Maaş ve aylıklara toplu zam! Pazarlık başladı...

Memur ve memur emeklilerinin gözü kulağı 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde. Bu görüşmeler ile 2022 ve 2023 yıllarında yapılacak zamlar belirlenecek. Konuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı açıklama yaptı.

Ağustos ayında yapılacak toplu sözleşme görüşmeleri için geçtiğimiz günlerde Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın memurlar ve memur emeklileri için taleplerini iletmişti. Taleplerin ardından yaklaşık 4,2 milyon memur ve 2,2 milyon memur emeklisinin maaş ve aylıklarına 2022 ve 2023 yıllarında yapılacak zammın belirleneceği 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

BAKAN’DAN TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ AÇIKLAMASI

Memur ve memur emeklilerinin maaş ve aylıklarına 2022 ve 2023 yıllarında yapılacak zammın belirleneceği 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat Moralı Toplantı Salonu'ndaki ilk toplantıyla başladı.

Reklam
Reklam

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, başkanlığını yaptığı toplantının açılışında, toplu sözleşmelerin demokratik toplumlarda devlet ile toplum arasındaki bağları güçlendiren kurumsal yapılar olduğunu söyledi.

Bakan Bilgin, "Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, çalışanlarını enflasyonun altında ezdirmeyecektir. Enflasyonun üzerinde bir noktada meseleyi ele alacağımızı belirtmek isterim." dedi

Toplu sözleşmenin, tarafları daha ileri düzeyde dayanışma ve bütünleşmeye götürmesi temennisinde bulunan Bilgin, "Bu bütünleşmenin sosyal ve ekonomik şartlarda sorunları çözerek daha ileri bir anlaşmayla neticelenmesi hepimizin idealidir." diye konuştu.

BAKAN BİLGİN’DEN SENDİKALARA ÇAĞRI

Bilgin, küreselleşmeyle birlikte dünyada yaşanan değişime değinerek, küreselleşmenin yarattığı sorunlar üzerinden dünyayı yeniden şekillendirmek isteyen emperyalist yapılara dikkati çekti.

Teröre karşı mücadelenin demokratik ülkelerin önemli bir görevi olduğunu belirten Bilgin, şu değerlendirmede bulundu:

Reklam
Reklam

"Demokratik ülkeler hem demokratik değerleri yükseltmek hem de kamu düzenini yerine getirmek durumundadır. Türkiye son 20-25 yılda demokratikleşme süreçlerinde kazandığı aşamalarla demokrasi içerisinde terörle mücadele etmenin büyük bir örneğini gösterdi. PKK, DEAŞ, FETÖ bunlar hep küresel saldırının bir parçasıdır. Bu topraklarda bağımsız ve özgürce yaşamanın şartı kamu düzenini sağlamak, hukuk devletini ayakta tutmak ve bunu da sosyal devlet ilkesiyle toplumla bütünleştirmektir. Bu bakımdan sendikaların herhangi bir sivil toplum kuruluşlarına kıyasla daha fazla sorumluluğu var. Çünkü sendikalar demokratik devletin sosyal kimliğini temsil eden kurumlar. Bu bakımdan, toplu sözleşmelerin, sendikalarla yaptığımız bu görüşmelerin Türkiye'nin sosyal devlet kimliğini, demokratik devlet kimliğini yeniden üreten mekanizmalar olduğunu düşünüyorum. Bunun için sendikaların terör karşısında, PKK vs bu cinayet örgütlerinin arkasındaki yapılara karşı açıkça tavır almaları gerekiyor. Burada herhangi bir tereddüdün olmaması gerekiyor. Cinayet örgütlerinin arkasına saklanmak, onlarla birtakım ilişkilere girmek utanç verici bir şeydir. Bu cinayetleri hepimizin lanetlemesi lazım."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: