Levent Tüzel: YSK, Dicle kararı ile Türkiye halkının iradesine darbe vurmuştur

İstanbul’dan bağımsız milletvekili seçilen Abdullah Levent Tüzel, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Hatip Dicle kararıyla ilgili, “YSK bu kararı ile bütün Türkiye halkının iradesine darbe vurmuştur.” dedi. Tüzel, Başbakan Erdoğan için geçmişte üretilen çözümlerin, Dicle içinde üretilmesi gerektiğini söyledi.
Abdullah Levent Tüzel, mazbatasını İstanbul İl Seçim Kurulu’ndan aldı. Mazbatasını aldıktan sonra YSK’nın Hatip Dicle için aldığı ‘milletvekili olamaz’ kararını değerlendiren Tüzel, bu karala bütün Türkiye halkının iradesine darbe vurulduğunu ifade etti. ‘YSK’ın seçilmiş bir milletvekilinin bu şekilde halk iradesine müdahale ederek milletvekilliğini düşürmesi olumsuz olacak bir yetki aşımı olacak’ dediklerini hatırlatan Tüzel, “Ne yazık ki önceki gece YSK, bu yönde bir siyasi müdahalede bulunmuş bir yargı kararıyla da bütün Türkiye halkının iradesine darbe vurulmuştur. Krizin
arkasında yatan neden budur.” diye konuştu. "Hatip Dicle ve diğer arkadaşlarımızın cezaevinden çıkarak birlikte Meclise gitmeyi ve sorunları Meclis iradesi ile çözmeyi istiyorduk.” diyen Tüzel, şöyle konuştu: “Konuştuğumuz konu Türkiye’nin demokrasisi konusu. Konuştuğumuz konu sadece Hatip Dicle’nin ya da sadece BDP’nin meselesi değildir. Mesele halklarımızın bir arada yaşama meselesidir. Demokrasinin işleyip işlemeyeceğidir. Bizlerin meclisteki varlığı halk temsilcileri olarak başta Kürt sorununun çözümü olmak üzere demokratikleşmenin bu problemlerini çözmek üzere görev yapmaktır. Ancak YSK’nın bu siyasi müdahalesiyle bizlerin bu çalışmasına da izin vermeyecek bir tutum sergilenmektedir.”
AK Parti’nin bir milletvekili sayısını arttırma çabasında olduğunu iddia eden Tüzel, “Nasıl ki başbakanın geçmişte önüne çıkmış siyasi engelleri aşmak için yol çözüm üretildiyse, Hatip Dicle için de benzer çözümler üretilebilir, meclis çalışabilir, yasa değişikliği yapılabilir, bir takım idari kararlar alınabilir. İtiraz sonucu YSK bu kararını değiştirebilir. Yeter ki demokrasi ile bir arada yaşama ve Kürt sorununun çözümü yönünde bir niyet taşınsın. Geleceğimize sahip çıkalım. Eğer ki Türkiye kaosa sürüklenmesin, karışmasın, bu meseleler siyasi çözümle aşılsın deniyorsa burada hepimize sorumluluk düşmektedir. AK Parti, milletvekili sayısını arttırma derdine düşmeden önce bu sorunu çözmek, Kürt halkına, Türkiye’ye bu mesajları verecek bir politika üretmelidir.” şeklinde konuştu.