Geçen hafta Kanada'nın Toronto şehrindeki büyük bir huzurevinde çıkan bir salgında 127 kişi zatürreeye yakalandı ve bunların 21'i de öldü. Hastalananlar içinde binada çalışan memur ve hizmetliler ve hatta ziyaretçiler de vardı, ancak ölenlerin hepsi de 80 yaşının üzerinde olan huzurevi sakinleriydi.
Yapılan araştırmalar salgına, binanın çatısında bulunan soğutma kulelerinde üreyen ve buradan havalandırma sistemine karışarak tüm binaya yayılan Legionella bakterilerinin neden olduğunu gösterdi.
Ülkemizde de zaman zaman rastlanan ama salgınlara yol açmamış olan bu bakteri, durgun sularda ürer ve suyun havaya saçılması sırasında solunum yoluyla akciğerlere girerek zatürreeye yol açar. İlk kez 1976 yılında Filadelfiya' da bir otelde toplantı yapan lejyonerler arasında çıkan zatürree salgını ile tanınan mikroba lejyonerlerden esinlenilerek 'Legionella' bakterisi, hastalığa da Lejyoner Hastalığı ismi verilmiştir.
Bakteriler, su damlacıkları ile havaya karışarak insanlara bulaşır. Otel, iş merkezi, gökdelenler... gibi büyük binaların havalandırma sistemlerinin su bölmeleri, havuzlar, su depoları gibi ortamlarda çoğalan bakteriler, o binada bulunan pek çok insanda hastalığa yol açabilirler. Açık alanlardaki göl, dere, çamur, ve kaplıca sularındaki bakteriler, havada hemen dağıldıkları için hastalık yapıcı özellikleri yoktur. Legionella bakterleri suyun içilmesi ile ya da insandan insana bulaşmazlar.
Legionella bakterilerinin neden olduğu zatürree, erkeklerde, sigara içenlerde, alkoliklerde, bazı hastalıkları olanlarda (kalp ve damar hastalığı, kronik bronşit, şeker hastalığı, böbrek hastalığı...) ve bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda, kortizon kullananlarda daha sık görülür ve daha ağır seyreder.
Lejyoner Hastalığı, çok ağır ve özellikle de vaktinde tanınıp tedavi edilmediğinde ölüm ihtimali yüksek olan bir zatürree türüdür. Hastalık yüksek ateş, üşüme, titreme, kuru öksürük, halsizlik, iştahsızlık gibi belirtilerle başlar. Kanlı balgam, bıçak batar tarzda göğüs ağrısı da olabilir. Birkaç gün içinde bunlara karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal... gibi sindirim sistemi ve baş ağrısı, uyuklama, dengesiz hareketler, hallüsinasyonlar, bilinç bulanıklığı... gibi çeşitli sinir sistemi belirtileri de eklenir. Hastaların genel durumları, olağan bir zatürreede beklenenden çok daha kötüdür. Bazı hastalarda idrar yolları kanaması ve diyalizi gerektirecek derecede böbrek yetersizliği, karaciğer hasarı ve akciğer ödemi de gelişebilir.
Risk grubunda olan kişilerde uygun tedaviye rağmen ölüm riski oldukça yüksektir.
Lejyoner Hastalığı tanısı için hastanın balgamında Legionella bakterilerinin kültürde üretilmesi, ya da hastanın kanında Legionella bakterilerinin antijenlerinin veya bunlara karşı oluşmuş antikorların saptanması gerekir. Hastaların idrarlarında yapılan incelemelerle de teşhise gidilebilir.
Bu bakterilere karşı çok etkili antibiyotikler vardır. Önemli olan tanının gecikmeden konması ve uygun tedaviye hemen başlanmasıdır. Tedavi süresi hastanın tüm şikayetleri ortadan kalksa bile 3 haftadan az olmamalıdır, aksi takdirde hastalığın tekrarlaması ihtimali vardır.
Bu ciddi ve ölümcül zatürreelerin önlenebilmesi için, bakterilerin bulunabileceği ortamların saptanması ve uygun şekilde dezenfeksiyonu çok önemlidir. Havalandırmam sistemleri, su depoları, kapalı alanlardaki havuzlar, duş başlıkları ile bazı tıbbi aletler bulaşıcılık açısından dikkatle kontrol edilmelidir.
Acil durumlarda, suyun 70 C üzerinde ısıtılması ve muslukların, duş başlıklarının, basınçlı sıcak su ile 30 dakika süreyle yıkanması en çok başvurulan yöntemlerdir.
En etkili temizleme yöntemi ise 'metalik iyonizasyon' yöntemidir. Eskiden önerilen klorlama ise bugün artık terkedilmiştir, çünkü hem çok etkili bir temizlik sağlanamadığı gibi hem de pahalı ve kanser yapıcı etkisi olan bir yöntemdir.