Mağdurun evi bile aranmayacak

BURSA (İHA) - Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof Feridun Yenisey, polislerin, arama kararı olmadan, mağdur olan vatandaşın evini dahi aramaya yetkisi olmadığını söyledi.

Danıştayın arama izni için hakim kararı gerektiğine ilişkin içtihadını eleştiren Yenisey, "O halde siz, hakim kararı olmadan evinize misafir de alamazsınız. Bu çok yanlış, ama Türkiye gerçeğine uygun bir karar" dedi.

Bursa Barosu tarafından avukat Cengiz Göral'ın ölümünün 25. yıldönümü münasebetiyle Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen seminerde konuşan Feridun Yenisey, avukat, savcı, hakim ve emniyet mensuplarına, en iyi bildikleri kanun maddelerine bile mutlaka tekrar bakmalarını tavsiye ederek, her okuyuşta yeni ipuçları, farklı detaylar göreceklerini söyledi.

Reklam
Reklam

Tüm dünya ülkelerinde uygulanan rızai aramanın Danıştay 10. Dairesi tarafından geçen yıl durdurulmasının, kolluk kuvvetinin elini kolunu bağladığını belirten Yenisey, "Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir uygulama, Türk polisinin önüne konulmuştur. Olayın gerçekleştiği evin sahibinin, 'Buyrun, evimi arayabilirsiniz' demesine rağmen, polis, arama kararı almadan evi arayamaz duruma geldi. Bu karar, kolluk kuvvetine duyulan güvensizlik sebebiyle verilmiştir. Polisin evde arama yapması için hakim kararı veya savcının yazılı kararı olması gerekir. Kaçan şüpheliyi yakalamak isteyen polisin, arama için izin alabileceği son makam kendi amiridir. Danıştay, gerekçe olarak, 'vazgeçilemez özel bir hayat hakkı' demiştir. O halde, siz hakim kararı olmadan evinize misafir de alamazsınız. Çok yanlış, ama Türkiye gerçeğine uygun bir karardır. Ülkemizde kolluk kuvvetlerinin çok suiistimalleri olmuştur. Ama yıllar sonra terörle mücadelede ve diğer suçlarla mücadelede insan haklarına uymayı öğrendik" dedi.

Reklam
Reklam

Verdiği örneklerle konuyu açıklayan Yenisey, hukuk diline yeni giren makul şüphe kavramını izah ederek, "Bir olayı ihbar eden şahıs, adres ve kimlik bilgilerini vermişse, devletin o konuyu araştırması gerekir. Araştırma demek, gözaltına almak, telefon dinlemek değildir. Araştırma yapmak, bilgi toplamaktır. Olay yerine gelen kolluk kuvveti, olay mahallinde araştırma yapması için Anayasa ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'ndaki arama yönetmelikleri farklılık arz ediyor. Kolluk kuvveti, 'Ben Anayasa'yı uygularım' diyemez. Kolluk kuvvetinin bir olayı araştırması için makul şüphenin oluşması gerekir" diye konuştu.

Delil toplama konusunda da ilginç örnekler veren Yenisey, "Sokak ortasında cinayet işleyen kişi polis tarafından gözaltına alınır. Suç aleti bulunamaz. Zanlı araca bindirilir ve iki polis kendi arasında 'şimdi okuldan öğrenciler çıkacak. Sokaktaki silahı bulup oynarken, bir arkadaşın ölümüne sebep olacak. Durup dururken bir can gidecek. Çok yazık olacak' diye konuşurken, zanlı silahın yerini gösterse bile, ele geçen silah ABD'de delil olarak kabul edilmiyor. Artık bizde de bu karar uygulanacak. Bizde de şüpheliye hakları okunur, eğer konuşmama hakkını kullanıp silahın yerini göstermezse ele geçirilen silah suç delili olarak kullanılmayacak" dedi.

Reklam
Reklam

Ayrıca seminere konuşmacı olarak katılan Kansas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. David Gottlieb, "Mukayeseli hukukta arama ve el koyma", William Mitchell Koleji'nden de Prof. Dr. Peter Knapp ve Prof. Dr. Bob Obliphant, mukayeseli hukukta çapraz sorgu ve aile hukuku" konularında dinleyenleri bilgilendirdi.
Daha sonra dinleyiciler, sürüncemede kalan bölümleri, konuşmacılara sorarak bilgi aldı.