Mahkumları yakan korkunç ihmal

Van’dan İstanbul’a mahkum taşırken birden bire alev alan cezaevi ring aracındaki yangının nedeni belli oldu.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti, 5 mahkumun yanarak can verdiği yangına kısa devre yapan akü kablolarının yol açtığını belirledi...

16 Eylül’de meydana gelen skandal olayda, kilitli hücreleri açamayan askerlerle ilgili birçok soru işareti gündeme geldi. Adalet Bakanlığı da tartışmalı nakilde birinci dereceden sorumlu olduğu için yoğun şekilde eleştirildi. Soruşturmanın başlangıcında hazırlanan tespit tutanağında, İstanbul Metris Cezaevi’ne ait 34 BL 2564 plakalı 2010 model Doruk Otokar 190H marka aracın ne şekilde arızalandığı şoför ve askerlerin ifadelerine dayanarak yer aldı.

Reklam
Reklam

[**

**](https://www.mynet.com/cezaevi-aracinda-can-pazari-5-olu-180100048488)

6 saat önce arıza yaptı
Araç şoförünün ifadelerine göre, 3 hücreden oluşan 18 mahkum kapasiteli ring aracı, yanmadan 6 saat önce arızalandığı yönünde uyarı vermeye başladı. 15 Eylül akşamı saat 22:15’te Elazığ’daki Çayda Çıra Petrol Ofisinde yakıt ikmali yaptıktan sonra araçta tekleme ve çekiş gücünde azalma meydana geldi. Şoför, İstanbul’da bulunan Kılıç Oto’yu arayarak teknik yardım istedi. Servis yetkilisi, “Siz devam edin. Pislik tıkanmıştır. İlerledikçe açılır” dediği için yola devam edildi. Kayseri Pınarbaşı Cumhuriyet Savcılığı’nın, olaydan hemen sonra Erciyes Üniversitesi’nden rapor hazırlamasını istediği bilirkişi heyeti de bu tespitlere yer verdi.

Akü imalattan beri sorunlu
Yangının nedenini araştıran heyet, can güvenliğinin son derece yüksek olması gereken ring araçlarında çarpıcı bulgulara ulaştı. Buna göre yangının çıkış nedeninin aracın imalatından beri sorun yaratan aküsü olduğu belirlendi. Bilirkişi raporunda, “Aracın tüm elektrik tesisatı üzerinde yapılan incelemelerden araçta yangına akü bölgesi ile motor bölgesini birbirinden ayıran saç bölgesindeki kontak/kısa devrenin sebep olduğu kanaatine ulaşılmıştır” denildi.

Reklam
Reklam

Sac, kaynayıp alev aldı
Erciyes Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Selahattin Orhan Akansu ve Yard. Doç. Dr.Şükrü Su ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölününden Doç. Dr. Ferhat Daldaban’ın imzasını taşıyan raporda, hayati önemde tespitler de yer aldı. Raporun sonuç bölümünde yer alan tespitlere göre, yakıt alındıktan sonra aracın çekiş gücünün düşmesi ve teklemesi yangın öncesi arızayla ilgili uyarı vermeye başladığının göstergesi. Sonuç bölümünde araçta yangının akününün bulunduğu arka kısımda nasıl başladığı da aktarılarak şunlar kaydedildi: “Aküden çıkan kabloların artı (+) hattının sacın delik geçiş kısmında önce temas ederek kısa devre ile saca kaynadığı, temas ettiği yerleri ısıttığı, alevlendirdiği, yangının başlangıcının da bundan kaynaklandığı sonucuna ulaşıldı.”

Serviste şoförü uyardılar
Araçta ölen mahkumlardan Sinan Aşka’nın avukatı Necdet Edemen, savcılığın tespit tutanağında yer verdiği şoförün ifadelerini yalanlayarak şunları söyledi: “Araç şoförü arızanın meydana gelmesinden sonra İstanbul’daki teknik servisi aradığında, servis yetkilisi kendisine, ‘Debriyaj ve mazotu kontrol et’ dedi. Ancak sorun devam ederse hem Malatya hem de Elazığ’da yetkili servislerinin olduğunu, o servislerden birine gitmesi gerektiğini söyledi. Ancak şoför bu şekilde yola devam etti. Şoför servis yetkilisini dinleseydi bütün bu ölümler yaşanmazdı.”

Reklam
Reklam

Arka kapı içeriden kayışla bağlıydı
Raporda çarpıcı bir detaya da yer verildi: Kayseri Pınarbaşı’ya 50 kilometre mesafede seyir halindeyken aracın sağ arka kapısı aniden açıldı. Kapı kapanmadığı için tüfek kayışıyla içeriden bağlandı ve yola devam edildi. Yarım saat sonra, sabah 05:30 ile 06:00 sıralarında ise aracın arka kısmından aniden dumanlar yükselmeye başladı. Araç komutanı İsmail Bostan, yardımcısı ve iki şoför hemen arka kapıya koştu. Ancak içeriden kayışla bağlı olan kapıyı açamadılar. Aniden yükselen alevler üçüncü hücreyi kapladığı ve hücre kapıları kilitli olduğu için mahkumlar da arka kapıya ulaşamadı.

Anahtarlar komutandaydı
Araçta ölen mahkumlardan Sinan Aşka’nın avukatı Necdet Edemen, üç hücrenin anahtarlarının araç komutanı Astsubay İsmail Bostan’da olduğunu söyledi: ”Hücrelerin her bir kapısında üçer adet kilit bulunuyor. Bu kilitlerin anahtarları tek bir ipe bağlıydı ve hepsi aracın önünde oturan astsubay İsmail Bostan’daydı. Anahtarlar askerlerde olsa, askerlerle beraber mahkumlar da yangından kaçabilirlerdi.”

Reklam
Reklam

SABIKASI KABARIK

2 yılda 37 parça değişti
Hem bilirkişi hem de soruşturma dosyasında yer alan aracın servis kayıtları da, ring aracının adeta ölüm aracı olduğunu ortaya koydu. 2009 yılında satın alınan 2010 model Doruk Otogar 190H marka araç, daha ilk 50. kilometresinde arıza verdi. İstanbul’da kullanılan araç, uzun süre çalıştırılmadan bekletildiği ve akım çeken kaynakların açık bırakılmasından dolayı aküsü deşarj oldu. Araç 2 yılda 15 kez daha arızalandı ve toplam 37 parçası değiştirildi.

Defalarca yakıt kaçırdı

Aracın değişen parçaları arasında kopan fan kayışı, kararmadan dolayı farlar, zamanlama sistemi çalışmayan silecek motoru, yağ kaçıran amortisör, kayış kopması nedeniyle tüm kayışlar ve yakıt kaçıran enjektör boruları bile var. Araç ilk arızasını 17 Temmuz 2009’da verdi. Korkunç yangından önce ise en son arızası 5 Şubat 2011’de meydana geldi.

Yanıcı kimyasallarla kaplı

Aracın akü kablosundan kaynaklanan kısa devreden sonra çıkan yangında, yüksek güvenlikli olması gereken ve yanıcı maddelerin olmaması gereken araç aniden alevler içerisinde kalmıştı. Bilirkişi raporunda, alevlerin hız kazanmasının nedeninin 25 farklı kimyasaldan kaynaklandığı belirtildi. Bu kimyasallar arasında, yapıştırıcı, sıvı teflon conta, loctite, astar sertleştirici ve çeşitli boyalar da bulunuyor.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: