Galatasaray'ın yeni transferi Arjantinli kaleci Leo Franco, ilk röportajını Galatasaray TV'ye verdi.
-12 yıl sonra İspanya'dan çıkıp Türkiye'ye, İstanbul'a geldi. Türkiye'yle ilgili ilk izlenimleri neler. Kulüp olsun, tesis olsun kendisine gösterilen ilgi olsun.
-Türkiye'ye bu ikinci gelişim. Dolayısıyla çok yakından tanıyorum. Güzel ve büyük bir ülke. İnsanları ise çok sıcak ve sevecen.
-"Galatasaray benim için bir meydan okuma. İlerisi için atılmış bir adım" dediniz. Bu sözleri biraz açabilir misiniz?
-Galatasaray çok büyük ve dünya çapında tanınmış bir kulüp. Atletico Madrid'den Galatasaray'a gelerek kariyerimde çok önemli bir adım attım. Çünkü Galatasaray benim için bir basamak. Ailemle beraber gelen teklifi bu yönüyle değerlendirdik ve Türkiye'nin yaşanılacak güzel yerlerden biri olduğunu da bilerek imzayı attım.
-La Liga'da en fazla yabancı formayı giyen yabancı kaleci ünvanını elinde bulunduruyorsunuz. Bu başarı öyküsünden bahseder misiniz?
-Başarının asıl sebebi çok çalışmak. Her maça final maçı gözüyle baktığınızda yani bir bakıma formunuzu garanti altına aldığınızda, başarı kendiliğinden geliyor.
-Galatasaray'a karşı Mallorca kalesini korudu. Hem o maçı hem o günleri biraz anlatabilir misiniz?
-O dönem Galatasaray UEFA ve Süper Kupa'yı kazanmayı başarmıştı. Bizde Mallorca olarak o dönem değişim süreci içerisindeydik. Takımda genç oyuncular ağırlıktaydı ve tecrübesiz bir ekiptik. Galatasaray ise büyük yıldızları olan tecrübeli bir takımdı. Neticesinde ise kazandı. Ali Sami Yen'deki maçta da taraftarın Galatasaray'a desteği, bizim üzerimizde büyük baskı yaratmıştı. O maç medyada uzun süre sansasyon yaratmıştı.
-İspanya'dan tanıdığınız dünyaca ünlü teknik direktör Frank Rijkaard şimdi Galatasaray'da yeni hocanız oldu. Frank Rijkaard'a İspanya'da bakış açınız nasıldı. Rijkaard hakkında neler düşünüyorsunuz?
-Frank Rijkaard, Avrupa Kupası kazanmış bir antrenör. Barcelona'da çok zaman harcadı, emek verdi. Kuşkusuz bugünkü Barcelona'nın başarısında kendisinin çok büyük emeği var. Benim için Frank ile çalışmak çok büyük ve onur verici bir olay.
-Galatasaray'a kalecilik yapmış oyuncular zamanla birer efsane oldu. Simoviç, Taffarel, Mondragon gibi. Kendinize Galatasaray'da efsane olmak gibi bir misyon edindiniz mi?
-Futbolda adım adım ilerlemek söz konusu. Birdenbire gelecekten bahsetmek mümkün değil. Saydığınız kalecileri, Taffarel olsun Mondragon olsun, gerek kişisel olarak gerekse oyun yapıları olarak tanıyorum. İkisi de bence çok başarılıydı ve benim de hedefim tabiki bu isimler gibi kalıcı olmak.
-Sizin de transferinizle birlikte Galatasaray kalesinde ciddi bir rekabet oluştu. Galatasaray'da Aykut ve Orkun gibi iki yetenekli kaleci daha var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, kendi şansınızı nasıl görüyorsunuz?
-Galatasaray gibi büyük kulüplerde çok fazla forma rekabeti vardır. Diğer mevkilerde olduğu gibi kalede de rekabet fazla. Ve rekabetin olduğu yerde başarı gelir.
-22 veya 23 yaşında genç bir kaleci olmak mı daha avantajlı, 32 yaşında daha olgun bir kaleci olmak mı avantajlı? Tecrübe yaşa mı bağlı, bununla ilgili görüşleriniz nelerdir?
-İnanıyorumki, yaşın tecrübeyle çok büyük ilgisi yok. İstikrar ve sakinlik her zaman tecrübenin gelişmesine yardımcı olur. Valdes ve Casillas'a baktığımız zaman, genç isimler. Fakat devamlı oynadıkları için çok tecrübe kazanmışlar.
-Daha önce Mallorca formasıyla Ali Sami Yen'e çıktınız. Mutlaka hatırlıyorsunuzdur. Galatasaray taraftarı hakkında neler biliyor ve nasıl buluyorsunuz?
-Ali Sami Yen'in rakip takımlara çok büyük baskısı oluyor. Taraftarın desteği maça farklı bir enerji itici güç katıyor. Bu atmosferde oynamak deplasman takımı adına zorlaşıyor. Taraftarın desteği her zaman başarı için büyük etkendir.
-Dünya üzerinde çok önemli derbilerden birisi de Atletico Madrid - Real Madrid derbisi. Türkiye'de ise Galatasaray - Fenerbahçe derbisi çok önemlidir ve dünyanın sayılı derbileri arasındadır. Derbilerin başkahramanları genelde kaleciler veya o kalecileri avlayan forvet oyuncuları olur. İspanya'daki derbi atmosferinden bahseder misiniz? Ayrıca Türkiye'deki derbi heyecanını duydunuz mu, bakış açınız nasıl?
-Tabi ki kalecilerin takımda önemli yerleri var. Bu tarz maçlar diğer maçlardan konum itibariyle farklıdır. Burada önemli olan kaleci. Özellikle takım olarak düşünmek gerekir. Bu yıl Fenerbahçe ile oynayacağımız maçları kazanmak için elimden geleni yapacağım.
-Galatasaray camiasına ve taraftarına mesajınız nedir?
-Bu sene takım yeni bir oluşum içerisinde. Ben de bu oluşumun bir parçasıyım. Tek söyleyebileceğim taraftarlara göze hoş gelen başarılı bir takım izlettirebilmek için çok çalışacağız.