ANKARA (İHA) - TBMM'de hükümetin Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili gönderdiği tezkere görüşmeleri sürüyor.
AK Parti Grubu adına tezkere üzerine söz alan İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, AK Parti'nin dış politikasını üç temele dayandırdığını belirterek, iktidara geldikten sonra dış politikada küresel barış, bölgesel barış ve Türkiye'nin çıkarlarını ön planda tuttuklarını vurguladı. Son dönemde bölgede yaşanan gelişmelerin Türkiye'yi üzdüğünü ve tedirgin ettiğini dile getiren Bağış, bu gelişmelerin Türkiye'yi de etkileme potansiyelini hiçbir zaman göz ardı etmediklerini kaydetti. Bağış, bölgede barışın sağlanmaması halinde küresel barışın ve Türkiye'nin ulusal çıkarlarının da sağlanamayacağını bildirdi. Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere seyirci kalamayacağının altını çizen Bağış, Türkiye'nin aktif bir dış politika izlediğini, İsrail askerlerinin kaçırılmasının hemen ardından İsrail'in ilk yardım istediği ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı.
Lübnan'daki saldırılardan sonra yardım istenen ilk ülkenin de Türkiye olduğuna işaret eden Bağış, bu durumun Türkiye'nin itibarlı ve ağırlıklı uluslararası profilini bir kez daha ortaya çıkardığını bildirdi.
Türkiye dışında BM Güvenlik Konseyi'nin tüm üyeleriyle, küresel tüm güçlerle, Hamas ve Hizbullah gibi farklı taraflarla kesintisiz temas kuran başka ülke olmadığını ifade eden Bağış, "Bu, itibar ve kuvvet göstergesi değil mi? İstediği anda istediği liderle görüşebilen kaç tane lider var? Biz Başbakanımız'ın bu becerisinden gurur duyuyoruz. Utanmayın siz de gurur duyun. Sizin hayalleriniz bile bizim temaslarımıza yetişmez" diye konuştu.
Son gelişmelerle birlikte Ortadoğu'da radikallerin sayısının gittikçe arttığını belirten Bağış, "Artık Ortadoğu'da ılımlı olmak çok zor hale geldi. Ilımlı olmayı kendi halklarına anlatamıyorlar. Böyle hassas ortamda radikalizmin tırmanmasını arttıracak davranışları ben anlayamıyorum. Ateşe benzin dökülüyor" dedi.
Türkiye'nin ve AK Parti'nin Ortadoğu için iyi bir model olduğunu belirten Bağış, Filistin ve Lübnan'da yaşananların bu ülkelerle sınırlı kalmayacağını söyledi. Bu yüzden bölgedeki barış sürecine Türkiye'nin tüm gücüyle destek vermesi gerektiğini vurgulayan Bağış, "Bizim Lübnan'da çok işimiz var. Gitmezsek sorun gelir, bizim sınırımıza dayanır. Lübnan'daki ateş bizi de yakmaya başlarsa o zaman mı vatan sağ olsun diyeceğiz?" şeklinde konuştu.
Konuşmasında muhalefete de yüklenen Bağış, AK Parti'nin dün gece geç saatlere kadar fikir alışverişinde bulunduğunu ve istişare yaptığını, buna rağmen muhalefetin böyle bir toplantıya gerek duymadığını söyledi. Muhalefetin dış krizden iç kriz yaratmaya çalıştığını söyleyen Bağış, Lübnan'a asker tezkeresini 1 Mart tezkeresiyle karşılaştıran muhalefetin elmayla armudu birbirine karıştırdığını söyledi. "Muhalefet demokratik tartışma görüntüsü altında demagoji ve kışkırtma yapıyor" diyen Bağış, muhalefetin sağduyudan her geçen gün uzaklaştığını savundu.
Muhalefetin yanlış tercüme yaparak angajman kurallarını çatışma kuralları diye deklare ettiğini belirten Bağış, Lübnan'a asker göndermenin terörle mücadelede de herhangi bir zafiyete yol açmayacağını ifade etti. Türk ordusunun PKK ile mücadele kabiliyetinde herhangi bir sıkıntı olmadığını dile getiren AK Parti'li Bağış, şunları söyledi:
"Her zaman terör örgütüyle içerde ve dışarıda mücadele azmine devam edeceğiz. Hiçbir terörist, hiçbir yerde ordumuzun pençesinde dokunulmaz ve uzakta değildir. Rahat uyuyamaz. Terörle mücadele hiçbir şekilde zaafa uğratılamaz. Buna teşebbüs edenler varsa karşılarında bizi bulurlar. Muhalefet dış krizlerden iç kriz çıkarmaya uğraşıyorsa boşuna uğraşıyor."
Hizbullah'ı silahsızlandırma görevinin Lübnan ordusunda olduğunu anımsatan Bağış, her şeye rağmen böyle bir talep gelmesi halinde Türkiye'nin askerini çekeceğini vurguladı. BM'nin Türkiye'nin asker gönderme konusunda ortaya koyduğu üç şartını da kabul ettiğini anlatan Bağış, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Askerimizi oraya göndermeden riski aza indirmek için her şeyi yaptık. Soruna kayıtsız kalamayız. Seçimle işbaşına gelmiş meşru Lübnan hükümeti bizden yardım istedi. Onlara nasıl sırtımızı döneriz? Biz onlara sırtımızı dönemeyiz. Bizim şanlı tarihimizde dostlara sırt dönmek ve ata yadigarını unutmak yoktur. Asker göndermek ahlaki ve siyasi gerekliliktir. Türkiye tavırsız kalamaz, kaçak oynayamaz. Muhalefet bu izolasyonist tavırdan vazgeçmelidir. AB ve İKÖ asker gönderirken Türkiye duramaz. Asker gönderen ülkelerden hangisi Lübnan'a bizden daha yakın. Lübnan Somali'den daha mı önemsiz? Asker göndermezsek tarihe bunun hesabını veremeyiz. Biz hiç kimsenin taşeronu değiliz. Oyuna gelenlerin değil, oyunu belirleyenlerin safında olmak istiyorsak Lübnan'a gitmeliyiz. Ortadoğu Türkiye'dir. Bundan korkmayın."