Sebebi de, sizin de fark ettiğiniz üzere bu madenin söz konusu bataryaların üretiminde kilit konumda bulunması.
Bununla birlikte, pandemi şartlarından dolayı lityum üretiminin düşmesi, öte taraftan evlere veya kapalı alanlarda vakit geçiren insanların teknolojik cihazlara olan talebinin artmasına bağlı olarak, mevcut üreticiler artan talebi karşılamakta zorluk çekiyor. Gelen bilgilere göre, üretimin büyük kısmının gerçekleştirildiği Çin’de, lityum karbonatın ton fiyatı geçtiğimiz yıla göre neredeyse 4 katına çıktı. Şu an 30 bin dolar civarında bir fiyattan satışa sunulan bir ton lityumun fiyatı pek buralarda da duracak gibi görünmüyor.
Durumun vehameti, tedarikçiler ile firmalar arasında yapılan sözleşmelerden de net bir şekilde görülebiliyor. Kısa bir zaman öncesine kadar birkaç yıllık ve sabit fiyat üzerinden yapılabilen uzun dönemli alım-satım sözleşmeleri, bugünlerde artık aylık veya maksimum 3 aylık dönemler için ve değişken fiyat şartıyla yapılıyor. Yani tedarikçi, kendi belirlediği sınırlar içerisinde fiyat değişimlerini o malı daha önce satın almış olan ve kendisine gönderilmesini bekleyen alıcıya yansıtabiliyor.
Bu kadar uzun ve karmaşık anlatımların aslında bizleri ilgilendiren son derece basit bir karşılığı var o da “zam”. Evet bu sonuca varmak için sanıyoruz kahin olmaya gerek yok. Artan lityum krizi çok yakında tüm dünyaya zam olarak geri dönecektir.
Jack Dorsey’in film gibi hayatı: Twitter onun ellerinde büyüdü