Mağdurları 28 Şubat'ı anlattı

Emekli Albay Ergür: - "28 Şubat Türkiye'de ılımlı İslam modelini yerleştirmek üzere ortaya konulmuş bir NATO projesidir. Bu iddiamızın en büyük dayanağı, irtica ile mücadele ettiği söylenilen 28 Şubat aktörlerinin ne hikmetse 15 Temmuz darbe kalkışmasını gerçekleştiren FETÖ mensuplarını o gün tespit edememiş olmasıdır" - 28 Şubat Kadın Platformu Başkanı İpek: - "Hocalar sınıfta yoklama yaparken başörtülü arkadaşlarımızın yanına bir artı işareti koyarak fişleme yapıyorlardı. Sonraki süreçte de sınıfta olsak da yok yazılıyorduk. Varlığımızın bir anlamı kalmamıştı"

Gümüşhane Üniversitesince, 28 Şubat'ın 21. yılı nedeniyle düzenlenen panelde, dönemin mağdurları yaşadıklarını ve düşüncelerini üniversite öğrencileriyle paylaştı.

Gümüşhane Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde Yrd. Doç. Dr. Sevil Cengiz moderatörlüğünde düzenlenen panelde, 28 Şubat sürecinde yarbay rütbesiyle görev yaparken 'irtica' gerekçesiyle ordudan atılan ve daha sonra hakları iade edilen emekli Albay Ersan Ergür, yaşadıklarını anlattı.

Hizbullah terör örgütü üyeliği iddiasıyla ordudan atıldığını belirten Ergür, sonrasında yapılan düzenlemelerle albay rütbesinde emekli olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Ergür, o dönemde başörtülü eşlerinden dolayı Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilen subay ve astsubaylar olduğunu ifade ederek, "Bugün geldiğimiz noktada TSK'ye başörtülü subay ve astsubay alınmakta. 28 Şubat esasında başörtüsüyle ilgili değildir, Türkiye'nin ayağına vurulmak istenilen bir prangadır. 28 Şubat Türkiye'de ılımlı İslam modelini yerleştirmek üzere ortaya konulmuş bir NATO projesidir. Bu iddianın en büyük dayanağı irtica ile mücadele ettiği söylenilen 28 Şubat aktörlerinin, ne hikmetse 15 Temmuz darbe kalkışmasını gerçekleştiren FETÖ mensuplarını o gün tespit edememiş olmasıdır." dedi.

28 Şubat'tan sonra TSK'de FETÖ yapılanmasının hızlandığını dile getiren Ergür, "Eşleri başörtülü olan subaylar atılmıştı. Atılmayanlar FETÖ mensuplarıydı ve eşleri başlarını açmışlardı. Devre arkadaşlarımız neden ve niçin yaptıklarına anlam veremediğimiz şekilde ellerinde içki kadehleriyle dolaşarak bir anda yemek ve davetlerde içki içmeye başlamışlardı. O gün elinde kadehlerle dolaşanların birçoğu 15 Temmuz öncesi terfi edip tuğgeneralliğe yükselen arkadaşlarımızdı." diye konuştu.

Reklam
Reklam

- "Varlığımızın bir anlamı kalmamıştı"

28 Şubat Kadın Platformu Başkanı Mine İpek de 28 Şubat sürecinde Malatya'da İnönü Üniversitesinde öğrenci olduğunu söyledi.

28 Şubat kararlarının uygulanmasında Malatya'nın da pilot iller listesinde olduğunu belirten İpek, şunları kaydetti:

"İlk zamanlar fakültelerimize alındık ama normal olmayan durumlar vardı. Hocalar sınıfta yoklama yaparken başörtülü arkadaşlarımızın yanına bir artı işareti koyarak fişleme yapıyorlardı. Bundan sonraki süreçte de sınıfta olsak da yok yazılıyorduk. Varlığımızın bir anlamı kalmamıştı. Buralarda çok fazla hakarete uğruyorduk. Terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorduk. Terör örgütü FETÖ o zaman 'başörtüsü füruattır' kararını alarak üniversitelerdeki başörtüsü eylemlerinin direncini bir nevi kırmıştır. Bu yaklaşımları aleyhimize kullanılmıştır. Dekanlar bizi çağırarak 'bakın arkadaşlarınız başlarını açtı onlar da inanıyorlar siz hangi örgüte hizmet ediyorsunuz? Hangi terör örgütüne mensupsunuz ki bu kadar direniyorsunuz.' diyorlardı."

Reklam
Reklam

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkal ile araştırmacı yazar Ahmet Ay da panele katılanlara süreçte yaşadıklarını anlattı, soruları yanıtladı.

Panele, Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Günay Çakır, AK Parti Gümüşhane İl Başkanı Celalettin Köse ve öğrenciler katıldı.

Anahtar Kelimeler: