Osmanlı sofralarının vazgeçilmezi olan hoşafın adı ''hoş ve ab'' yani güzel su anlamına gelir. Zamanla bu iki kelime bir araya gelerek bu geleneksel lezzetin ismi hoşaf olarak anılmaya başlamıştır.
Elma gibi sert meyveleri şekerli su ile kaynatılmalıdır. Sulu ve nazik meyveler ise önceden kaynatılmış şekerli suya daha sonra eklenir. Sıcak şekerli suya eklenen bu meyveler kısa bir süre kaynatıldıktan sonra hemen ocaktan alınmalıdır.
Kuru veya taze olsun Birçok meyvadan hoşaf yapılabilir. Farklı tadlar tatmak isteyenler Karadut, şeftali, erik , üzüm gibi mevsimde hangi meyvaya ulaşabiliyorlarsa onunla hoşaf yapmayı deneyebilirler.
Hoşafı servis etmeden önce iyice soğutmak gerekir. Acele edip içine buz atma gafletine sakın kalkışmayın çünkü eriyen buz hoşafın su oranını arttıracak ve tadını bozacaktır.
Kuru meyvelerden hoşaf yaparken su içerinde önceden yaklaşık bir saat boyunca kalması gerekir. Su içerisinde şişen meyveler daha sonra kaynatılarak hoşaf yapılmalıdır.