Maden Ruhsatlarında Çed Raporu Oyunu

Tunceli'de maden işletmelerinin ruhsat aldıkları sahaları parça parça işleterek, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarından kaçtıkları...

Tunceli'de maden işletmelerinin ruhsat aldıkları sahaları parça parça işleterek, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarından kaçtıkları iddia edildi.

Tunceli Barosu avukatlarından Barış Yıldırım, bilgi edinme hakkı çerçevesinde Tunceli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne yapılan başvuruya verilen yanıtta; ilde madencilik faaliyetleri kapsamınsa bugüne kadar 63 başvuru yapıldığını, 58'ine 'ÇED gerekli değildir' ve 2'sine 'ÇED gereklidir' kararı verildiğinin beyan edildiğini ifade etti. Avukat Yıldırım, "Burada çarpıcı bir nokta var. Bu Tunceli ilinin yaşanabilir sahaları toplam yüzölçümü göz önüne alındığında, 63 proje ekoloji açısından başlı başına büyük risk durumundadır. Maden işletmecileri ruhsat aldıkları toplam sahalarını parça parça işleterek, ÇED raporlarından kaçıyor. Bunlar ilimizde yürütülen maden işletmelerinin çevresel etkileri olmadığına ilişkin kararlardır. Örneğin yakın zamanda Ovacık ilçesi Cevizlidere köyünde altın molibden ve bakır madenciliği sahası Munzur Havzası içerisinde olmasına rağmen 'ÇED gerekli değildir' kararı verilmiş. Madencilik sahası 25 hektarın üzerinde ise mutlaka ÇED raporunun hazırlanması gerektiği için şirketler kanuna karşı hile yoluna giderek, toplam rezerv sahası çok daha büyük olmasına rağmen işletme ruhsatlarını 25 hektardan daha küçük göstermek suretiyle, seçme eleme projelerine tabidir diyerek ÇED gerekli değildir kararlarını alıyorlar. En son Danıştay 6. Dairesi'nin verdiği kararda beyan edilen işletme sahası değil, toplam rezerv alanının dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Ovacık ilçesi Cevizlidere köyünde gördüğümüz gibi şirketler toplam rezerv sahası çok daha büyük olmasına rağmen, işletme için ruhsat alınan yeri 25 hektardan daha küçük göstererek ve madeni etap etap işleterek ÇED raporundan kaçınıyorlar. Şirketler rapordan böyle kaçarken Tunceli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün bu süreçleri biliyor olmasına rağmen ÇED gerekli değildir kararı vermesini Anayasa'ya aykırı buluyoruz. Çünkü devletin çevreyi koruma hak ve mükellefiyeti bulunmaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

Taşocakları ve yıkama eleme tesislerinin de sulak alanları tahrip ettiğini söyleyen Yıldırım, "Taşocakları ve yıkama, eleme ocaklarının sulak alanlarda yapılması ÇED işletilse de sulak alanlarının tamamen tahrip edildiklerine tanıklık ediyoruz. Bu faaliyet tamamen hukuka aykırıdır" şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: