vurguladı. Bilgin, tasarının Mayıs ayının ikinci yarısında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e sevkedileceğini açıkladı.
Türkiye'de bankacılık sektörünün, AB'ye uyum yönünden birçok sektörün önünde olduğunu anlatan Bilgin, AB'ye uyum alanında en az sorun yaşayacak sektörün de bankacılık sektörü olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

Konferansın sonunda dinleyicilerin ve basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Bilgin, BDDK'ya Fransa ve İngiltere'den iki denetçinin geleceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine bu denetçilerin BDDK'ya gelmeyeceklerini söyledi. Bilgin, "Bunlar bir nevi akil kişi. İşi bilen, tepe noktasında, neler oluyor, neler olacak gören kişiler. Bu kişiler Hazine Müsteşarlığı'ndan sorumlu Bakan tarafından görevlendirildi. İmar Bankası'nda neler olduğunu makro açıdan değerlendirecekler. Amaç yazacakları raporun sonunda ortaya çıkacak" dedi.

AB'de uygulanan sahiplik ilkesinin Türkiye'de de uygulanıp uygulanmayacağı sorusu üzerine Bilgin, Bankalar Kanunu'nun yaklaşık 100 maddelik bir Kanun olacağını ve sahiplikli ilgili ilkelerin bu kanun içindeki önemli hükümlerden biri olacağını vurguladı. AB ilkelerinin önemli olduğunu belirten Bilgili, ana ilkelerin Türkiye'de de uygulanacağını ifade etti. Bilgin sahiplik ve lisan verme konusuna büyük önem verdiklerini vurguladı.

Bilgin, bir soru üzerine TMSF ile BDDK'nın tamamen ayrılmasının doğru bir uygulama olduğunu kaydetti. Amaçlarının TMSF'ye yeni müşteri vermemek olduğunu kaydeden Bilgin, bunun için çalıştıklarını söyledi. TMSF ile işbirliği içinde olduklarını dile getiren Bilgin, bununla ilgili maddelerin Bankalar Kanunu'nda da bulunacağını ve TMSF ile bu konuda bir protokol imzalayacaklarını açıkladı.

Reklam
Reklam

Medya kuruluşu sahipleri, siyasi partiler ve vakıfların banka sahibi olup olamayacağı sorusu üzerine Bilgin, şu anda Kanun'un hazırlıklarıyla meşgul olduklarını ve gece gündüz çalıştıklarını ifade etti. Bilgin, bu konularla ilgili çalışmaların devam ettiğini, hazırlıkların tamamlanmasının ardından Mayıs ayında tasarının içeriği ile ilgili bir basın toplantısı yapacağını ifade etti. Bilgin, BDDK'nın bağımsız bir kuruluş olduğuna işaret ederek tasarının son aşamada Meclis'e sevkedileceğini hatırlattı.

Bilgin, mevduattan hazine garantisinin tamamen ne zaman kaldırılacağı sorusu üzerine ise ilk planda devlet güvencesini 50 milyar liraya çektiklerini, bu oranın ileriki dönemlerde daha da aşağıya çekilebileceğini bildirdi.