İstanbul Karaköy’de resmi açılışı dün yapılan Sofra London, Michelin Guide’ın her yıl Londra’da tavsiye ettiği tek Türk lokantası olarak ün yapmıştı.
‘Türk yemeğini geliştiren insan’ olarak Londra’da doktora alan Sofra London’ın kurucusu Hüseyin Özer, “Hedefim burada da müşterilerimizi kapıda bekletmek” dedi. Londra’daki düzenin aynısını Karaköy’de de kurduğunu belirten Özer, “İstanbul’da Türk yemekleri dejenere olmuş, burası da yabancılaşmış. Herkes başka bir kültürün yemeğini yapıyor. Bizi buraya getiren en önemli nedenlerden biri bu. Bizim mutfağımızda has Türk yemekleri olacak” diye konuştu.
Karaköy, akademi olacak
Karaköy'deki restoranı bir akademi olarak planladığını ifade eden Özer, “Hedefim, burada çalışan arkadaşlarımızın hepsinin birer restoran sahibi olması” dedi. Çalışan tüm personele servisinden mutfağına, insan ilişkisinden fiyatlamaya kadar her şeyi öğrettiğini vurgulayan Özer, bunun nedenini şu şekilde anlattı: “Yurtdışında lokantacılıkta biz yaralıyız. Bunu gören biri olarak tamir etmek de bana düşüyor. Amacım para kazanmak değil. Bir fikrim ve idealim var, bunu gerçekleştirmek için buraya geldim. Kendim gibi lokantacı yetiştirmek ve yurtdışına açılmalarını sağlamak istiyorum.”
İstanbul’dan sonra sıra Brüksel’de
Karaköy’dekinin dışında şimdilik Türkiye’de başka bir Sofra London düşünmediklerini anlatan Hüseyin Özer, “Bu henüz bebek, sağlıklı büyüsün sonra kardeşlerini düşünürüz” dedi. “Türk’ün markası lokantası olur, başka bir şeyden Türk markası olmaz. Biz yemeklerimizle rahatlıkla övünebiliriz” diyen Hüseyin Özer, yurt dışındaki bir sonraki Sofra London’ın ise Belçika’nın başkenti Brüksel’de açılacağını sözlerine ekledi.
Yemekler Türk, mekan İngiliz
Sofra London’ın Karaköy’deki yeri Şafak Aliçavuşoğlu tarafından tasarlandı. Karaköy’deki restoranın dizaynından önce Londra’daki Sofra'yı gezdiğini belirten Aliçavuşoğlu, “Çıkış noktamız orası. Aslında yapılan yemekle mekan arasında ilk bakışta bir tezat var gibi görünüyor, ama bir de kendini dünyaya kabul ettirmiş bir Sofra London var. O konsepti burada da yaşatmaya çalıştık. Burada Osmanlı mutfağı tadında bir şey yapabilirdik. Ama biz böyle bir mekanda Türk mutfağını koyarak müşterilerimizi şaşırtıyoruz. Londra esintisini, renkleri, dokusunu bu mekanda bulmak mümkün. Dönemin değil, her döneme hitap eden bir mekan çıkarmaya çalıştık” dedi. İstanbul’da iyi mekanların yurtdışından bir mutfak getirdiğinin altını çizen Aliçavuşoğlu, “Bizim odağımız ise Türk mutfağını iyi mekanda sunmak” diye konuştu.