Lösemi nedir, belirtileri neler? Lösemi hastalığı bulaşıcı mı, tedavisi var mı?

Bir tür kanser hastalığı olan lösemi, kan kanseri olarak da biliniyor. Lösemi (kan kanseri), 4 farklı kan kanseri tipi için kullanılan genel bir kavramdır. Bu dört tipte ortak olan şey, kemik iliğindeki bir hücrenin başlangıç noktaları olmasıdır. MasterChef All Star'ın yeni bölümünde lösemi hastalığına farkındalık oluşturmak için daha önceden lösemi hastalığına yakalanıp atlatmış olan kişiler katıldı. Peki, Lösemi nedir, belirtileri neler? Lösemi hastalığı bulaşıcı mı, tedavisi nedir?

Lösemi hastalığı bulaşıcı mı, öldürür mü gibi soruların yanıtları merak ediliyor. 2-8 Kasım tarihleri her yıl Lösemili Çocuklar haftası olarak anılıyor. Bu gelişmeyle berber lösemi hastalığı hakkında detaylı bilgiler araştırılmaya başladı. İşte lösemi hakkında detaylı bilgiler...

LÖSEMİ NEDİR?

Lösemi, toplumda kan kanseri olarak da bilinir. Kan üreten kök hücrelerinden birisinin, çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiyle gelişirken bir basamakta duraklaması ve kontrolsüz olarak çoğalmaya başlamasıdır. Kan kanseri; öncelikle kemik iliğini, ardından da bütün organları ele geçirir. Lenfatik sistemi ve vücudun kan üretim sistemi olan kemik iliğini etkiler. Eğer tedavi edilmezse ilerleyen kötü huylu bir kanserdir.

Reklam
Reklam

Hastalık olgunlaşmış olan akyuvarların kontrolsüz olarak artışına bağlı meydana gelirse, kronik ve yavaş seyirli olur. Olgunlaşmamış haldeki akyuvarların kontrolsüz olarak artışına bağlı gelişenler ise akut, yani hızlı seyirlidir. Hızlı seyreden kan kanseri, genelde ani başlangıç gösterir. Özellikle 1-2 ay içinde klinik bulgular ve belirtiler gösterir. Bu sebeple kısa sürede hastalık tanısı konulmalı ve en kısa zamanda tedaviye başlanılmalıdır.

Tam anlamıyla sebebi bilinmese de, özellikle radyasyon gibi kimyasallara ve tarım ilaçlarına maruz kalmak bu riski artırır. Kan kanseri, amaca yönelik kullanımda olan akıllı ilaçlar ve hastaya özel olan kök hücre nakil yöntemlerinin sayesinde başarı ile tedavi edilebilir.

LÖSEMİ NEDEN OLUR?

1. Genetik faktörler

Kan kanseri, çocuklarda oluşan kanser türleri arasında ilk sıralarda gelir. Özellikle down sendromlu ve fanconi anemisi olan bireylerde bu rahatsızlığın meydana gelmesi, nedeninin kromozomlar ile ilgili olduğunu düşündürür. Tek yumurta ikizlerinde, her ikisinde de görülmesi kalıtsal bir rahatsızlık olduğunu doğrular.

Reklam
Reklam

2. Çevresel faktörler
Genetiğin yanı sıra hava kirliliği, çürümüş gıdalar, gıda maddelerindeki katkılar, kemoterapi ilaçlarının bir kısmı, petrol, benzin, saç boyası gibi kimyasallar, tablet ve cep telefonu gibi radyasyon yayan cihazlar ve zirai ilaçlar gibi kimyasalların kan kanserine sebep olduğu tahmin edilir. Hamilelik sırasında annenin sigara içmesi, alkol ve uyuşturucu kullanılması, hamileliğin ilk 3 ayında röntgen çektirilmesi bebekte ileriki yaşlarda kan kanseri oluşma olasılığını güçlendirebilir.

LÖSEMİ BELİRTİLERİ NELER?

1. Ciltte solukluk
Kan kanserinin belirtileri diğer kan kanserlerinde gözlenebilen bazı bulgular ile ortak özellikler gösterir. Kansızlığa bağlı olarak ciltte solukluk meydana gelebilir.

2. Halsizlik
Kan kanserinin belirtileri arasında çabuk yorulma ve halsizlik durumları da sayılır. Aynı zamanda efor esnasında nefes darlığı gibi belirtiler gözlemlenebilir.

3. Kanama ve morarmalar
Kan kanseri belirtilerinin arasında; kişinin bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeni ile oluşan enfeksiyonlar sonucunda burun, diş etleri ve cilt altında beklenmeyen kanamalara, morarma ve toplu iğne başı büyüklüğündeki, basılınca solmayan kırmızı döküntülere rastlanabilir.

Reklam
Reklam

4. Yetişkinlerde lösemi belirtileri

AML yani akut miyeloblastik, yetişkinlerde daha sık görülür. Görülme yaşı ortalama 50-60 yaşları arasıdır. Akut tipte görülen belirtiler, kemik iliğinin lösemik şekildeki kan kanseri hücreleri tarafından istila edilmesine bağlı gelişir. Akut tipte sıklıkla görülen belirtiler;

  • Nefes darlığı
  • Halsizlik
  • Solukluk (kan hücrelerinin azalmasından dolayı)
  • Lökositlerin azalması yüzünden gelişen ciddi enfeksiyonlar,
  • Cilt ve mukozalarda kanamalar
  • Çürükler (kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerinin azalmasından kaynaklı)

KML yani kronik miyelositer lösemi en sık 40-50 yaşları arasında kişilerde görülür. Erkeklerde kadınlara nispeten daha sıklıkta görülür. Belirtileri;

  • Ciddi halsizlik,
  • İştahsızlık, kilo kaybı,
  • Terleme, lökositlerde çok belirgin artış,
  • Anemi (kansızlık),
  • Dalak büyümesi,
  • Kanama gibi klinik bulgular,
    Çok aşırı yükselmiş lökositler, bazen damarda kan akışkanlığını azaltır ve birikerek lökostaz denilen bir duruma yol açar. Bu da bazı hayati organlarda (beyin, akciğerler vb.) ciddi klinik tabloların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu klinik durum acil tedavi gerektirir.
Reklam
Reklam

KLL yani kronik lenfositik lösemi, 65 yaşını geçmiş kişilerde görülür. Belirtileri;

  • Yorgunluk, halsizlik ve güçsüzlük
  • Kanamalar, cilt kanamaları
  • Kolay morarmalar
  • Enfeksiyon
  • Karaciğer ve dalak büyümeleri
  • Gece terlemesi
  • Ateş
  • Kilo kaybı

5. Diğer belirtiler

  • İştahsızlık ve kilo kaybı,
  • Gece terlemesi,
  • Kemik ağrıları,
  • Uygun tedavi ile kontrol altına alınamayan ve sıklıkla tekrarlayan ateş,
  • Enfeksiyonlar,
  • Karında ve koltuk altı ile boyun lenf bezlerinde şişlikler,
  • Diş etlerindeki kabarmalar.
Reklam
Reklam

Kan kanseri belirtileri, birçok rahatsızlığın belirtileri ile aynı belirtiler gösterebilir. Vücudun bütün organlarına yayılması mümkün olan bu rahatsızlık, özellikle kanamalı olan hastalıklar, enfeksiyonel hastalıklar, romatizmal rahatsızlıklar, lenfoma, myeloma ve diğer kan kanserleri belirtileriyle benzer belirtilere sahip olabilir.

LÖSEMİ TEDAVİSİ VAR MI?

Kan kanserinde erken tanı konulması çok önemlidir. Genelde basit bir kan sayımı ve kanda bulunan hücrelerin mikroskop altında incelenmesi tanı için yeterli gelir. Lakin kesin tanı, kemik iliği biyopsisi ile konulur.

Kan kanseri türleri içerisinden akut lenfoblastik olanlara, tedavi açısından daha olumlu cevaplar alınır. Çocuklarda beklenen yaşam süreleri daha uzun olduğundan dolayı, yetişkin kanserleri ile kıyaslandığı zaman başarı oranları daha yüksektir. Bu yüzden erken tanı tedavide büyük önem taşır.

Reklam
Reklam

Kan kanseri, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Son yıllarda keşfedilen birçok yeni tedavi yöntemi ile iyileşme oranları artmıştır. Hastaların yaşam sürelerinin uzatılması ve hastalığın tam anlamıyla tedavi edilmesinde büyük başarı sağlayan etkenler bulunur. Bunlar; radyoterapi cihazlarının geliştirilmesi, kemik iliği nakli ile ilgili gelişmeler, hedefe yönelik olan moleküler ve biyolojik ilaç tedavilerinin günlük kullanıma girmesidir.

1. Kemoterapi
Kan kanseri tedavisi deyince ilk akla gelen kemoterapi yöntemidir. ALL türünün ana tedavi yöntemi kemoterapi uygulamalarıdır. Kemoterapi tedavi yönteminde, hücre büyümesini önleyen ilaçlar kullanılır. Genelde tek bir ilaç kan kanseri hücrelerinin hepsini imha edemez. Bu yüzden değişik etkilere sahip olan birden fazla sitostatik‎ ilaç, bir kombinasyon olarak verilir. Bu uygulama ile kötü huylu hücrelerin büyük çoğunluğu yok edilmeye çalışılır. Tedavi yaklaşık olarak 1 yıl sürer.

2. Işın tedavisi
Bazı hastalarda kemoterapi yöntemine ilave olarak merkezi sinir sistemine yani kafatasına ışın tedavisi uygulanır. Işın tedavisi tüm hastalar için kullanılmaz. Doktor tarafından hastanın durumuna göre uygulanan bir tedavi yöntemidir.

Reklam
Reklam

3. Kök hücre nakli
Belirli bazı durumlarda ise yüksek doz kemoterapi‎nin ardından, kök hücre nakilleri gerekli olabilir. Bu tedavinin amacı, vücutta kanserli hücreleri mümkün oldukça öldürmeye çalışmak ve buna bağlı olarak kemik iliğinin kan yapıcı fonksiyonlarını yeniden normale getirebilmektir.

LÖSEMİ ÖLDÜRÜR MÜ?

Son yıllarda yeni geliştirilen ilaçlar, aferez teknolojilerinde görülen gelişmeler ve destek tedavileri sonucunda, kanserli kişilerde ölüm oranları önemli bir ölçüde azalmıştır. Yeni tedavi stratejilerinin uygulanması ile artık hastalığı yenip evlenen ve çocuk sahibi olan kişiler vardır. Hatta üniversite sınavını kazanıp okuyan, okulunu bitirerek iş kuran, yurt dışına okumak için giden hastalar dahi vardır.

Akut türünde, her yıl hasta sayısı yüz binde 4 ile 6 olarak artar. İyi riskli tipinde iyileşme oranı yüzde 75’lere, akut promyelositik tipte yüzde 90’lara dek çıkabilir. Akut tiptekiler, genelde gürültülü bir tablo ile başlarlar. Trombosit sayısının azalmasına bağlı olarak kanamalar görülebilir. Bu kanamalar, sıklıkla cilt bölgelerinde görülür. Bu kanamalardan mide-bağırsak kanamaları ve beyin kanamaları tehlikeli olabilir. Özellikle beyin kanaması nadir görülse de ölümcül sonuçlar doğurabilir. Akut olanlar şayet tedavi edilmez ise haftalar içerisinde öldürücü hale gelebilir.

Reklam
Reklam