Maden işçilerinin yürüyüşü

ZONGULDAK (İHA) - Zonguldak'ta Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) tarafından 4-8 Ocak 1991 tarihinde yapılan Zonguldak-Ankara Büyük Yürüyüşü'nün 14. yıldönümü nedeniyle, "Madenlerimiz, Demir-Çelik Sektörümüz ve Türkiye'nin İçinde Bulunduğu Sorunlar" konulu bir panel verildi.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç'ın yönettiği panele, Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi(ZKÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Didari, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sencer İmer, CHP Zonguldak Milletvekili Nadir Saraç, Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve GMİS Genel Başkanı Çetin Altun, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca, Zonguldak Emniyet Müdürü Mustafa Öncül ile çok sayıda sivil toplum örgütü, siyasi parti temsilcisi ve madenci ve telefonla Gazeteci-Yazar İlhan Selçuk katıldı.

Reklam
Reklam

Büyük yürüyüşün slayt film halinde gösterildiği panelin açılış konuşmasını yapan GMİS Genel Başkanı Çetin Altun, "Yılda yaklaşık 10 milyon ton taşkömürü ithal etmek mecburiyetindeyiz. 300 milyar doları aşan iç ve dış borcumuz var. Kömür için dışarıya verecek paramız yok. Çin'deki gelişmelerden sonra taşkömürü fiyatı 50 dolardan 150 dolara yükseldi. Maliyeti yüksek diye ocakları kapatan Almanya, bugün ocakları yeniden açıyor. TTK ise üretim kapasitesinin yarısının altında çalışıyor. Yabancılar Zonguldak'la yakından ilgilenirken, TTK hala küçük işlerle oyalanıyor. 59. Hükümet kurulduğundan bugüne kadar 3 bin 300 arkadaşımız emekli oldu. İşçi açıkları nedeniyle 2005 yılı üretim programı 2 milyon tonun altına çekildi. Paralar dışarıya gidiyor, biz hala seyrediyoruz. Zonguldak'ta böylesi riskli bir işte çalışmaya aday olan İŞKUR'a kayıtlı 45 bin işsiz var. Türkiye'ye 150 yıl yetecek kömür var ama elimiz kolumuz bağlı. IMF izin vermiyor, işçi alamıyoruz. 150 yıldır bu işi yapan insanlar dururken hazırlık işlerini ihale ile özel sektöre vermenin mantığı yoktur. Özel sektöre verilen işten de sonuç alınamamıştır. Maliyet açısından da TTK'nın kazancı bulunmuyor. Buna rağmen hala başka hazırlık ihalelerinden söz etmek, çalışma barışını bozar" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"MADENCİLERİN GÜCÜNÜ HAFİFE ALMAYIN"

Konuşmasına, büyük yürüyüşün öncüsü GMİS eski Genel Başkanı Şemsi Denizer'i anarak başlayan Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç da madencilerin gücünü hiç bir kurum, kuruluş veya düşüncenin hafife almaması gerektiğini söyledi. Kılıç, "Aynı şekilde, gelecek açısından da bu gücün dikkate alınmamasının, siyasi iktidarların kaderi konusunda önemli yer oynayabileceğini düşünmekte yarar vardır. 2005 yılı, 2004 yılına göre biz çalışanlar açısından daha da zor geçecektir. Bunu söylerken dünyaya kafa kaldırmak, uygulanan ekonomik politikaların yanlışlığını söylemek görevimiz, baskı grubu olarak bizler ve çalışan kesimlerin apaçık alın terini korumak olduğu bilinci içerisinde hareket ediyoruz" dedi.

SSK Hastanesi'nin devri ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Kılıç, "SSK'da 22.5 katrilyonluk, sağlık açığının olduğu söylenmektedir. Bu anlayışla giderse, 2005 yılı sonunda bu açık 32.5 katrilyon olacaktır. Kara delik olarak ortaya çıkan bu açığın bu kadar büyüyeceğini iddia ediyorum. Özellikle IMF'nin isteği doğrultusunda bu zarar sürekli gündeme getiriliyor. IMF kendi pazarını oluşturmak istiyor. İspatını istiyorsanız, 'Neşter Operasyonu' iddianamesinin 85 ve 86. maddelerine bakın" diyerek sağlık politikasını eleştirdi.

Reklam
Reklam

Panele, kurulan telefon bağlantısıyla katılan Gazeteci Yazar İlhan Selçuk ise, yer altında kömür dururken, dışarıdan kömür alma aymazlığının içine girilmesi yanlışına düşüldüğünü söyledi. Selçuk, 1991 yılındaki Büyük Yürüyüş'ün heyecanını halen yaşadığını ifade etti.

Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun ise konuşmasında verimlilik konusuna değinerek, kurumları verimli hale getirenin siyasi otoriteler olduğunu ifade etti. Siyasi otoritelerin, verimli olması için çalışacağına IMF'nin dediklerinin yaptığını ileri süren Torun, "En acı olan ise bir ülkede kurumların kapatılıp açılmasına başkalarının karar vermesi. Başkaları karar veriyorsa ciddi olarak düşünülmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR), Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) ile TTK'nın entegre politika izlemesi gerektiğini savunan Torun, "Ama ERDEMİR blok olarak değerinin yüzde 10'nu ile satılmaya çalışılıyorsa bu, günü kurtarma politikasıdır. 1 milyar dolar sadece ithal kömüre para ödüyoruz. IMF patentli uygulamalarla Zonguldak göç alan değil, göç veren bir il haline geldi. Kurum taşeronlaşmadan vazgeçmelidir" dedi.

Reklam
Reklam