ANKARA (ANKA)- Anayasa Mahkemesi, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda, hakim kararı olmaksızın mülki amirler, emniyet, jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı personelin hakim kararı olmaksızın arama yapmasına imkan sağlayan yasa maddesinin iptali talebini oyçokluğuyla reddetti.
Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 17. maddesinin birinci fıkrasının, Anayasa'nın 2, 5, 6, 11, 13, 19, 20, ve 23. maddelerine aykırılığı savıyla iptali talebinde bulundu.
-YEREL MAHKEME, "KİMSE, HAKİM KARARI OLMADAN ARANAMAZ"
Mahkeme yaptığı başvuruda, iptalini istediği madde ile mülki amirler gümrük muhafaza amir ve memurları emniyet jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı personelin hakim kararı olmaksızın ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin arama kararı vermesine ihtiyaç duymaksızın arama yapabileceklerine dikkat çekti. Mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hukuk devleti olduğuna dikkat çekerek, kimsenin hukuk devleti dışına çıkamayacağına, üstünlüğün Anayasada olduğu, hiçbir kurum veya organın Anayasa'da olmayan bir devlet yetkisini kullanamayacağına dikkat çekerek, "4926 sayılı kaçakçılıkla Mücadele Yasası'nın 17. maddesinin birinci fıkrası yukarıda belirtilen amir Anayasa hükümlerine aykırıdır. Hiç kimse hâkim kararı olmaksızın ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin emri olmaksızın kişilerin üstünü, özel kağıtlarını ve eşyalarını arayamaz. Sanığın cezalandırılması talep edilen ve eylem sübut bulduğunda uygulanacak kanun maddelerinin dayanağını teşkil eden 17. maddenin birinci fıkrası aramalarda hâkim kararını ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin kararını bertaraf etmiştir. Buysa yukarıda belirtilen ve açıklanan Anayasa'nın amir hükümlerine aykırıdır" dedi.
-ANAYASA MAHKEMESİ: "SUÇUN VE SUÇLUNUN ÖNLENMESİ İÇİN ÜST ARAMASI HAKİM KARARI OLMADAN YAPILIR"-
Başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi, Mahkeme'nin talebini oyçokluğuyla reddederek şu görüşleri dile getirdi:
"4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun ‘usul hükümleri' başlıklı dördüncü bölümünde yer alan ve iptal istemine konu fıkrayı da içeren ‘Aramalar' başlıklı 17. maddesi, bu kanunda düzenlenen aramalara ilişkin usul ve esaslar ile aramaları yapmaya yetkili kurum ve personeli belirleyen bir kuraldır. İptali istenen 17. maddenin birinci fıkrasında ise 16. maddede sayılan mülkî amirlerin, gümrük ve gümrük muhafaza amir ve memurlarının, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı personelin bu Kanunun suç saydığı fiilleri önleme, izleme ve soruşturmakla birlikte, ayrıca yukarıda sayılan aramaları da yapmaya yetkili oldukları belirtilmiştir. Bu yönüyle iptali istenen 17. maddenin itiraza konu birinci fıkrası, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda düzenlenen aramaları yapacak kurum ve personeli belirleyen, yetki hükmü içeren bir kural niteliğindedir. Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, ‘laik ve sosyal bir hukuk devleti' olarak nitelendirilmiştir. Hukuk devleti, her eylem ve işlemi hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan devlettir. Hukuk devletinde, Anayasa'da belirtilen kurallara ve hukukun evrensel ilkelerine bağlı kalmak ve ceza muhakemesinin gayesine uyun olmak koşulu ile suçun önlenmesi, suç delillerinin elde edilmesi veya suçluların yakalanması amacıyla yapılacak aramaların icrasının nasıl ve kim tarafından yerine getirileceği konusu yasa koyucunun takdir yetkisi. Anayasa'nın 20. maddesi özel hayatın gizliliği ve korunmasını güvence altına alan bir kuraldır. Maddenin birinci fıkrasında herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu ve özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı belirtilmiş, ikinci fıkrasında ise özel hayatının gizliliğine ilişkin hakkın sınırlandırılma koşulları belirtilmiş ve hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri olmadıkça kişilerin üzerlerinin ve eşyalarının aranamayacağı güvence altına alınmıştır."
-"ANAYASA'YA AYKIRI DEĞİL"-
Yüksek Mahkeme kararında şöyle denildi:
"İtiraz konusu kural, 4926 sayılı Yasa'nın suç saydığı fiilleri önleme, izleme ve soruşturmakla görevli olan mülkî amirlerin, gümrük ve gümrük muhafaza amir ve memurlarının, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı personelin, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda düzenlenen aramaları yapmaya da yetkili olduklarını içeren bir kural olup arama kararının dayanağını oluşturmamaktadır. Suçun önlenmesi, suçluların yakalanması veya suç delillerinin elde edilmesi amacıyla yapılacak aramalarda, aramanın icrasının uzmanlık ve tecrübe gerektirdiği, özellikle kaçakçılık suçlarında yapılacak aramaların Yasa'nın 16. maddesinde belirtilen ve bu konuda gerekli eğitimi almış, bilgi ve tecrübeye sahip kolluk güçlerince yerine getirilmesine ilişkin yetkiyi içeren kuralın Anayasaya aykırı bir yönü bulunmamaktadır."
-PAKSÜT'DEN TARİHİ KARŞI OY YAZISI-
Karara, Ergenekon soruşturması çerçevesinde eşi Ferda Paksüt hakkında dinleme kararı verilen Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt muhalif kaldı. Paksüt, karşı oy yazısında, "İtiraz konusu kuralla sayısı yüz binlere varan personele yer, zaman, bağlı olduğu kuruluşun yetki ve sorumluluk alanı gibi her hangi bir kayıt getirilmeksizin, yasanın diğer bir maddesine yollama suretiyle arama yetkisi verilmiş olup, bunun amaca elverişli, zorunlu veya ölçülü olduğundan söz edilemez. Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik gibi görev, yetki ve sorumluluk alanları farklı kurumlara bağlı tüm görevlilerin arama konusunda eğitim, bilgi ve deneyime sahip oldukları söylenemeyeceği gibi, böyle bir husus yasanın metninde de yer almamaktadır. Bu tür yasa kuralları, keyfi uygulamalara yol açarak, temel hak ve özgürlükler alanına yapılacak müdahalelerin zamanla demokratik hukuk devletini tehdit edici boyutlara varmasına neden olabilirler" dedi.